İZMİR 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen gizli bilgi ve belge bulundurma davasında 571 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Yarbay Tamer Nalbant’ın avukatı Özgür Çelik, tahliye kararını buruk bir sevinçle karşıladıklarını söyledi. Müvekkilinin cezaevinde haksız yere tutulduğunu dile getiren avukat Çelik, "İsnat edilen sevk maddelerinin cezalarının alt ve üst sınırlarını değerlendirdiğimizde, bu tutukluluk süresi orantısız. İnfaz Kanunu’na göre hesap ettiğimizde, müvekkilimin peşinen mahkum edildiğini kabul etsek dahi yatacağı sürenin yaklaşık 3 kat fazlası bir süre tutuklu kalmıştır" dedi.
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’uncu maddesiyle görevli İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen gizli bilgi ve belge bulundurma davası kapsamında, Bursa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz sonrasında, 20 kişi hakkında, geçen cuma günü tahliye kararı çıktı. Yaklaşık 20 aydır İzmir Şirinyer’deki Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan askerlerden Bakım Yarbay Tamer Nalbant da kararın UYAP üzerinde yayınlanmasının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
BAŞARILARLA DOLU BİR GEÇMİŞ
Henüz 14 yaşındayken Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılan Bakım Yarbay Tamer Nalbant tam 571 gün cezaevinde kaldıktan sonra, tahliye edilenler arasında yer aldı. Farklı dönemlerde terörle mücadelede görev aldıktan sonra, 2009 yılında özel olarak oluşturulan bir grupla Afganistan’a gitti. Yaklaşık bir yıl süreyle Afgan Milli Ordusu’ndaki askeri personele eğitimler veren Yarbay Nalbant ile görev arkadaşları hakkında dönemin NATO Komutanı, Genelkurmay Kurmay Başkanlığı’na teşekkür mektubu gönderdi. Ankara Üniversitesi’nde yüksek linans yapıp, '27 Mayıs Teşkilatlanma süreci' adlı bir tez hazırlayan ve doktora eğitimine başlayan Yarbay Nalbant, burada 'Demokrat Parti Dönemi ordu- iktidar ilişkisi' konulu doktora tezini hazırladığı dönem tutuklandı. Tutuklandığında Ankara Bakım Komutanlığı’nda görev yapan Yarbay Nalbant, emekliliğe hak kazanmasına rağmen tutuklu olması nedeniyle emekli olamadı, maaşının bir bölümü kesildi ve Gaziemir Ulaştırma ve Personel Okulu’na tayin edildi.
'ÜÇ KAT FAZLA TUTUKLU KALDI'
Müvekkilinin 'kişisel verilerin kayıt altına alınması, TCK’nın 334’üncü maddesi gereğince yasaklı bilgileri temin etmek ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak' suçlamalarıyla yargılandığını belirten avukat Özgür Çelik, "Örgüte üye olmak suçunun cezası 1-3 yıl, kişisel veri kayıt altına almak 6 ay 3 yıl, TCK’nın 334’üncü maddesi gereğince yasaklı bilgileri temin etmenin cezası ise 1-3 yıl arası.
'Pandora' adlı veri tabanında müvekkilimin adının geçmesi nedeniyle müvekkilim bu davaya dahil edilmiştir. Bunun dışında bir suçlmama yoktur. Ancak buna rağmen müvekkilim 571 gün cezaevinde kalmıştır. İsnat edilen sevk maddelerinin cezalarının alt ve üst sınırlarını değerlendirdiğimizde, bu tutukluluk süresi orantısız. Biz bunu daha önce de ifade ettik. İnfaz Kanunu’na göre hesap ettiğimizde, müvekkilimin peşinen mahkum edildiğini kabul etsek dahi yatacağı sürenin yaklaşık 3 kat fazlası bir süre tutuklu kalmıştır" dedi.
BURUK SEVİNÇ
İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen 16 Ocak’ta, tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin değerlendirilmeye alındığını, ancak tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini hatırlatan avukat Çelik, ardından buna itiraz ettiklerini bildirdi. Çelik, "İzmir’deki yerel mahkemenin karar tarihinden 7 gün sonra Bursa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde itirazımız üzerine yapılan incelemede, müvekkilim ve diğer sanıkların tahliyesine karar verildi. 7 gün içinde dosyaya yeni bir delil veya belge girmiş değil. Bizim en başından beri, müvekkilimin tahliyesini talep ettiğimiz somut delillere vurgu yapılarak tahliye kararı verildi. Buruk bir sevincimiz var. İzmir’deki yerel mahkemede tüm bunları belirtmemize rağmen, itiraz üzerine Bursa’da böyle bir tahliye kararı çıkması bizi üzdü, çünkü değişen bir şey yok. Dosya kapsamında, benim müvekkilimin diğer sanıklarla bir arada görülmesi gibi bir tespit yok. Hiçbir iletişim içinde olmayan insanların bir suç örgütüne üye olması mümkün değil. Müvekkilimin beraat etmesi durumunda gerekli yasal hakkımızı kullanacağız ve tazminat davası açacağız" diye konuştu.
'YAŞADIKLARIMDAN SONRA HUKUK OKUMAYA KARAR VERDİM'
İzmir Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Beril Nalbant, babasının görevi nedeniyle zaman zaman ayrı kaldıklarını, bu duruma alışkın olduklarını dile getirip, babasına haksızlık yapıldığı savundu. Başarılı bir öğrenci olan ve yaşadıkları nedeniyle bazı düşüncelerini değiştirdiğini anlatan genç kız, "Bu aslında benim için ilk uzun ayrılık olmadı. Görevinden dolayı babamın bizden ayrı kaldığı dönemler oldu. Bu yıl biraz korktum, üniversiteye hazırlandığım için onun desteğine ihtiyacım vardı. Ben küçüklüğümden beri psikoloji bölümü okumak istiyordum, eğilimlerim bu yöndeydi. Ancak bu yaşadıklarımızdan sonra hukuk okumaya karar verdim. Babam ve diğerlerine yapılan haksızlığa şahit olduktan sonra hukuk okumaya karar verdim" dedi.
KÜÇÜK SARP’A SÖYLENMEDİ, EL İŞİ HEDİYELER YAPTI
Liseli Beril Nalbant, Adnan Mazıcı İlköğretim Okulu’nda eğitim gören kardeşi 7 yaşındaki Sarp Nalbant’a, babasının görevi nedeniyle cezaevinde bulunduğunu söylediklerini anlatıp şunları söyledi:
"Kardeşim sürekli babamın neden cezaevinde olduğunu soruyordu, biz de ona, orada görevli olduğunu ve komutanı izin verdiğinde evine geleceğini söylüyorduk. Sık sık babamı ziyarete gidiyorduk. Babam doktora tezini hazırlarken, cezaevindeki kursa katılıp bizim için deri çanta ve bileklik gibi çeşitli el işi ürünler yapıp hediye etti. Artık yanımızda."