BİRİNCİ Sınıf Emniyet Müdürü rütbesindeyken Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’nden emekli olan Ergüven Ayan, İstanbul merkezli olarak, bakan oğullarının da gözaltına alındığı operasyon sonrası polis şeflerinin görevlerinden alındığına dikkat çekerek, bunların yaşanmaması ve adaletin daha sağlıklı dağıtılabilmesi için 'adli kolluk' kurulması gerektiğini söyledi.
Polis Akademisi’ni bitirdikten sonra Emniyet Teşkilatı’nda çeşitli birimlerde 30 yıl görev yapan, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesindeyken Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’nden emekli olan, İzmir’deki Polis Meslek Eğitim Merkezi’nde ve özel güvenlik kurslarında ders veren Ergüven Ayan, İstanbul merkezli olarak gerçekleştirilen, üç bakanın oğlunun da gözaltına alındığı, kendileriyle ilgili de çeşitli iddiaların dile getirildiği 'Büyük Rüşvet' adlı operasyon sonrasında yaşananlara dikkat çekti.
Savcının talimatıyla gizlilik içinde soruşturmayı yürüten polis şeflerinin, gözaltıların ardından görevlerinden alındığına değinen Ayan, Türkiye’deki sistem yüzünden emniyet ve jandarma görevlilerinin hem 'idari' hem de 'adli' kolluk olarak görev yaptıklarını vurguladı.
Bir polisin sokakta devriye gezerken idari bir görevi yerine getirdiğini, bir yankesicilik olayına müdahale ettiğinde adli görevinin başladığını kaydeden Ayan, bunun uygulamada sıkıntılara yol açtığını öne sürdü. Bu yapı yüzünden adaletin de zaman zaman tam olarak tecelli ettirilemediğini dile getirdi. Bu son soruşturma ve operasyonda olduğu gibi, görev alan kolluk kuvvetlerinin hiçbir güvencesinin bulunmadığını, yöneticiler tarafından görevden alınıp, başka yerlere gönderilebildiklerini söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri iktidara gelen bütün hükümetlerin, 'adli kolluk, idari kolluk' ayrımını gözardı ederek, evrensel hukukun temellerinden olan 'adil soruşturma-adil yargılama' ilkesini hayata geçirmekten kaçındığını savunan Ergüven Ayan, artık buna bir son verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Acil olarak bir düzenleme yapılarak, adli kolluk oluşturulması, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK), 'Adli Kolluk ve Görevi' bömümündeki 164, 165, 166 ve 167’inci maddelerin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.


---- KUTU --- MEVCUT CMK’DAKİ ADLİ KOLLUK VE GÖREVİ MADDELERİ
Madde 164 - (1) Adli kolluk; 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8, 9 ve 12 nci Maddeleri, 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci Maddesi, 2.7.1993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci Maddesi ve 9.7.1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 4 üncü Maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder.
(2) Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adli kolluğa yaptırılır. Adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.
(3) Adli kolluk, adli görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.
DİĞER KOLLUK BİRİMLERİNİN ADLİ KOLLUK GÖREVİ
Madde 165 - (1) Gerektiğinde veya Cumhuriyet savcısının talebi halinde, diğer kolluk birimleri de adli kolluk görevini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu durumda, kolluk görevlileri hakkında, adli görevleri dolayısıyla bu Kanun hükümleri uygulanır.
DEĞERLENDİRME RAPORU YETKİSİ
Madde 166 - (1) Cumhuriyet başsavcıları her yılın sonunda, o yerdeki adli kolluğun sorumluları hakkında değerlendirme raporları düzenleyerek, mülki idare amirlerine gönderir.
YÖNETMELİK
Madde 167 - (1) Adli kolluk görevlilerinin nitelikleri ve bunların hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimi, diğer hizmet birimleri ile ilişkileri, değerlendirme raporlarının düzenlenmesi, uzmanlık dallarına göre hangi bölümlerde çalıştırılacakları ve diğer hususlar; bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.