Açık açık, "Oradaki gençler polisi istemiyor" diyen Karayılan, "Eğer AKP hükümeti özerkliği tümden reddeder ve bunu isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı düşünürüz" dedi.

PKK'ya yönelik süpürme operasyonları hakkında konuşan terör örgütü üyesi Murat Karayılan, "Abdullah Öcalan özgürleşmeden, Kürt özerkliği tanınmadan savaş durmayacak" dedi. Özerklik hakkında da konuşan Karayılan, "Eğer AKP hükümeti özerkliği tümden reddeder ve bunu isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı düşünürüz" ifadesini kullandı.

Yeni Özgür Politika gazetesinin sorularını yanıtlayan Karayılan, "Kürt özerkliği tanınmadan Türkiye'nin birliği ve savaşın durması artık mümkün değildir. Bu kesinkes bir gerçektir" dedi.

Açık açık 'polisi istemiyoruz' dedi

Özerklik istediklerini vurgulayan Karayılan, "Oradaki gençler orduya karşı olmadıklarını ilan ettiler ve orduya karşı yaptıkları bir eylemleri yoktu. Onlar, 'demokratik özerklik istiyoruz; polisin içimize girmesini istemiyoruz' diyorlar. "Devletin yerel yönetimini, yerel idari sistemini reddediyoruz. Kendi kendimizi yöneteceğiz, kendi kendimizin güvenliğini sağlayacağız' diyorlar. Yani burada orduya karşı olma, Türk bayrağına karşı olma, TC devletine başkaldırma gibi bir durum yok. Burada bir hak talebi vardır. Zorunlu bir biçimde, var olabilmek için kendini savunma tutumu vardır. İrade olmada ısrar vardır. Bu çok anlamlı ve çok değerlidir" dedi.

"Ayrılmayı düşünürüz" diye tehdit etti

PKK'nın yaptığı eylemleri halka mal eden Karayılan, devletin vatandaşları sivil aldığını iddia etti. Manipülasyon olduğunu söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

"Bugün Kürt halkının daha değişik seçeneklere yönelme olanakları da vardır. Eğer onlar Demokratik Özerkliği tümden reddeder ve bunu isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı düşünürüz. Peki Erdoğan, AKP yönetimi Güney Kürdistan'daki federasyonu tanımıyor mu? Tanıyor. Hatta bağımsızlığına da karşı çıkmadı bildiğimiz kadarıyla. Oradaki 6 milyonluk Kürt halkı o haklara sahipse, Kuzey Kürdistan'daki 20 milyonluk halkın da aynı haklara sahip olduğunu unutmamalıdırlar. Dolayısıyla artık halkımızın hakikatinden kaçamazlar. Önder Apo özgürleşmeden, Kürt özerkliği tanınmadan Türkiye'nin birliği ve savaşın durması artık mümkün değildir. Bu kesinkes bir gerçektir. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. İşte çözüm diyorlar. Çözüm nedir? Çözüm önce Öcalan'ın özgür olması ve Kürt halkına özerklik hakkı verilmesidir. Biz ancak böyle bir çözümü kabul edebiliriz. Başka çözüm biçimlerini asla ve asla kabul edemeyiz."

 

PKK'dan HDP hakkında şok talimat

 

Suriye'deki Siyasi Örgüt Yönetimi ile KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı arasında kısmen şifreli görüşmeler deşifre edildi. 

 

Buna göre, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki "Sözde Kuzey Alanları Karargahı"nda bulunan örgüt yönetimi, KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı'na, muhtemelen, "HDP'li milletvekillerinin halk ile toplantılar yaparak halkın onayı ile Meclis'ten çekilmesi gerektiği" talimatı verdi. 

 

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Suriye'deki Siyasi Örgüt Yönetimi ile KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı arasında kısmen şifreli olarak bir haberleşme gerçekleşti. Haberleşmede, Suriye'deki Siyasi Örgüt Yönetimi'nin, Türkiye'de yaşanan olaylarla ilgili olarak KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı'na verdiği talimatlar tek tek tespit edildi.

 

Buna göre, Suriye'deki Siyasi Örgüt Yönetimi'nin, muhtemelen "Türkiye'deki HDP milletvekillerinin Meclis'ten çekilmeyi tartışması, milletvekillerinin toplanarak, 'Bize demokratik siyaset yaptırılmıyor', 'Halkın öz yönetimi kabul edilmiyor', 'Bizi seçen halka 'tek tek hendeklerde öldürülürsünüz' deniliyor, bizim bu şartlarda kalmamızın bir anlamı yoktur, bize Ankara'da yer yoksa halkımızın öz yönetimlerinin yanındayız' şeklinde ifadeler kullanmaları, 'Milletvekillerinin halk ile toplantılar' yaparak 'halkın' onayı ile muhtemelen Meclisten 'çekilmesi' gerektiği, bu şekilde davranılarak hem dünyanın ilgisinin çekileceği hem de 'Türkiye'nin 'erken seçimlere' zorlanabileceği, ayrıca Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki spor kulüplerinin, 'Halkımız katliam altında, ailelerimiz, annelerimiz, kardeşlerimiz katlediliyor, bu şekilde liglere çıkamıyoruz' şeklinde ifadeler kullanmaları gerektiği" yönünde öneri ve talimatlandırmada bulunduğu tespit edildi.