Tahsin GÜNER- Muhammet BAYRAM/ ANKARA, () -TÜRKİYE Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi gazeteciler son günlerde meydana gelen olaylarda basın mensuplarının polisler tarafından tartaklanmasına ve tazyikli suya maruz kalmalarına tepki gösterdi. TGS, yetkililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen TGS üyesi gazeteciler son günlerde meydana gelen olaylarda basın mensuplarının polisler tarafından tartaklanmasına ve tazyikli suya maruz kalmalarına tepki gösterdi. Adliye önünde toplanan gazeteciler adına açıklama yapan TGS Ankara Şube Başkanı Esra Koçak, basın mensuplarının tartaklanmasını veya tazyikli suya maruz kalmalarını "Olaylar esnasında denk gelmiştir" şeklinde açıklanamayacağını belirtti.
'ÖZGÜR BASIN VARSA ÖZGÜR TOPLUM VARDIR'
Polisin orantısız güç kullandığını söyleyen Esra Koçak, "Gezi direnişinde polisin attığı gaz kapsülüyle başından yaralanarak 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın cenazesinde ve sonrasında yapılan eylemlerde polisin orantısız gücüne tanık olduk. Ne yazık ki bu AKP'nin polisinin ilk vukuatı değildi. Özellikle Gezi direnişinden bu yana yapılan bütün eylemlerde polis hem meslektaşlarımıza hem de yurttaşlarımıza saldırdı. İktidarın polisi görevi gereği olayları izlemeye giden kameraman ve foto muhabiri arkadaşlarımızın kameralarını ve fotoğraf makinelerini kırdı ve onları tartakladı. Muhabir arkadaşlarımız da ağza alınmayacak küfürlerden ve şiddetten nasibini aldı. Bu saldırılar “olaylar esnasında denk gelmiştir” şeklinde açıklanamaz. Polisin basın mensuplarını bilerek hedef aldığı görüntülere de yansımıştır. Tüm Türkiye, elindeki mikrofonla basın mensubu olduğu anlaşılmasına rağmen TOMA'dan sıkılan tazyikli su ile muhabirlerin nasıl bir şiddete maruz kaldığını görmüştür" diye konuştu.
'GAZETECİLER HEDEFTE'
Gazetecilerin eylemler sırasında yapılan müdahalelere maruz kaldığını belirten Koçak şöyle konuştu:
"Son bir ay içerisinde bizim gördüğümüz şiddet örneklerini sunmak gerekirse, Akay Kavşağında gerçekleşen eylemi izleyen Ulusal Kanal Muhabiri Hüsna Sarı TOMA'dan sıkılan su ile hedef alınmış ve belinde lenf zedelenmesi olmuştur. Takip eden günlerde Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Evrim Aydın, Reuters Foto Muhabiri Ümit Bektaş ve Cumhuriyet Foto Muhabiri Necati Savaş, Ziya Gökalp Caddesi üst geçidinde bir çok çevik kuvvet polisince coplanmış ve dövülmüştür. ODTÜ'de yaşanan olayları görüntüleyen Milliyet Foto Muhabiri Yavuz Özden'e, polis kaskı ile kafa atmıştır. Tuzluçayır'da Kanal D Kameramanı Hüseyin Çözen ve Muhabir Özgen Bingöl'e TOMA'dan gazeteci oldukları açık şekilde görüldüğü halde tazyikli su sıkılmıştır. Yine Kennedy Caddesi'nde basın kartını göstermelerine rağmen Hürriyet Foto Muhabiri Selahattin Sönmez ve Birgün Gazetesi Muhabiri Recep Yılmaz, tazyikli su ile yerlerde sürüklenmiştir. Berkin Elvan eylemlerini takip eden Vatan Gazetesi muhabiri Çınar Özer'in fotoğraf makinesi kırılırken, arkadaşımız polislerin sözlü saldırılarına maruz kalmıştır. Yine Evrensel gazetesi muhabiri Hasan Akbaş'ta geçtiğimiz günlerde polis tarafından ciddi şekilde dövülmüştür. Üstelik bunlar sadece bizim elimize ulaşan bilgilerdir."
'TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 154. SIRADA'
2014 dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye'nin 180 ülke içerisinde 154'üncü sırada yer aldığını söyleyen Koçak, "Polisin bu şiddeti, hükümet tarafından yapılan açıklamalarla da desteklenmiştir. Gücünü iktidardan alan polis ise saldırılarını artırmıştır. Başbakan Erdoğan gerek meclis kürsüsünden gerek seçim meydanlarından yaptığı konuşmalarla meslektaşlarımızı hedef gösterirken, birçok gazetecinin işten atılmasına ya da istifa etmesine neden olmuştur. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün, 2014 Dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye'yi, 180 ülke içerisinde 154'üncü sırada göstermesi, Türkiye'nin 55 tutuklu gazeteci ile dünyada en çok tutuklu gazeteci bulunan ülkelerden birisi olması da bu tablonun diğer bir boyutudur" ifadelerine yer verdi.
'SORUMLULAR BULUNSUN'
Gazetecilere yönelik saldırıların cezasız kalmaması gerektiğini vurgulayan Koçak, "Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak biz de, mesleğimizi yapabilmek, halkın haber alma hakkını koruyabilmek için son yaşanan olaylarda Ankara'da bu saldırılara maruz kalan meslektaşlarımız adına Ankara Valiliği, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ve Çevik Kuvvet Amirliği hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği de geçtiğimiz günlerde Ankara Valiliğine bir yazı yazarak sorumlular yargılanmasını talep etti. Valilikte gereğini yapacağı konusunda söz verdi. Valiliğe sözünü tutma çağrısında bulunuyoruz. Gazetecilere yönelik saldırıların cezasız kalması, yeni saldırıların önünü açmaktadır. Bu nedenle sorumlular bir an önce belirlenip adalet önüne çıkarılmalıdır" diye konuştu.
'BU SALDIRI HALKIN HABER ALMA HAKKINADIR'
Gazetecilere yapılan saldırıların, halkın haber alma hakkına yapıldığını belirten Koçak, "Bir kez daha ifade ediyoruz. Gazetecilere yapılan saldırılar aynı zamanda kamunun haber alma hakkına yapılan bir saldırıdır. Uyarıyoruz. Özgür basın varsa özgür toplum vardır. Gazetecilere ve halka şiddet uygulamaktan vazgeçin. Buradan meslektaşlarımıza da bu şiddete son vermek için, patron ve hükümet baskılarına karşı koymak için, özlük haklarımız için, stajyer sömürüsünün son bulması için, gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevlerinde yatan meslektaşlarımızın serbest bırakılması için Türkiye Gazeteciler Sendikasında örgütlenmeye çağırıyoruz" dedi.
'TGS'DEN SUÇ DUYURUSU'
Açıklamanın ardından TGS açıklamanın ardından, Ankara Valiliği, Ankara Emniyet Müdürlüğü Yetkilileri, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Yetkilileri, Basın Mensuplarına darp, hakaret, tehdit ve tacizde bulunan görevlerini kötüye kullanan polis memurları hakkında, Basın ve iletişim özgürlüğünün ihlali, halkın haber alma hakkının ihlali gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

(HT/SS)(FOTOĞRAFLI)