Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter'in 7 Mart 1999 tarihinde gözaltında işkenceyle öldürülmesine ilişkin dava bugün karara bağlandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık eski komiser yardımcısı Ahmet Okuducu getirildi. Duruşmada maktul Süleyman Yeter'in ağabeyi Mustafa Yeter, aileyi temsilen 10'dan fazla avukat da hazır bulundu.
ESKİ POLİS OKUDUCU :"MAKTÜLÜ BEN SORGULAMADIM"
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen eski komiser yardımcısı Okuducu, "Suç tarihinde ben maktülün üst düzey yöneticisi olduğu örgüte bakan bölümde değildim. Maktülü ben sorgulamadım. Süleyman Yeter daha önce TİM-4 tarafından sorgulanmış ve kendisine işkence yapıldığı iddiası ile şikayette bulunmuş." dedi. Sanık Okuducu, beraatini talep etti.
İŞKENCE İLE ÖLDÜRMEYE 10 YIL HAPİS CEZASI
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık Ahmet Okuducu’nun, Süleyman Yeter’i işkence ederek yaraladığını ve bu fillin sonucundan maktülün öldüğünü belirtti. İşkence yaparak ölüme sebebiyet verdiği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezası veren mahkeme , "failin birden fazla olması ve asli maddi failin tespit edilememesi sebebi" ile cezayı üçte bir oranın da indirim yaparak cezayı 10 yıla indirdi. Mahkeme sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
YETER’İN AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA
Mahkemenin ardından maktül Süleyman Yeter’in avukatları basın açıklaması yaptı. Avukat İbrahim Ergün yaptığı açıklamada, “Bugünkü duruşmanın en önemli yanı firari sanığın bugün son savunmasını yaparken bizi doğrulamış olmasıydı. Sanık Süleyman Yeter Tim 4 tarafından zaten daha önce gözaltına alınmış bu nedenle işkence davası açmış ve bu davanın duruşması öldürülmeden 4 gün sonra yapılacaktı. Bizde zaten baştan beri bunu diyorduk. Süleyman Yeter rast gele gözaltına alınmış biri değildir. Daha önce işkenceden geçirilmiş ve sakat bırakılmış birisidir. Sosyalist kimliğinden dolayı kasıtlı olarak gözaltına alıp öldürdüler. Bugün sanık kendini kurtarma çabasıyla bizim tezimizi doğrulamış oldu fakat eksik soruşturma ve yargının bu olaya tutumu nedeniyle sanığında suçlamış olduğu kişiler cezadan kurtulmuş durumdalar. Bugün burada verilmiş ceza bugünkü yargı pratiği içerisinde anlamlı olsa da işkence suçları açısından caydırıcı, kamuoyunun vicdanını dindirebilecek kabul edilebilir bir ceza değildir." dedi.