ŞAİR, yazar, araştırmacı Sunay Akın, Gezi Parkı eylemlerini gençlerin haklı olarak kendi algılarıyla değerlendirdiğini ifade ederek, "Benim çocukluğumda bütün parklarda 'Çiçeği kopartma, yeşili koru' gibi uyarılar vardı. Yani devlet yeşil alanı bizlerden korurdu. Ama büyüdük bu yaşlara geldik şimdi parkları biz devletten koruyoruz" dedi.
Malatya’da düzenlenen 2. Deniz Kitap Festivali’ne katılan Sunay Akın, okurlarıyla buluştu. Kitaplarını imzalarken hayranları ile hatıra fotoğrafı çektiren Akın, zaman zaman minik misafirleriyle de ilgilenmeyi ihmal etmedi. Gündeme dair soruları da yanıtlayan Sunay Akın, geçen yaz meydana gelen Gezi Parkı eylemleriyle ilgili görüşlerini de açıkladı. 1992 yılında Kız Kulesi'nin imara açılmak istenmesi üzerine yine aynı şekilde eylem yaptıklarını anımsatan Akın, "Bu ülkenin tarihi doğası ve tarihi eserleri asla ranta kurban edilmemelidir" dedi.
Bu işin politikayla hiçbir alakasının olmadığını savunan Akın, bunun 'insan olup olmama' meselesi olduğunu vurguladı. Gezi Parkı eylemlerini gençlerin haklı olarak kendi algılarıyla değerlendirdiğini ifade eden Akın, "Sultanahmet Cezaevi’nin müze yapılmasını istedik ama yapılmadı. Sultanahmet Cezaevi tarihi bir bina neden bir müze olmasın?'Taksim'e AVM yapalım' diyorlar insaf yahu oralardaki ağaçlardan ne istiyorsunuz? Zaten İstanbul’da kaç ağaç kaldı? Eski Kız Kulesi haritalarına bakın orada ağaçlar olduğunu görürsünüz. Nedir bu ya doymadılar mı?" diye konuştu.
'İKİ ELİM YAKALARINDA OLACAK'
Kendisi gibi düşünen insanların bu ülkede politik figür olarak gösterildiğini ifade eden Akın, "Ama bu millet zekidir, akıllıdır. Biz büyük medeniyetiz ve tarihimize, geleneğimize sahip çıkıyoruz. Ben kendimi bildim bileli bu ülkede her zaman muhalifim zaten bundan sonra da devam edeceğim. Çünkü 30 yıl sonra bugün bu parti falan olmayacak. Ama yine birileri doğayı, tarihi kentleri rant olarak görecek. Hayattaysam yine iki elim iki yakalarında olacak" diye konuştu.
Kültürlerinin kendilerine bunu öğrettiğini ifade eden Sunay Akın, "Ne kadar garip bakın benim çocukluğumda bütün parklarda 'Çiçeği kopartma, yeşili koru' gibi uyarılar vardı. Yani devlet yeşil alanı bizlerden korurdu. Ama büyüdük, bu yaşlara geldik şimdi parkları biz devletten koruyoruz. Böyle bir şey olabilir mi?" dedi.