Serpil KIRKESER / İstanbul, () - GEZİ Parkı'nın İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından açıldığı 8 Temmuz 2013'te meydana gelen olaylarda gözaltına alınan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu 2. Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.

Mücella Yapıcı'nın 27 yaşındaki mimar kızı, sanık Cansu Yapıcı da, savunmasında, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Ben bir mimarım, emeğin ve Cumhuriyet'in simgesi Taksim'i korumak için elimden geleni yaptım. Anayasal hakkımı kullandım. Kullanmaya da devam edeceğim. Bunu yapmak mesleğimin gereğidir" dedi.

"İDDİANAME HATALARLA DOLU"

İddianamenin hatalarla dolu olduğunu savunan Cansu Yapıcı, "8 Temmuz 2013'te Galatasaray Meydanı'ndan Taksim'e yürümedik. Meşeli Sokak'tan çıktık. Bu ifade de iddianamenin gayri ciddiyetine ilişkin bilgi vermektedir. Annemle birlikte Vali'nin 'Gezi Parkı'nı açıyoruz' çağrısına uyarak parka gitmeye çalışırken gözaltına alındım. Mahkemenizde gaza ve polis şiddetine maruz kalmadan taleplerimizi dile getirme şansı bulduk, teşekkür ederim. 4 gün gözaltında kaldım. Kötü muameleye maruz kaldık. Çıplak aramaya maruz kaldık. 4 gün psikolojik savaşa sürüldük. Suçsuz olduğumuz oldukça açıktır. 17 Temmuz 2013'te ifade verdikten sonra savcılık tarafından serbest bırakıldım. Burada olmaktan gurur duyuyorum" ifadesini kullandı.

"5 ARKADAŞ BİR ARAYA GELİP BİR GÜN DAHİ ÇAY İÇMİŞ DEĞİLİZ"

Tutuksuz sanık Ender İmrek de gazeteci olduğunu, Gezi olaylarının da "direnme hareketi" olduğunu belirterek, iddianamede yer alan suçlamaları reddetti. Kendisiyle birlikte Mücella Yapıcı'nın da aralarında bulunduğu 5 sanığın örgüt kurmakla suçlandığını hatırlatan İmrek, "Biz 5 arkadaş bir araya gelip bir gün dahi çay içmiş değiliz. İddianamede, 5 kişinin hangi kriterlere göre örgütü yönettiği hiçbir şekilde anlaşılamamıştır" dedi.

Taksim Dayanışması'nın içinde 128 demokratik kurum ve kuruluşun bulunduğunu söyleyen İmrek, Türkiye çapında Gezi eylemlerine 4,5 milyon insanın katıldığını vurgulayarak, "Suç teşkil eden bir eylemim olmamıştır. Toplanma hakkı, Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde güvence altına alınmış bir haktır. Bunu suç kapsamında değerlendirmek hukuka aykırıdır. Beraatimi istiyorum" diye konuştu.

Diğer sanıklar da suçlamaları reddederek, beraatlerini istedi. Verilen aranın ardından, mahkeme, tutuksuz sanık Barış Akar'ın savunmasının alınması amacıyla hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Duruşma 21 Ekim günü saat 09.30'a ertelendi.