Görmez ayrıca şu anda hastanelerde yatan 45 kişiden 42'sinin ambulanslarla, 3 kişinin ise helikopterle Arafat'a çıkarılacağını kaydetti.
SIRA BEKLEYEN HACI ADAYLARINA MÜJDE
Görmez, "En zor konularımdan bir tanesi Türkiye'de yıllardır müracaat edip bu ibadetin hasreti içinde kalanlar. Yıllar önce tarlasını satarak yahut topraktan rızkını kazanan Anadolu inansın biriktirdiği 3-5 kuruş ile haccı bekleyen insanlar var. Bugün itibariyle 1 milyon 370 bin kişi bekliyor. Anadolu'nun hangi köşesine gitsem gözü yaşlı biri çıkıyor, 'bana ne zaman sıra gelecek' dediğinde verecek cevap bulamıyorum. Onlara bir vaadimiz vardı. İki gruba vaadimiz var: Birinci grup yüzde 20 kota indiriminden dolayı bu sene bizlerle birlikte gelemeyen hacı adaylarımız. Toplam 14 bin 800 hacı adayımız bu sene bizlerle birlikte gelmesi gerektiği halde gelemediler. Gelecek yıl bunlar herhangi bir kuraya tabi tutulmadan buraya gelecekler.İkinci büyük grup, 7 yıl üst üste müracaat etmiş ve 8 yıla giren adaylarımızı bir defaya mahsus olmak üzere buraya getirecektik. Kota indirimi olmasaydı bu vaadimizi yerine getirecektik. Bu toplam 87 bin 870 hacı adayımıza kurasız getirmek üzere vaadimiz var. İnşallah bunların hepsini gelecek yıl getiririz diye ümit ediyorum" dedi.
"VAHYİN KALBİNDEYİZ. BURASI HER MÜMİNİN ANA OCAĞI, ANA KUCAĞIDIR"
Ataşelik binasındaki konuşmasına "Hepiniz Mekke'ye, Allah'ın evine hoş geldiniz" sözleriyle başlayan Görmez, "Vahyin kalbindeyiz. Buralar her müminin ana ocağı, ana kucağıdır. Hazreti Havva, Hazreti Hatice ve Hazreti Hacer validemizin mekanlarıdır. Hira ve Sevr dağının, Arafat'ın yakınındayız. Böyle bir mekan ve atmosferde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum" dedi.
"KOTA İNDİRİMİNDEN DOLAYI NİSPETEN DAHA SAKİN BİR HAC DÖNEMİ YAŞIYORUZ"
Görmez, "Bu yıl, yüzde 20 kota indirimine gidildiği için Kabe'deki tavaf alanındaki inşaatlardan dolayı bu sene nispeten daha sakin ve dingin bir hac dönemi yaşamaktayız. Halen Cuma namazının, (Mescid-i haram'ın) 1 kilometre uzağına kadar uzadığını biliyoruz. Ancak geçen yıla göre daha sakin bir hac dönemi yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
Ancak yapılan genişletme çalışmaları nedeniyle gelecek yıllarda daha rahat bir hac ibadeti yapılabileceğini söyleyen Görmez, "Daha önce aynı anda 50 bin kişi hac yapıyordu. Proje tamamlandığında aynı anda 180 bin kişi tavaf yapabilecek" dedi.
Önümüzdeki yıllarda tavafın nispeten daha rahat olacağını kaydeden Görmez, bununla birlikte mekan sorununun sadece tavaf alanının genişlemesi ile çözülemeyeceğini belirtti.
Görmez, "Çünkü Müslümanlar imkanları arttıkça buraya gelmek isteyecek. Kota kalkarsa yıllık 20 milyon insan bu ibadeti yapmaya talip olacaktır. Sadece Türkiye'den 1 milyon 400 bin kişinin göz yaşları içinde bu ibadeti yapmak için beklediğini biliyoruz. Ancak bugün bu mekanların bu talebe karşılaması mümkün değil" dedi.
'BU YIL HAC İBADETİ DAHA BURUK GEÇİYOR'
Diyanet İşleri Başkanı Görmez konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu yıl hac ibadetinin daha buruk geçtiğini hissediyoruz. Bu hem tavaftaki coşkunun olmayışı hem nispeten insanların yüzünde o hüznü hissetmek mümükün: Bu da İslam dünyasında akan kan ve gözyaşının insanlar üzerinde bir üzüntü oluşturmasıdır. Bunu hissediyoruz. Kabenin etrafında kalplerini birleştirmeleri ve başka dünyalarda kavga sebebi olan şeylerin burada birlik ve tevhit potasında eriyor olması bizi ümit var ediyor."
"Bir diğer husus bugün hac ibadetinin karşı karşıya kaldığı iki tehlike. Birincisi hem şahsi tecrübe, hem de yazılı kaynaklardan aldığımı hac ibadetine talep ve sayı arttıkça organizasyonlar ve mekanlar daha modernize oldukça imkanlar daha arttıkça hac nispeten ruhunu kaybediyor diyemeyeceğim ama haccın o manevi asıl haccı hac yapan o ruhun azalmaya başladığını hissediyoruz."
"Bu bütün ibadetler için hissedilir bir tehlike. Çünkü hac ibadeti anlamlar ve sembollerdir. Bu anlamlar ve semboller kaybolursa bütün müminler için tehlike çanları çalıyor demektir."
"KEŞKE BU TOPRAKLARDA TARİHİN BÜTÜN İZLERİNİ GÖRME İMKANINA SAHİP OLSAYDIK"
"İhram öyle bir giysidir ki bir karıncayı dahi incitmemek gerekir. Müminlere buradan döndükten sonra bir ruh vermeyi amaçlıyor, o ruhu kaybederse ihram iki parça havluyu bürünmekten ibaret kalır."
"Hac birincisi kendi kalbimize gönül dünyamıza yaptığımız yolculuktur. Kalbiniz ile Kabe'nin Rabbi arasında bir ilişki kuracaksınız. Safa ve Merve bir gönbül yolculuğu olmalıdır. İkinci yolculuk her müminin ebedi hayata, ahirete yaptığı yolculuk olmalı. Üçüncü yolculuk kardeşlerimize yaptığımız yolculuk olacaktır. Dünyada bu kadar farklı dili, ırkı bir araya getiren başka bir yolculuk yoktur.
Dördüncü yolculuk bizim tarihimize yaptığımız yolculuktur. Hazreti İbrahim, Hazreti İsmail Hazreti Hacer ve Sevgili Peygamberimize olan yolculuktur. Burada keşke o tarihin bütün izlerini görebilme imkanına sahip olsaydık. Keşke bu topraklar bir talihsizleştirme ile karşı karşı kalmasıydı. Ama coğrafyanın şartları farklı uygulamaları beraberinde getirmiş. Bugün birkaç yer hariç tarihin izlerini büyük oranda görmek imaknına sahip değiliz. Bu da bizi üzen hususlardandır. Beşinci yolculuk, Kabe'nin Rabbine, evin sahibine yaptığımız yolculuktur.
Eğer bu yolculuklar maksadına ulaşmazsa, altıncı yolculuk Suudi Arabistan'a yapılan yolculuk olur."
"MEKANLAR LÜKS HALE GELDİKÇE HAC İBADETİNİN RUHU KAYBOLUYOR"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez ayrıca, "Mekanlar lüks hale geldikçe, hac ibadetinin büyük ruhunun kaybolduğunu görüyoruz. Yayınlarımızla bu ruhu yeniden kazandırmaya çalışıyoruz. Hac ibadetinin arkasındaki felsefe, çok önemli bir felsefedir. Bu nedenle hac ibadetine gelenlerin gelmeden önce çokca okuyup bilgi edinmesi gerekiyor. Mümin burada yapılan tavaf, say, Arafat ve şeytan taşlamaların anlamını öğrenmelidir. Bizi tevhid potasında eritmek için emredilen bir ibadet olan hac ibadetinde müminlerin nasıl bireyselleştiğini görmek hac ibadetinin sıkıntılarından biridir" dedi.
"BU YIL TOPLAM 70 BİN HACI ADAYI KUTSAL TOPRAKLARDA"
Bu sene Avrupa'dan gelenlerle birlikte yaklaşık 70 bin hacı adayanını kutsal topraklarda bulunduğunu söyleyen Görmez, "Bunların yarıya yakını hac öncesi Medine'deki vazifelerini tamamladılar. Bugün itibariyle Medine'de hiçbir hacımız kalmadı. Geri kalan yarısı Medine'ye gidip görevini yapacak" dedi.
"2 BİN PERSONELLE ARAFAT, MÜZDELİFE VE MİNA'DA PROVA YAPIYORUZ"
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1970'den bu yana hac organizasyonu yaptığını söyleyen Görmez, "Dünyada parmakla gösterilen
3 bin 469 arkadaş ile bu yıl hacılarımıza hizmet veriyoruz. Şu anda 2 bin arkadaşımız Arafat, Müzdelife ve Mina'ya sevkler için prova yapıyor. Hacılar için Rahman'ın misafirleri ifadesi kullanılır. Bu yüzden Rahman'ın misafirlerine hizmet ediyoruz" dedi.
"80-90 YAŞIDAKİ HACI ADAYINI SIRTINA ALIP TAŞIYAN MEÇHUL KAHRAMANLAR VAR"
Görmez, "Hizmet esnasında meçhul kahramanlarımız var. Yeri geldiğinde 80-90 yaşındaki hacı adayımızı sırtına alıp taşıyanlarımız var. Arafat'tan Müzdelife'ye doğru bize ayrılan dar mekanda zorlu bir yolculuk vardır. Burada özveri ile yürümeye takati kalmayanlara da hizmet veriyor bu meçhul kahramanlar" dedi.
Hac ibadetini Arafat öncesi ve Arafat sonrası diye ikiye ayırdıklarını söyleyen Görmez, "Bu nedenle intikallerle ilgili bütün çalışmalar yapılmış durumda. Sadece 140 arkadaşımız elinde bayraklarla bize yol ve güzergah göstereceklerdir. Bu sene haccın ruhu ve hikmeti ile ilgili yaptığımız eğitim faaliyetlerine hacılarımızın gösterdiği ilgi takdire şayandır. Kabe'ye girdiğinizde de onu görün. Kadın hacılarımız nispeten daha düzenli hac yapıyorlar. Her yerde şikayetçi olduğumuz erkek egemen anlayışının tavafta dahi öne çıktığını görüyoruz. 2 yıldır her kafilede bayan din görevlisi kardeşlerimizin önemli görevler üstelendiğini görüyoruz" şeklinde konuştu.
BU YIL BİRİ TRAFİK KAZASI, 17'Sİ KALP YETMEZLİĞİ SONUCU 18 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ'
Görmez, "Bugün itibariyle, bilhassa hacılarımızın yaşları nispeten daha ileri olması nedeniyle şu ana kadar 18 hacı adayımız hakkın rahmetine kavuştıu. Arafat'ta onları dualarımıza katacağız. Bizlerle birlikte hac ibadetini en güzel şekilde yapmış olması için dua edeceğiz. Biri trafik kazası, diğer tamamı kalp krizi ve kalp yetmezliği nedeniyle vefat etti. Vefat edenlerin tamamının yakınlarına ulaştım. Ben onları teselli etmeye çalışırken onlar beni teselli etti. Pek çok evlat, pek çok eş bir yakının vefatı dolayısıyla Mekke ve Medine'ye olan gönül bağı dolayısıyla sevinç duyduğuna şahit oldum" dedi.
