Saldırının başladığı gece helikopterden inen askerlerle karşılaşan Alim Hetman ile Ayşe Hürmüz İyigül, olayın şokunu hala üzerlerinden atamadıklarını söyledi. İyigül, gözyaşları içerisinde yaşadıklarını anlattı.
SİZE ZARAR VERMEYECEĞİZ DEDİLER
Olayın yaşandığı gece helikopter sesiyle odasından çıktığını, pervanelerin kaldırdığı toz bulutuyla karşılaşınca tekrar içeri girdiğini belirten Ayşe Hürmüz İyigül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O sırada emekli subay olan eşim bana ve iki iş arkadaşıma ’içeri girip yere yatın’ diye bağırdı. İçeriye girdiğimiz anda inanılmaz bir kurşun yağmuru başladı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Helikopter seslerinin ardından bu kez ayak sesleri yankılanmaya başladı. Büyük bir kabustu. Bahçede yanan ışığı kapatmak için dışarıya çıktığımda, üzerinde yelek olan bir kişiyle burun buruna geldik. İçeriye girip kapıyı kapatmamızı, bize kesinlikle zarar vermeyeceklerini söyledi. Yaralı olduğunu hatırlıyorum. Sonra ortadan kayboldu."
PEŞİNDEN YENİLERİ GELDİ
Çatışma bittikten sonra tesislerde önce askerle karşılaştığını ve yardımcı olmalarını istediğini söyleyen Ayşe Hürmüz İyigül, "Bana onlar da sus işareti yaparak ’Sen karışma, korkma, panik yapma ve içeri girin’ dedi. Yürüyerek Casa De Maris otele doğru hareket ettiler. Onların arkasından da bu kez polis giysili kişiler geldi. Onlar bize ilk iki gelen grubun darbeci olduğunu söyledi" dedi.
Sabaha karşı sesler kesilince dışarıya çıktığında plajda binlerce mermi ve çok sayıda şarjörler bulduğunu söyleyen İyigül, "Polislerin incelemesinde bizim işletmemizdeki 7 numaralı villada yerde bir sırt çantası ve kocaman bir tüfek bulundu. Yerdeki 18 mermiyi halkalarla belirlediler. İçeride kan vardı. Bir başka villa önünde ikinci bir tüfek bulundu. Tesislerimiz kurşun delikleriyle dolu. Üst kattaki giysi dolapları bile delik deşik. Biz de ölebilirdik" diye konuştu.
KORKU DOLU SAATLER
Asker emeklisi eşinin kendilerini korumak için bıçakla sabaha kadar nöbet tuttuğunu anlatan İyigül, "Tesislerin arka tarafındaki çelik panelden seken kurşun sesleri korkunçtu. Patronumuz bizi telefonla aradıkça, telefonun ışıkları gözükmesin diye yorganların altında konuştuk. Bir elemanımız şoka girmiş, çılgınca ağlıyordu ve onu tutmamız mümkün olmadı. Bize bunu yaşatanları ve ertesi gün de bu bir bayrammış gibi kutlama yapanları da kınıyorum" dedi.
ÇATIŞMA ACAİPTİ
Tesislerin sahibi Ömür Hetman’ın oğlu Alim Hetman ise o gece yaşananları şöyle anlattı:
"İlk gördüğüm helikopter sivildi ve aynı helikopter bir saat sonra Turban tesislerinden (Grand Yazıcı Club Turban Otel) ayrıldı. Birisini alıp götürdüğünü düşündüm. İlerleyen saatlerde, askeri bir helikopter tepemizde dönüp durarak yere inmeye çalışıyordu. İkinci helikopter bizim tesislerin önünde, üçüncüsü ise üzerimizde sabit kaldılar. Koşarak tesislerimize girdim. Plajdaki tüm malzemeler havalara fırladı. Demirler yerinden koptu. Kendimi bir tente altına attım. Peşinden silah sesleri başladı. Yerden sekiyorlardı. 20 dakika civarında burada bekleyip ufak bir sessizlik olduğunda eve kaçtım. Helikopterden Casa De Maris Otele atışlar devam ediyordu ve biz tam ortada kalmıştık. Helikoptere de ateş ediliyordu. Çatışma acayipti. Darbeciler plajda bizim yataklarımızı kendilerine siper yaptı. Kurşunlar vızıldıyordu. Helikopterler gittikten sonra dışarıya çıktım. Her taraf paramparçaydı. Kanlar vardı. Yanıma bir arkadaş yaklaştı ve MİT’ten olduğunu bizim odalardan birisinde saklandığını söyledi. Tamam dedim. Meğer darbecilerden birisiymiş ve yaralıymış. Tesislerimizde ne kadar kaldı bilmiyorum. Polislerle odaların birinde çok sayıda bomba, mermi, tüfek ve tabancalar bulduk. İkinci tüfeği internette bile göremedim."
"TURİSTLERİN GÜVENLİĞİNİ ÖN PLANA ALDIK"
Cettia Beach Otel sahibi ve Güney Ege Turistik Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı Bülent Bülbüloğlu ise çok kötü bir gece geçirdiklerini ve çok korktuklarını söyledi. Bülbüloğlu, şunları söyledi:
"Olayların en yoğun olduğu 03.00- 06.00 arasında çok ciddi çatışmalar oldu. Otelimizde ciddi bir korku dalgası yayıldı. Misafirlerimizi ikinci kattaki konferans salonumuza indirerek tüm gereksinimlerini karşıladık. 100’den fazla özel harekatçı polislerimiz bizim otelde konuşlandı. Onlara yiyecek içecek ve lojistik destek verdik. Binamız bayağı isabet aldı. Korku dışında, sıkıntısız bir şekilde geceyi atlattık. Misafirlerimiz sakinleşti. Sabah özellikle yerli misafirlerimiz otelden ayrıldı. Yabancılarda dönüşü gelenlerin dışında giden olmadı. Çatışmada kendilerini korumaya aldığımız için bize çok teşekkür ettiler. Tepemizde helikopter, değişik silahlarla ateş edenler, çok büyük kurşun sesleri ister istemez herkes panik oldu ama bunu çok iyi idare ederek kimsenin burnu bile kanamadan olayı atlattık