İZMİR'de 5'i muvazzaf asker olmak üzere 10'u tutuklu, 357 sanığın yargılandığı 'gizli bilgi ve belge bulundurma" davasına, 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, ek iddianamenin okunmasıyla devam edildi. Duruşmayı izleyen ve daha sonra basın açıklaması yapan İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Avukat Hüseyin Tugay Şen, "Kumpasçıların inine girme zamanı gelmiştir. Kumpasçılardan hesap soruncaya kadar bu mesele bitmeyecek" dedi.
Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirmek, bulundurmak iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında, TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istendi. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edildi. Çete lideri olmakla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edildi.
TMK 10'uncu maddesiyle görevli İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2013 yılı Nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edildi.TMK 10'uncu Maddesi ile görevli İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılmasının ardından, dava İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.
Tutuklu 10 sanık ve bazı avukatların katıldığı 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan duruşmada, pazartesi günü başlanan ek iddianamenin okunmasına devam edildi. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, 1216 sayfalık ek iddianamenin okunmasının bugün tamamlanacağını, pazartesi günü savunmaların alınmaya başlanacağını, 3 ve 4 Temmuz günlerinde ise taleplere geçileceğini açıkladı.
Bazı sanık avukatları, gazetecilere yaptıkları açıklamada, dünkü Balyoz davasındaki tahliyelerin ardından, bu davadaki tutukluların da tahliye olacağını, bu yüzden 3-4 Temmuz'a kadar tutuklu sanıkları cezaevinde tutmanın hakkaniyetli bir durum olmayacağını ve mağduriyet yaratacağını öne sürdü.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Öte yandan, duruşmanın görüldüğü İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri Konferans Salonu'nun önünde yapılan basın açıklamasında, Türkiye Emekli Subaylar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Nesimi Özyürek, Balyoz davasındaki tahliyeleri hatırlatarak, “Milletimizin gözü aydın" dedi.
Özyürek, diğer davalar gibi 'gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında yargılananların da bir kumpasa kurban gittiklerini, bunu en yetkili ağızların da ifade ettiğini, ancak bu davanın Balyoz ve diğerlerinden daha karmaşık, Türk subaylarını aşağılayan, hedef alan şekilde tasarlandığını ileri sürerek, tek bir tutuklu kalmayana dek davanın takipçisi olacaklarını söyledi.
İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Hüseyin Tugay Şen de, dünkü Balyoz kararından sonra sevinçlerinin tamama ulaşmadığını dile getirip, bu davanın da kumpasların en tipik örneklerinden biri olduğunu iddia ederek, "Pazartesi gününden beri okunan ek iddianamede en çok geçen kelimeler, travesti, gay, fuhuş. Dijital verilerle oluşturulmuş sahte belgelere dayandırılmış böyle bir dava olmaz. 'Pandora'nın kutusundan Fethullah Gülen çıkmıştır, F tipi gladyosu, Türk ordusuna kumpas kuranlar çıkmıştır" dedi.
Mahkeme heyetinin bir an önce, Anayasa Mahkemesi kararını esas alarak, re'sen, hiçbir başvuruya gerek kalmadan tutuklu sanıkların tahliyelerine karar vermesi gerektiğini savunan Şen, "Kumpasçıların inine girme zamanı gelmiştir. Kumpasçılardan hesap soruncaya kadar bu mesele bitmeyecek" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI