DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Zonguldak'ta özel maden ocağında 9 maden işçsinin mahsur kaldığı göçüğün gizlenmesi olayının, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan çöküntünün son örneği olduğunu söyledi. Beko, "Türkiye'de işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi göçük altındadır" dedi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Kasım 2013'te bakanlık müfettişlerince yapılan denetimde çeşitli eksiklikler nedeniyle üretimi durdurulan Erci Madencilik'e ait maden ocağında meydana gelen ve mahsur kalan 9 işçinin 14 saat sonra sağ kurtarılmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Beko, "Bakanlık tarafından üretimi durdurulan maden ocağını kaçak olarak işletmek nasıl bir cesaret işidir, anlayabilmek mümkün değildir. İşveren bu cesareti nasıl ve kimden almaktadır? Fenni nezaretçi olayı saklama aymazlığına nasıl karar verebilmiştir?" dedi.
Soma'daki maden faciasından sonra yaşananların, hükümetin ve yargının ortaya koyduğu tavrın böylesi işverenler için teşvik edici olduğunu, denetim ve yaptırımların hiç umursanmadığını vurgulayan Beko, şöyle dedi:
"Üstüne üstlük üretimi durdurulmuş ocağı kaçak çalıştırma, işçilerin can güvenliğini tehlikeye atma ve ölüme bu kadar yakınlaşmış işçilerin hayatına zerre değer vermeden kazayı saklayabilme cesaretini kendilerinde bulabilmektedirler. Türkiye'de işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi göçük altındadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, bu çökmüş sistemi kurtarabilecek bir yasa değildir. Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma yaygınlaştırılırken, kayıtdışılık etkin olarak üretim sürecinde varlığını sürdürürken, mevcut yasanın uygulama, denetim ve yaptırım süreçlerindeki etkisi kağıt üzerinde kalmaya mahkumdur. Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma, devlet ve sermaye işbirliğiyle, birikim için temel strateji haline gelmiştir."
Kani Beko, çalışanların bu alanda yaşanan garabetten kurtulması için sendikaların örgütlenmesinin önündeki engelleri kaldırmak, taşeron ve güvencesiz üretim sisteminin tamamen yasaklanması veya ciddi denetim, sınırlama getirilmesi ve bu doğrultuda samimi, etkin bir mücadelenin ortaya konulması, sağlık, iş güvenliği ve çevreyle ilgili özerk demokratik bir kurumsal yapının oluşturulması gerektiğini kaydetti.