İZMİR’in Aliağa İlçesi’nde, kızkardeşler Ş.P. (19)  ve B.P.’nin (17), anneleri Gülseren Süngü’yü elektroşok cihazıyla bayılttıktan sonra 26 yerinden bıçaklayıp öldürmeleriyle Türkiye’nin gündemine oturan olayda taraflar hukuk savaşına girişti. Öldürülen Gülseren Süngü’nün annesi Cevriye Süngü, babası Kazım Süngü ve kızkardeşi Şennur Eroğlu, kız kardeşlerin mirastan men edilmeleri için dava açtı. Buna karşılık kız kardeşlerden Ş.P.’nin de, kendi üzerine katılı olan cinayetin gerçekleştiği evi başka bir kişinin üzerine devrettiği anlaşıldı.
Geçen Eylül ayında, Yeni Mahalle 525 Sokak’ta meydana gelen olayda, üçüncü eşinden boşandıktan sonra iki kızıyla birlikte yaşayan ve birahanede garson olarak çalışan Gülseren Süngü’nün (39) cesedi, minibüs şoförü erkek arkadaşı Erhan Ş. (27) tarafından evde bulundu. Bunun üzerine bilgilerine başvurulan kadının kızları Ş.P. ve B.P.,  annelerinin sabah saatlerinde kendilerine para verip "İzmir’e gezmeye gidin" dediğini ve evde bulunmadıklarını söyledi. Çelişkili ifade veren kız kardeşlerden birisinin ayaklarındaki kan izinden şüphelenen polisin ayrı ayrı yaptığı sorgu sonrasında, gerçek ortaya çıktı ve kızların annelerini öldürdükleri belirlendi.
Muğla Üniversitesi’nde 2 yıllık Muhasebe Bölümü’nü kazanan Ş.P. ile kızkardeşinin, saat 06.00’da çalar saatin alarmanın çalmasıyla uyandıktan sonra annesinin odasına giderek cinayeti gerçekleştirdikleri belirlendi.
ÜÇ KİŞİLİK ODADA BİRLİKTE KALMAYA BAŞLADILAR
Olayın ardından tutuklanan ve Şakran Cezaevi’nde ayrı ayrı bölümlerde kalan kız kardeşler, avukatları Hakan Turan’ın girişimleriyle, kadın cezaevindeki üç kişilik odada bir başka tutuklu kadınla birlikte kalmaya başladı. Kız kardeşlerin biraraya gelmelerinin ardından psikolojik durumlarının da daha iyi olduğu öğrenildi.
HUKUK MÜCADALESİ BAŞLADI
Gülseren Süngü’nün, Aydın’da yaşayan annesi Cevriye Süngü, babası Kazım Süngü ile kız kardeşi Şennur Eroğlu, cezaevine giderek Ş.P. ve B.P.’yi, ziyaret etti. Burada kız kardeşlerin, anlerinden kalan para ve gayrimenkullar için, vekalet vermeyi kabul etmemeleri üzerine, karşılıklı hukuk mücadelesi başlamış oldu. Büyük anne Cevriye Süngü, büyük baba Kazım Süngü ve teyze Şennur Eroğlu, kız kardeşlerin mirastan faydalanmamaları için dava açtı. Buna karşılık Ş.P. ise, olayın yaşandığı üzerine kayıtlı olan evi, yine avukatları aracalığıyla, bir başka kişiye vekatle devretti. Davanın önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacağı açıklandı.
Davayı açan taraflardan teyze Beyza Eroğlu, "Ablamlan kalan para va mallar, kızların babaları tarafından satılmaya va harcanmaya başlandı. Bizler da bunun önüne geçmek için böyle bir yola başvurduk. Eğer mahkeme bizim lehimize sonuçlanırsa, bize kalan malları da biz yine ileride cezaevinden çıkacak olan yeğenlerimin daha iyi bir yaşam sürmesi için kullanacağiz" dedi.
Buna karşılık kız kardeşlerin avukatı Hakan Turan ise, müvekkilleri için her türlü girişimde bulunduklarını, onların haklarını en iyi şekilde savunduklarını, açılan davanın da geriye kalan malları paylaşma amacı taşıdığını dile getirdi.