DİYARBAKIR Barosu Başkanı Tahir Elçi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen 'Büyük Rüşvet' operasyonundan sonra adli kolluk yönetmeliğinde yapılan değişikliği sert bir dille eleştirdi. Elçi, "Son yaşananlar, zaten zayıf olan yargının bağımsızlığı ve idarenin hesap verebilirliğinin sonunu getirmiş, hukukunun üstünlüğü çabalarına da onarılması güç bir darbe vurmuştur" dedi. Yazılı açıklama yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son operasyonun ardından kamuoyuna yansıyan açıklamalarının, bir hukuk devletinde tanık olunmayacak şekilde soruşturmayı yönlendirme, etkileme, engelleme niteliğinde ve  yasaların açık hükümlerini ihlal edici olduğunu ileri sürdü. Bazı bakanlara kadar sirayet ettiği belirtilen rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra başta Başbakan olmak üzere yürütme erkinin tutumu ve uygulamasına, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu güne kadar tanık olunmadığını işaret eden Diyarbakır Baro Başkanı Elçi şöyle dedi: "Adalet ve İçişleri Bakanlıkları tarafından 2005 yılında yürürlüğe giren 'Adli Kolluk Yönetmeliğinde' değişiklik öngören bir düzenleme yoluna gidilmiştir. Yapılan değişiklikle, AB üyelik sürecinde savcılık kurumunun güçlendirilmesi, suçla etkin mücadelenin sağlanması bakımından getirilen bazı düzenlemelerin ortadan kaldırılmasına yol açılmıştır. Buna göre, soruşturmayı yürütmekle görevli adli kolluğun amiri durumundaki Cumhuriyet savcısının yetki ve otoritesi bertaraf edilmiş, kolluk amiri tanımı değiştirilerek, soruşturmalarda adli görevi olan savcının yanı sıra, idari görevleri bulunan Başsavcı, Emniyet Müdürü ve İl Valisi veya İlçe Kaymakamına da yetki ve görevler verilerek, soruşturmalarda adli değerlendirmenin yanı sıra bir nevi idari, siyasi değerlendirme yapmanın yolu açılmıştır. Böylellikle Adalet ve İçişleri Bakanlığına, diğer bir ifadeyle yürütmeye bağlı Başsavcı, Emniyet Müdürü ve Valilerin hükümeti rahatsız edecek veya kimi üst düzey bürokrat ve hükümet üyelerinin sorumluluğuna yol açabilecek soruşturmaların engellenmesi sağlanabilecektir."  Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre soruşturma yetki ve sorumluluğunun Cumhuriyet Savcısı'na ait olduğuna da belirttikten sonra açıklamasına şöyle devam etti:
"Savcı kolluğun amiridir. Yeni düzenleme soruşturtmanın gizliliğini ortadan kaldırmış, idari, siyasi yetkililerin soruşturmalara her türlü müdahalesinin yolunu açmıştır. Yargı ve polis teşkilatı içinde oluştuğu belirtilen cemaatleşmeyi ortadan kaldırmanın yolu, adli soruşturmalara daha fazla idari siyasi müdahalenin yolunu açma, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkelerinin tünüyle ortadan kaldırma olmamalıdır. Yıllardır, politik ve fiikirsel niteliği olan 'Devletin ülkesiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine', 'Anayasal düzene karşı suçlar' gibi soruşturmalarda her türlü zulme ve hukuksuzluğa sessiz kalan, hatta savunuculuğunu yapanların bu gün kendilerine dokunan bir soruşturma ve bazı kolluk görevlilerinin uygun olmayan davranışlarına karşı öfkeli tepkileri dikkat çekici olmuştur. Diyarbakır Barosu, her koşulda demokrasinin, insan haklarının  ve hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı uygulamaların karşısında yer alacaktır. Anayasal ve yasal hükümlere açıkça aykırı, hukuk devleti ilkelerini ortadan kaldıran ve idarenin hesap verebilirliğinin sonunu getiren Adalet ve İçişleri Bakanlıkları tarafından 21 Aralık 2013 tarihinde yürülüğe giren yönetmelik hükümlerinin iptali amacıyla Diyarbakır Barosu olarak Danıştay'da iptal davası açacağımızı da kamuoyuna  duyurmak isteriz."   FB(GG/SS)