İTALYA’da Yönetmen Ferzan Özpetek’in ilk kitabı 'Rosso İstanbul (İstanbul Kırmızısı)' adlı romanı, İtalya’daki raflarda yerini aldı.
Kitap, Ocak ayında Türkiye'de de satışa çıkacak. 30 yılı aşkın süreden bu yana İtalya’da yaşamını sürdüren Ferzan Özpetek, doğduğu kent İstanbul’da geçen bir roman kaleme aldı. Özpetek ilk kitap deneyimi olan İstanbul Kırmızı’sında, kendi hayatından alıntılar ile kurguların bütünleştiği, geçmiş hem de günümüze gidip gelen, 3-4 günlüğüne Türkiye’ye annesini ziyarete giden ancak, sonra 1 ay kalan yönetmenin hikayesini anlatıyor. Kısmen otobiyografi, kısmen Boğaz’da iç içe geçmiş öykülere değinilen 160 sayfalık roman, İtalya’da Salı günü Mondadori Yayınları’ndan satışa çıktı. Ülkede çıkan bazı yorumlarda, "Filmleri gibi romantik bir kitaba imza attı" ifadeleri kullanılan Özpetek, kitabını Doğan Haber Ajansı’na anlattı.
"HER ŞEYİN ÇABUK DEĞİŞTİĞİ DÜNYADA KİTAP YAZAYIM DEDİM"
Mondadori Yayınları’nın 10 yıldan bu yana bir kitap yapma konusunda kendisine ısrarda bulunduğunu anlatan Özpetek, şunları söyledi:
"Bundan 2.5 yıl önce de bir televizyon programına katılmıştım; 'Burada söyledikleriniz çok hoş. Annenizle ilişkinize ilişkin hoş bir hikaye çıkabilir. Bir konuşalım’ dediler. Benim de kafamda bir film projesi vardı bununla ilgili. Oradan hareket ettim."
Kitabında, yaşamından çokça esinlendiğini hatırlatan Özpetek, şöyle devam etti:
"Her şeyin çok çabuk değiştiği bir dünyadayız. Her şey iyi giderken bir anda kötüye gidebiliyor, çok güvenli giderken, güvensiz bir duruma düşüyorsun, bunun aksi de oluyor. Böyle bir dünyada 'Bir oturayım bakalım ne çıkacak ortaya?’ dedim. Böyle başladı kitap hikayesi” diye konuştu.
"İÇİNDE GEZİ KIRMIZISI DA, ANNESİNİN KIRMIZI OJESİ DE VAR"
Kitabın kapağında annesine ait bir fotoğrafı kullanan Özpetek, ‘İstanbul Kırmızısı’ adının nerden geldiğini ise şöyle anlattı:
"Kitabın ismi annemin benden istediği kırmızı ojeden geliyor. Ama aslında içinde bir sürü kırmızılar var. Kitabı okuyanların içinde bulacağı kırmızılar bunlar. Kitabı yazarken bu arada Gezi olayları oldu mesela ve orada kırmızılı kadın vardı. Bir de İstanbul’da benim evimden gördüğüm İstanbul’un mavi ile kırmızıya karışan bir gökyüzü vardır. Aslında İstanbul’u hep mavi olarak düşünürüz. O kırmızının, o gökyüzüne karışması benim çok hoşuma gider hep.”
"FİLM GİBİ KİTAP"
Yayınevinin bu kitaptan çok memnun olduğunu belirten Özpetek, “Kitap nasıl gider, nasıl eleştiri alır konusunda endişeli değilim. Bu konuda iddiam yok. Zevkli bir şey yaptığımı düşünüyorum. ‘Şöyle bir yazarım, böyle bir yazarım’ diye geçinen bir insan değilim, benim için bu güzel bir değişiklik oldu” diye konuştu.
Çocukluğundaki ile şimdiki İstanbul arasında gidip- gelen, gerçek ile hayal arasında dolaşan bir esere imza attığını söyleyen Özpetek, "Fiction (hayal ürünü) ile gerçeğin bir arada olması yayınevinin çok hoşuna gitti. Yani film gibi bir kitap oldu, ama bunun haricinde arkadaşlar, karşılaştığım insanlar. Bir otobiyografi değil, ama içerisinde benimle alakalı çok şey var, ama olmayabilir de. Yani hep böyle havada bırakıyorum her şeyi” ifadelerini kullandı.
Bir senaryoyu 2 kişi yazdıklarını belirten Özpetek, “Kitap öyle bir şey ki tek başına yapıyorsun. Mesela ben günde 80 kişiyle çalışıyorum sette. Devamlı bir şeyleri tartışmak, anlatmak zorundasın. Kitapta ise, evinde oturup tek başına kafanı oraya veriyorsun” diyerek, kitap yazmanın güzel yanını vurguladı.
"KİTAP, FİLM OLACAK"
İtalya’da yönetmenlere kitap yapmaları konusunda çok ısrar edildiğini anlatan Özpetek, İstanbul Kırmızısı’nın Türkiye’deki yayın haklarını Can Yayınları’nın aldığını söyleyerek, "Kitap Türkiye’de Ocak ayı sonunda raflardaki yerini alacak” açıklamasını yaptı. Kitabın film haklarının kendisinde olduğunu da belirten ünlü yönetmen, “İleride kitabın filmini de yapacağım” dedi.