Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, () - DİYARBAKIR'da 2012 yılında, nüfus kayıtlarıyla oynayarak, ölülere nüfus cüzdanı verdikleri, vatandaşlıktan çıkanları da yeniden vatandaşlığa alarak yolsuzluk ve dolandırıcılık yaptıkları tespit edilen, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu organize suç örgütü üyesi 45 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada 16 tutuklu sanıktan 8'inin tahliyesine karar verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir vatandaşa ait 9 gayrimenkulun sahte kimlikle başka kişilere devredildiğini, bazı kişiler adına sahte kimlik düzenlenerek gayrimenkul satışı için noterden vekaletname alındığını belirleyip, 2 yıl yaptığı araştırmada Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mersin bağlantılı bir organize suç örgütünün varlığını ortaya çıkardı. Örgüt lideri ve üyeleri hakkında 255 kez iletişim tespiti ve teknik takip yaptıran savcı, 14'ü kamu görevlisi 45 kişiden oluşan örgütün faaliyetlerini kayıt altına aldı.
AKIL ALMAZ DOLANDIRICILIK YÖNTEMİ
45 kişi hakkında hazırlanan 522 sayfalık iddianamede savcı, kamu görevlisi örgüt üyelerinin, ölen veya vatandaşlıktan çıkarılan kişilerin uzun yıllar işlem görmemiş tapu bilgilerini ele geçirdiğini belirtti. İddianameye göre kayıtları ele geçiren örgüt, nüfus müdürlüğünde çalışan üyeleri aracılığıyla bu kayıtlara ait nüfus bilgilerini elde etti. Nüfus Müdürlüğü'nde çalışan örgüt üyeleri, tapu kaydı bulunan ölmüş veya vatandaşlıktan çıkarılmış kişilerin kapalı nüfus kayıtlarını usulsüz şekilde açarak anne, baba ve soyisim değişikliği yaptı.
Nüfus kayıtlarından aile bireylerini çıkaran kamu görevlileri, bunların yerine örgüt üyelerini ekledi. Değişen kayıtlara uygun sahte nüfus cüzdanı alan örgüt üyeleri, ölen ve vatandaşlıktan çıkarılan kişilerin taşınmazlarını mirasçı sıfatıyla diğer örgüt üyelerine devretti. Polisin yöntemi çözmemesi için karmaşık işlemler yapan örgüt üyeleri, sahte nüfus cüzdanı ile aldıkları vekaletnameleri defalarca birbirlerine devretti. Savcı, örgütün ele geçirdiği taşınmazın satışından sonra, nüfus kayıtlarınının hiç değişiklik yapılmamış gibi eski haline getirildiği ve sahte nüfus cüzdanının kayıtlardan silindiğini vurguladı.
ÖRGÜT LİDERİ SÜREKLİ GERİ PLANDA
Çetenin, tapu, kadastro, nüfus müdürlüğü ve noterliklerde örgütlendiğini belirten savcı, örgüt yöneticisi olan Nüfus Müdürü M.I.'nın uzun yıllar işlem yapılmayan tapu kayıtlarının yasal varisleri olup olmadığını araştırıp, örgüt lideri D.A.'ya bilgi aktardığını vurguladı. M.I.'nın örgüt için sahte kimlik düzenlediğini ve kamu kurumlarında örgüte eleman temin ettiğini belirten savcı, örgüt lideri D.A.'nın eylemleri organize etmesine ve örgüt üyelerini hiyerarşik yapı içinde yönetmesine rağmen sürekli geri planda kaldığını vurguladı. Şüphelilerin örgüt ve liderinin deşifre olmasını engelleyecek şekilde ifade verdiklerine dikkat çeken Savcı, elde edilen gelirin örgüt lideri tarafından hiyerarşik yapıya uygun şekilde dağıtıldığını vurguladı.
İstihbarata karşı koyma tedbiri uyguladığı belirtilen örgüt liderinin farklı kişiler adına alınmış telefon hatları kullandığı ve sık sık numarasını değiştirdiği ifade edildi. Takip edilen grubun suç örgütü tanımlaması için gerekli kanuni şartları taşıdığı belirtilen iddianamede, eylemlerde devamlılık ilkesinin bulunduğu kaydedildi.
1970 YILINDA ÖLEN KİŞİYE NÜFUS CÜZDANI
Şüpheli ve yakınlarına ait 183 banka hesabını inceleyen Savcı örgüt üyeleri arasında sürekli para transferi yapıldığını belirtti. İddianamede bir aileye ait 9 taşınmazın usülsüz satışını değerlendiren Savcı, 20 şüphelinin bu olayda 'resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, görev sırrının açıklanması, güveni kötüye kullanmak' suçlarını işlediğini belirtti. İddianameye göre Dicle Nüfus Müdürlüğü görevlisi, örgütün talebi üzerine 1970 yılında ölen bir kişinin kapalı nüfus kaydını açarak, soyadı, anne adı, doğum tarihi ve kayıt yılını değiştirdi. Başka bir Nüfus Müdürlüğü'nde çalışan örgüt üyesi de değiştirilen kayıtlarla ölen kişi adına bir örgüt üyesinin fotoğrafıyla nüfus cüzdanı düzenledi. Nüfus cüzdanının alınmasından sonra yapılan işlem resmi kayıtlardan silindi. Daha sonra Dicle Nüfus Müdürlüğü'nde çalışan örgüt üyesi, kimlik değişikliğini silerek kaydı eski haline getirip, açık olan nüfus kaydını tekrar kapattı. Savcı, buna benzer çok sayıda işlemin tespit edildiğini ifade etti.
OLMAYAN MAHKEMENİN EVRAKIYLA ARAZİ SATIŞI
İddianamede Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'nde ölen Zehra Gökdere'ye ait arazinin satışına ilişkin ifadesi alınan Tapu görevlisi Z.B., "2012 yılında Zehra Gökdere kimliği ile bir kişi gelerek arazisini sattığını söyledi. Bir kaç gün sonra bazı kişiler arazi üzerinde işlem yapmak istedi. Zehra Gökdere'nin 2012 yılında öldüğünü ve kimliğin sahte olduğunu tespit ettik" dedi. Olayı inceleyen Savcılık, nüfus kayıtlarında Zehra Gökdere'ye ait bilgilerin değiştirildiğini ve ölen kadına nüfus cüzdanı çıkardığını belirledi. Savcılık, şüphelilerin Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde aslında olmayan 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi adına sahte evrak ürettiklerini tespit etti. Savcı, ölen kadının kapalı nüfus kaydının hayali bir mahkeme kararıyla açıldığını, bilgilerin değiştirildiğini ve yeni kimlik bilgileriyle nüfus cüzdanı üretildiğini vurguladı.
ÖRGÜT LİDERİ: BEN MAĞDUR OLDUM
İddianamede şüphelilerin ifadelerine de yer verdi. Örgüt lideri D.A., arazi alım satım işi yaptığını belirterek, "Beni dolandırdılar ve mağdur oldum. Bu olaylar nedeniyle borçlandım. Bazı arsa satışları ile alakam yok. Olan olaylardan haberim yok."dedi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüpheliler suçlamaları reddederken, bazı örgüt üyeleri ise birbirlerini suçladı.
SAVCI REKOR CEZA İSTEDİ
İddianamede, örgüt lideri D.A. ve 3 örgüt yöneticisinin 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme', 'kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık', 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği', 'güveni kötüye kullanma', 'rüşvet verme' suçlarından 311'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Savcı örgütün 41 üyesi hakkında ise 6 ile 158'er yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istedi.
8 SANIK TAHLİYE EDİLDİ
İddianamenin 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmesinin ardından 16'sı tutuklu, 2'si firar olan 45 sanığın yargılanmasına başlandı. Davanın geçen hafta yapılan ilk duruşmasına, 16 tutuklu ve 2 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada söz hakkı verilen sanıklar suçlamaları kabul etmezken, örgüt lideri D.A., "Örgüt lideri olarak yargılanıyorum.Cezaevinde paramız bile yok" dedi. 8 tutuklu sanığın tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

FB(GG/SS)