Serpil KIRKESER / İstanbul, () Ergenekon Davası'nda tutuklu Tuncay Özkan ve Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, davaya bakan mahkeme heyeti ile savcıyı, HSYK şikayet etti. Avukat Ersöz'ün şikayet dilekçesinde, Ergenekon Davası'na bakan heyetin 7 aydır gerekçeli kararı yazmayarak 'Hürriyeti tehdit ve görevi kötüye kullanma' suçlarını işlediğini, Silivri Ceza İnfaz Kurumları içindeki duruşma salonunda yapılan yargılamada, Ceza Muhakemeleri Kanuna (CMK) aykırı karar ve uygulamalara imza attıkları öne sürdü.
Ergenekon Davası'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Gazeteci Tuncay Özkan ve 23 yıl 9 ay hapis cezası emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı'na (HSYK) Ergenekon Davası'na bakan hakimleri ve duruşma savcısını şikayet etti. 4 sayfalık şikayet dilekçesinde, Ergenekon Davası'na bakan mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üyeler hakimler Sedat Sami Haşiloğlu, Hüsnü Çalmuk, Mehmet Fatih Uslu, Nihat Topal, Ercan Fırat ile duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti. Şikayet edilen mahkeme heyetinin ve savcının Ergenekon Davası'nda Ceza Muhakemesi Kanuna(CMK) aykırı karar ve uygulamalara imza attıkları öne sürülen dilekçede, "Şikayet edilen hakimler, Ergenekon Davası'nda 05 Ağustos 2013 tarihinde sanıklar hakkında cezalandırılmaları yönünde hüküm vermiş, ancak aradan geçen 7 ayı aşkın süredir gerekçeli kararı yazmamış ve dosyayı temyiz incelemesi için Yargıtay'a göndermeyerek 'Hürriyeti Tehdit ve Görevi Kötüye Kullanma Suçlarını' işlemişlerdir" denildi.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İLKER BAŞBUĞ İLE İLGİLİ KARARINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Ergenekon Davası'ndan Mustafa Levent Göktaş'ın 5 yıl 2 ay ve Tuncay Özkan'ın ise 5 yıl 6 aydır tutuklu olduğuna dikkat çekilen dilekçede, "Hükmün açıklandığı 05 Ağustos 2013 tarihli duruşmanın üzerinden yaklaşık 7 aylık bir süre geçmiş olmasına karşın tutukluluk durumları ile ilgili bir inceleme de gerçekleştirilmemiştir" ifadelerine yer verildi. Anayasa Mahkemesi'nin Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında verdiği karara değinilen dilekçede, "Anayasa Mahkemesi kararında Anayasa'nın 19. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı çerçevesinde vermiş olduğu ihlal kararının gerekçesini, 'Özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi, mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay'ın önüne götürülememiş olması oluşturmaktadır.' Anayasa Mahkemesi tarafından ortaya konulan bu gerekçeler sadece temel bir hakkın ihlal edilmesine ilişkin olmayıp, aynı zamanda şikayet edilen mahkeme başkanı ile üye hakimlerin 'Hürriyeti tahdit suçunu' işlediklerinin tespiti anlamına da gelmektedir" denildi.

"YASADIŞI BU SES KAYITLARININ MAHKEME DOSYASINA DAHİL EDİLMESİ AÇIKÇA SUÇTUR"
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"Şikayet edilen hakimler tarafından yargılama süresince sayısız temel hak ve hürriyetin ihlali sonucunu doğuran karara imza atılmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri olarak görülebilecek olan ise son günlerde kamuoyunun gündemini önemli ölçüde meşgul eden internet ortamında yayınlanan yasadışı ses kayıtlarının şikayet edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından 13 Ocak 2012 tarihli duruşmada dava dosyasına celbi talebidir. Cumhuriyet Savcısının bu talebini değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görevli şikayet edilen hakimler tarafından verilen, 13 Ocak 2012 tarih ve 34/a sayılı kararda "İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak, dava sanıklarına veya yakınlarına ait olduğu iddia edilen bu davaya ilişkin olan internet ortamında veya medyada yer alan ses kayıtlarının temin edilerek, çözümlerinin de yapılarak mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine" denilmiştir. Bu karara istinaden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin müzekkeresine cevap veren İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 12 Aralık 2012 tarihli yazıyla bu ses kayıtlarını mahkemeye göndermiştir. Bu kayıtların hukuka aykırı delil olduğu yönündeki itirazlar ise kabul görmemiştir. Yasadışı bu ses kayıtlarının mahkeme dosyasına dahil edilmesi açıkça suçtur. Kovuşturma sürecinde yaşanan yasa dışı uygulamalar, avukatlara yönelik şiddet eylemleri ve hukuka aykırı kararlar şikayet edilen Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ve üye hakimlerin tarafından hayata geçirilen sistematik ve bilinçli bir tavrın göstergeleridir."

"HUKUKA AYKIRI DELİL NİTELİĞİNDEKİ KAYITLAR SANIKLAR ALEYHİNDE DELİL OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR"
Dilekçenin sonuç ve talap bölümünde ise şu ifadeler kullanıldı:
"Anayasa Mahkemesi'nin İlker Başbuğ'la ilgili olarak bireysel başvuru dosyasında verdiği 06 Mart 2014 tarihli kararında da tespit ettiği üzere, sanıkların özgürlükleri hürriyeti tahdit suçunu oluşturacak şekilde kısıtlanmış, 4 internette yayınlanan yasadışı ses kayıtları dosyaya dahil edilerek hukuka aykırı delil niteliğindeki kayıtlar sanıklar aleyhine delil olarak kabul edilmiş, duruşma salonunun tavanından sarkıtılan ses toplama cihazları ile avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmeler yasa dışı olarak kayıt altına alınmıştır. Açıklanan sebeplerle, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk, Ercan Fırat, Nihat Topal, Mehmet Fatih Uslu ve Mehmet Ali Pekgüzel hakkında soruşturma başlatılmasını arz ve talep ederim."
(BB)