AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, 2008 yılında terör örgütünün bir dershane önüne koyduğu bombanın patlaması sonucu oğlunu kaybetmesiyle ilgili olarak, "Ben çocuğumu tek vücut halinde toprağa verebildiğim için bundan teselli çıkardım. Çünkü aynı patlamada ölenlerin kolları, bacakları camlardan toplanmıştı" dedi.
Antalya'da düzenlenen 5'inci Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nda terör mağdurları yaşadıklarını anlattı. 2008 yılında Diyarbakır'daki patlama sonucu oğlunu kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, yine aynı yıl İstanbul Güngören'deki patlamadan yaralı kurtulan 19 yaşındaki Buse Hazarlı ile terör örgütüne üye olmaktan oğlu cezaevine giren İsmail Ercan hikayeleri ile sempozyuma damga vurdu.
OĞLUMU TEK VÜCUT OLARAK TOPRAĞA VEREBİLDİM
Sempozyumda konuşan Milletvekili Eronat, 2008 yılında terör örgütünün bir dershane önüne koyduğu bombanın patlaması sonucu oğlunu kaybettiğini hatırlattı. Aynı saldırıda 6 çocuğun daha öldüğünü belirten Oya Eronat, "Ben çocuğumu tek vücut halinde toprağa verebildiğim için bundan teselli çıkardım. Çünkü aynı patlamada ölenlerin kolları, bacakları camlardan toplanmıştı" dedi. Eronat, oğlunu kaybettikten sonra yaşadığı acı nedeniyle ağlayamadığını anlattı.
'AĞLAYAMADIM'
Milletvekili Oya Eronat, şunları söyledi:
"2003 yılında babamı kaybettiğim zaman gözyaşlarım kuruyana kadar ağladım ama oğlumda hiç ağlayamadım. Çünkü bu acı o kadar büyük ki, ağlama gibi bir duyguyu basit buluyorsunuz. Ağlayamıyorsunuz. Hala da şu ana kadar doyasıya ağladığımı hatırlamıyorum. İçimiz hep sızlıyor. Evlat kaybeden aileler için zaman ilaç olmuyor. Zaman geçtikçe daha çok özlüyorsunuz. Ben de çocuğumdan 6 yıldır ayrıldığım için özlemim gittikçe büyüyor. Bizler anı biriktiriyoruz. Ben 6 yıldır oğlumun çöp kutusunu boşaltmadım. Çöpe attığı çikolata kağıtları olduğu gibi orada duruyor. Sanki o odayı bozarsam evladımı kaybetmişim gibi geliyor."
OĞLU İÇİN SİYASETE ATILDI
Oğlunun ölümünün bir istatistik olarak kayıtlara geçmesine izin vermemek amacıyla PKK ve terör gerçeğini her yerde anlatmak için harekete geçtiğini kaydeden Oya Eronat, bunu daha iyi anlatabilmenin yolunu da siyasette bulduğunu dile getirdi.
Belediye meclis üyesi adayı olarak başladığı siyaset yolculuğu AK Parti Milletvekili olarak devam eden Eronat, bu görevi de bir anne kimliğiyle yürüttüğünü ifade etti. Oğlunu kaybettikten sonra evde onun sevdiği yemekleri yapmadığını belirten Oya Eronat, "Mesela benim evimde kıymalı makarna pişmez. Bir lokantaya gittiğimde yemeğin yanına kızarmış patates koymamalarını söylüyorum. Hamburger dükkanlarının önünden geçemiyoruz. İnşallah çözüm süreci ile bu acılar biter. Sadece ben değil dağda evladını kaybetmiş anneler de istiyor" şeklinde konuştu.
KÜRTLERİN YÜZDE 80'İ PKK'YI DESTEKLEMİYOR
Türkiye'de 1.5 yıl öncesine kadar 8 bin güvenlik görevlisi, 5 bin 500 sivil şehit ile 22 bin teröristin dağlarda öldüğünü söyleyen Eronat, şu açıklamada bulundu:
"Biz hep 40 bin deriz ama bunların ayrımını pek yapmayız. Terör örgütü PKK ve uzantısı parti, cümleye hep 'biz Kürtler' diye başlar. Sanki Kürtlerin tek temsilcisi kendileriymiş gibi. 'Biz Kürtler' diye cümleye başlıyorlar ama en çok öldürdükleri Kürt çocukları. Dağlardaki 22 bin kişinin büyük çoğunluğu da Kürt çocuklarından oluşuyor. Kürtlerin sadece yüzde 20'si PKK ve uzantısı partiyi destekliyor, Kürtlerin yüzde 80'i PKK'yı desteklemiyor, uzantısı partiye de oy vermiyor. Ama öyle propaganda yapıyorlar ki, bütün Kürtler adına konuşma hakkını kendilerinde buluyorlar."
'OĞLUMU DÜŞMAN ETTİLER'
Sempozyumun diğer konuşmacısı İsmail Ercan da oğlunun terör örgütü DHKP-C'ye katıldığını polisin kendisini aramasının ardından öğrendiğini, oğlunu kurtarmak için büyük mücadele verdiğini, çabasına rağmen örgütün oğlunu kendisine düşman ettiğini söyledi. İsmail Ercan, "Oğlumun gözünde beni küçük düşürüp, oğlumu bana düşman ettiler. Bir babanın duymayacağı en acı şeyi söyledi bana oğlum, 'sen de polislerin kucağına oturdun, kendini onlara sattın' dedi" diye konuştu.
Oğlunu kurtarma mücadelesini sonraki süreçlerde daha da sertleştirdiğini, bu noktadan sonra sürekli ölüm tehditleri aldığını ve almaya devam ettiğini kaydeden İsmail Ercan, "Yılmadım. Ölüm tehditleri hiç bitmedi. Hala da onlarla mücadele etmeye devam ediyorum. Oğlum şu an cezaevinde. Bana 'işbirlikçi baba' dediği için benimle görüşmüyor. Bana 'satılmış baba' diyor. Ben bir babanın yaşayacağı en kötü, en acı şeyi yaşıyorum. Cezaevinde onu ziyaret ettiğim zaman benimle görüşmedi" ifadelerini kullandı.
'ACILARI AİLEMİN DESTEĞİYLE ATLATTIM'
Sempozyumun bir diğer konuşmacısı da İstanbul Güngören'de, 27 Temmuz 2008'de meydana gelen bombalı saldırıdan yaralı kurtulan 19 yaşındaki Buse Hazarlı oldu. Olayın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen çok acılar çektiğini anlatan Buse Hazarlı, patlama sonucu ayağından yaralandığını ve 24 kez ameliyat olmak zorunda kaldığını dile getirdi. Aynı patlamayı annesi, ağabeyi ve yengesinin de yaşadığını aktaran Buse Hazarlı, yaşadığı acıları ailesinin büyük desteğiyle atlattığını kaydetti.