ADANA'nın Ceyhan İlçesi'nde 2006 yılında polis kurşunuyla ölen 19 yaşındaki Murat Kasap'ın annesi Resmiye Kasap, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) açtığı davada kazandıkları 40 bin euroluk tazminatı yoksulları sevindirmek için harcayacağını söyledi.
Olay, 29 Eylül 2006'da saat 22.00'de Hacı İbrahim Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, devriye göreve yapan asayiş ekibi, plakasız motosikletle dolaşan 20 yaşındaki Raşit Sevim ile Murat Kasap'a 'dur' ihtarında bulundu. Bunun üzerine motosikleti kullanan Raşit Sevim ile beraberindeki Kasap kaçmaya başladı. Bir süre devan eden kovalamacada Raşit Sevim yakalandı, kaçan Murat Kasap ise havaya açılan uyarı ateşi sırasında seken kurşunlarla ağır yaralandı. Kasap, kaldırıldığı hastanede kurtarılamadı. Olayla ilgili ateş açan polis memuru 43 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım tutuklandı. Hakkında da 'Kaza sonucu ölüme sebebiyet vermek' suçundan dava açıldı. Yargılama sırasında tahliye edilen Yıldırım, Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Murat Kasap'ın annesi Resmiye Kasap ile 4 kız kardeşi, 2010'da AİHM'e 'Sanığa az ceza verildi, adil yargılanmadı' gerekçesiyle 300 bin lira tazminat talebiyle dava açtı. AİHM, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'yaşam hakkı ve etkili soruşturma hakkı' ile ilgili maddesini ihlal ettiğine hükmetti. AİHM kararı gereği Türkiye'nin, anne Resmiye Kasap'a 30 bin, diğer 4 kardeşe toplam 10 bin Euro maddi tazminat ödemeye mahkum etti.
YOKSULLARI SEVİNDİRECEK
İstiklal Mahallesi Süleyman Ahmet Caddesi'nde oturan Murat Kasap'ın annesi Resmiye Kasap, AİHM'nın kararını memnuniyetle karşıladığını söyledi. Oğlunun suçsuz yere öldürülmesini içine sindiremediğini belirten Resmiye Kasap, amacının Türkiye'yi para cezasına mahkum ettirmek olmadığını kaydetti. Kendisine ödenecek tazminatı yoksulları sevindirmek için harcayacağını da belirten Kasap, şunları söyledi;
"Oğlumu öldüren o polisin adaletli bir şekilde yargılanmasını istiyordum ama olmadı. Ben de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdum. Mahkemeyi kazandığımı avukatım söylediğinde çok mutlu oldum. Çünkü oğlumu öldürenin dışarıda gezmesini istemiyorum. Devlet mahkeme kararı ile bize para ödeyecekmiş. Benim için para önemli değil. Yeter ki o insan cezalandırılsın. Verdikleri para boğazımdan geçmesin. O parayı fakir fukarayı sevindirmek için harcayacağım."