MARDİN'in Kızıltepe İlçesi Aysun Köyü'nde geçen yıl yapılan faili meçhul kazısında bulunan 3 insana ait kemiklerinin birinin, 1995 yılında Dargeçit İlçesi'nde gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun'a ait olduğu bildirildi.
İHD Mardin Şube Başkanı avukat Erdal Kuzu, Mardin'in Kızıltepe İlçesi Aysun Köyü'nde 10 Haziran 2013 günü yapılan ve bulunan 3 kişiye ait kemiklerin İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda incelendini söyledi. Kuzu, Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda kemiklerden birinin Dargeçit İlçesi'nde 1995 yılında gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'a ait olduğunu açıkladı. Kuzu, iki kişiye ait diğer kemikler üzerinde çalışmaların sürdüğünü belirtti.
İHD Şube Başkanı Kuzu, kayıp yakınları ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Mardin ve ilçelerinde 1993-96 yılları arasında kaybolan 55 kişinin akıbetinin ortaya çıkarılması için savcılıklara başvuruda bulunduklarını söyledi. Mardin’deki yargısız infazların JİTEM tarafından gerçekleştirildiğinin bütün gerçekliği ile ortaya çıktığını ileri süren Kuzu, “Abdurrahman Coşkun, Dargeçit’te gözaltına alınıp, Mardin merkezde infaz, edilip Kızıltepe İlçesi'ne bağlı Aysun Köyü'nde bulunan bir doğal su kuyusuna atılmış olması bu cinayet şebekesinin örgütlü, organizeli ve sistematik olarak çalıştığını ortaya koymaktadır" dedi.
"SORUMLULAR SİYASİ PARTİLERDE"
Kuzu, Türkiye’de gerçekleştirilen zorla kaybettirilme ve yargısız infazların dönemin siyasi erklerinin bilgisi dahilinde yoğunluklu olarak Kürtlere ve genel olarak demokrat siyasi hareketlere karşı bir savaş aracı olarak uygulandığını önü sürdü. 1993 yılında MGK’da alınan karar sonucu yaygın olarak uygulanan bu yöntemin insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğunu da ifade eden Kuzu, faillerin ve o dönemdeki siyasi tüm erklerin bu kapsamda yargı önüne çıkarılması gerektiğini söyledi. Kuzu, "Mardin özelinde işlenmiş bu cinayetlerin failleri, bugün çeşitli siyasi partilere üyedirler. Dargeçit’te 8 yurttaşı kaybettiren dönemin İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, halen Muğla'nın Bodrum İlçesi Gümüşlük Beldesi Belediye Başkanı olup, AKP tarafından üyeliğe kabul edilmiş ve şu an AKP’den Bodrum Gümüşlük Belediye başkanlığı için başvuru yapmıştır. Yine bu katliamda rol alan Hurşit İmren, Sivas’ın Çepni Beldesi’nde CHP’den belediye başkanıdır. Yeniden başkanlık için başvurusu yapmıştır. Elleri sivillerin kanları ile kirlenmiş olan bu kişilerin, söz konusu siyasi partiler tarafından kabul edilmesinin, bu partilerin de bu suça ortak olduğu anlamına gelir" dedi.
"GARİP BİR DUYGU YAŞIYORUZ"
Abdurrahman Coşkun’un cesedine ulaştıkları için sevinme ve üzülme arasında garip bir duygu yaşadıklarını söyleyen Kuzu, "Bulunan kayıp insanlar yaşanılmış kirli bir savaşın acı delilleridir. Yargı makamlarının bulunan bunca delil karşısında artık harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Soruşturmanın genişletilerek bu cinayet şebekesinin deşifre edilmesi ve bu katillerin delilleri karartmalarını önlemek için bir an önce güvenlik tedbirlerine başvurulması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
FAİLLERİN YARGILANMALARINI İSTEDİ
Kazıda bulunan kemiklerin birinin ait olduğu belirlenen Abdurrahman Coşkun'un ağabeyi Mehmet Coşkun, babası Ali Coşkun'un da 18 Ekim 1993 günü Dargeçit Ulaş Köyü'nde devlet güçleri tarafından gözlerinin önünde katledildiğini söyledi. Coşkun, devletin failleri şimdi belediye başkanlığı ile görevlendirdiğini söyleyerek, "Bu katiller yargı önüne çıkarılana kadar mücadelemiz sürecektir" dedi.
İHD Mardin Şube yöneticisi avukat Ahmet Arıkan ise, Abdurrahman Coşkun’un gözaltına alınması ve sonrasında yaşananlar anlattı. Arıkan, şöyle dedi:
"2 ve 6 Kasım 1995’te Dargeçit’te Süleyman Seyhan (57), Abdurrahman Coşkun (21), Abdullah Olcay (20), Mehmet Emin Aslan (19), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (14), Davut Altınkaynak (12), Dargeçit Jandarma Komutanlığı tarafından örgüt militanlarına yardım ettikleri gerekçesi ile gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınmadı. Şu ana kadar gelen raporların sonucunda bu olayda kaybettirilenlerden 4’nün yani Süleyman Seyhan, Mehmet Emin Aslan, Seyhan Doğan, Abdurrahman Coşkun'un cenazesine ulaşmış bulunmaktayız. Bu kaybettirilme vakalarına ilişkin soruşturma halen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmektedir. Kaybedilen insanların izlerine ya sahipsiz bir mezarda, ya bir yol kenarındaki kuytulukta, ya da boşaltılmış bir köyde rastladık. Ancak, tüm kayıpların akıbetlerinin, ne olduğu ve faillerinin kim oldukları devletin hafızasında saklıdır" dedi.