Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, () - ADANA'daki Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kadın mahkumların çiçek bile yetiştirmesine cezaevi yönetimince izin verilmediği iddialarını, aynı cezaevinde ilk inceleme raporunu hazırlayanlardan Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve İl İnsan Hakları Kurulu Üyesi Avukat Mustafa Çinkılıç değerlendirdi. Avukat Çinkılıç, "Zaten cezaevinde olmak başlı başına bir yaptırım. Ayrıca, cezaevi içindeki uygulamaların kalanlara yeni bir yaptırım getirmemesi gerekir" dedi.
Türkiye'de cezaevlerinin genel olarak kanayan bir yara olduğunu vurgulayan Avukat Mustafa Çinkılıç, CHP'den 2 kadın milletvekilinin son incelemesi ile gündeme gelen Karataş Kadın Kapalı Cezaevi'nin, kurulduğundan beri sorunlu bir yer olduğunu savundu. Zaman zaman Adana Barosu'na ve İl İnsan Hakları Kurulu'na bu cezaevi ile ilgili başvurular yapıldığını aktaran Çinkılıç şunları kaydetti:
"Bu şikayetlerle ilgili heyet oluşturup bir incelemede bulunmuştuk. Orası kadın cezaevi olarak yapılan bir yer değil. Dar ve küçük bir yer. Toplanan mahkumlara oranla kapasitesi yetersiz, sürekli su sorunu yaşanıyor. Kadınlar cezaevlerinde çocuklarla da kalabiliyorlar. Bu yüzden kadınların kaldığı cezaevlerinin daha geniş olması lazım. Kadınlar kişisel bakımları için cımbız ve makas gibi eşyalar kullanmak istiyor, ama bunlar kesici, delici alet sayılıp verilmiyor. Bütün bunlar bir baskı unsuru yaratmak için özel tasarlanmış durumlar. Bunlar insan haklarına aykırı."
TOPRAKSIZ CEZAEVİ
Cezaevine giren bir kişiye cezaevinde olmaktan daha ağır başka bir yaptırım uygulanmaması gerektiğini kaydeden Çinkılıç, şöyle devam etti:
"Karataş Cezaevi'nin içinde toprak alan yok, bahçesi yok. Mahkumlar yerleri süpürüp, oradan toz toprak elde ederek çiçek ekmeye çalışıyor. Başka cezaevlerinde çiçekler yetiştirilip, kuşlar besleniyor. Bunların yasak bir tarafı yok. Ama Karataş Cezaevi'nde böyle sıkıntılar var. Tutuklama çok ağır bir tedbir, ama bizde çok yaygın. Yargılama süreci cezaya dönüşüyor. Cezaevlerini bir kampüs halinde yapmak lazım. Cezaevine giren bir kişiyi toplumdan yalıtıp orada tutarsınız, tekrar topluma döndüğünde uyum problemi yaşayacaktır. Cezaevleri geniş bir kampüs halinde olmalı, sporu, sanatı, günlük hayatı olmalı. Sadece cezaevinde özgürlüğünden yoksun kalma cezası olmalı."

FOTOĞRAFLI