MERSİN'de ve Türkiye’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü bu yıl yazar Demir Özlü’ye verildi.

Mersin Kent Edebiyat Ödül töreni Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Törene, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Kasım Tanrıöver, Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürü Erdoğan Şanal, Mersin Kültür ve Turizm İl Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, yazar Özdemir İnce, Murat Katoğlu, Latife Tekin, İpek Ongun, Celal Soycan ile çok sayıda davetli katıldı. Ödül töreni öncesi ise Özdemir İnce, Murat Katoğlu, Latife Tekin ve Celal Soycan, Özlü'nün sanatını konuştu.

Daha sonra ise Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Kasım Tanrıöver, bir konuşma yaptı. Tanrıöver konuşmasında Kent Edebiyat Ödülü'nün Mersin'in kültürel tanıtımının yanı sıra hayatını edebiyata adayanlara karşı başlatılan bir etkinlik olduğunu söyledi. Tanrıöver, yaşadığı toplumu ve toprağı bir sanatçıdan başka kimsenin daha iyi tanımayacağını belirterek, "Bu ödülün verilme gerekçelerinde çok önemli maddeler var. Bu ödülün en önemli parçası dilimize yaptığı katkılar anlamında görüyorum. Her millet kendi dil kökleri ile düşünür. Kendi oyunlarını anlatmak için yarattığı kelimelerle düşünceyi üretir. Başka milletlerle etkileşimleri sonucunda her dil birbirinden mutlaka etkilenir. Bu da gayet doğaldır. Anca bu etkileşim kendi dilinin yok olma seviyesine kadar gelirse büyük sorunlar ortaya çıkar. Her toplum kendi kelimeleri ile düşünür, kendinize ait olmayan bir kelime ile düşünümezsiniz. Eğer düşünce üretemezseniz felsefede, sanatta, bilimde hatta finans dünyanızda bile gelişme gösteremezsiniz. Bu anlamda felsefede. sanatta bilimde ilerlemek istiyorsak önce hazinemiz olan dilimizde kelime köklerimize sahip çıkmalıyız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından sahneye davet edilen Demir Özlü'ye seçici kurulda bulunan Celal Soycan, Özdemir İnce, İpek ongun ve MTSO Başkanvekili Kasım Tanrıöver birlikte ödülünü verdi. Ödülünü alan Demir Özlü daha sonra yaptığı konuşmada siyaset, toplum ve dil ilişkisi üzerinde durdu. Özlü, yazmaya başladığındaki amacının Türkçeyi iyi bir dil haline getirmek olduğunu kaydederek, "Batıdaki en iyi edebiyat yapıtları ölçüsünde, yaşamsal yaratıcı yapıtlar ortaya koymak gerçekleştirmeye çalıştık. Gerçekleştirebildik mi, elbette ben bilemem. Bu da eleştirmenlerin, edebiyat tarihçilerinin ve entellektüllerin cevaplayacağı bir soruydu" dedi.

Bu arada Özdemir İnce, Prof. Dr. Dilek Doltaş, İpek Ongun, Hüseyin Ferhad ve Celâl Soycan’dan oluşan ödül değerlendirme kurulunun bu yıl Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'ne Demir Özlü'yü layık görmüştü. 1950 kuşağının en özgün, en dramatik ve usta yazarı olarak görülen Özlü, öykülerinde kentlerin ruhunu ve bu ruhu oluşturan insanları varoluşçu ve üst gerçekçi öğelerle örülü, entelektüel ve gizemli bir atmosferde sorunlaştırdığı, zaman, yer, tip ve olay örgüsünü en aza indiren durum öykülerinde anlamsızlığı, kuşkuyu, hiçleşmeyi ve sessizliği ağır ve hüzünlü bir dille araştırdığı, yaşama sevincini ve eleştirel bir ahlâkî sorumlulukla üstlenen bireyin acı çeken bilincini kentli bir duyarlıkla anlattığı, Türkçe’nin ve çağdaş edebiyat dilinin gelişmesine katkıda bulunduğu, Türk Edebiyatı'na bir altın çağını yaşatması nedeni ile ödüle layık görülmüştü.  ---------------- KUTU --------------- 



Demir Özlü, öykü ve roman yazarı Tezer Özlü'nün ağabeyidir.



Ödemiş İstiklâl İlkokulu, Ödemiş Ortaokulu, İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde okudu. İlk şiiri Kabataş Lisesi öğrencilerinin çıkardığı Dönüm Dergisi ve daha sonra Türk Dili dergisinde yayınlandı. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde Felsefe okuduktan sonra Türkiye'ye dönerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Metodoloji Kürsüsü'nde 4 yıl asistanlık yaptı. Siyasal eylemleri nedeniyle işine son verilince avukatlık yapmaya başladı. "Sakıncalı" olarak askere gitti ve yedek subaylık hakkı elinden alınarak Muş'ta çavuş olarak askerlik görevini tamamladı.1971'deki askeri müdahaleden sonra bir süre tutuklu kaldı. 1979'da Stokholm'e yerleşti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra vatandaşlıktan çıkarıldı. Türkiye'ye 1989'da dönebildi. Bu tarihten beri Stokholm ve İstanbul'da yaşıyor. İlk şiiri Kabataş Lisesi öğrencilerinin çıkardığı Dönüm, daha sonra Türk Dili dergisinde yayınlandı. 1980'den sonra roman, anlatı, anı ve gezi kitaplarına ağırlık verdi.