BURDUR Cezaevi'nde 2000 yılındaki operasyonda duvarı delen dozerin kepçesiyle sağ kolu kopan Veli Saçılık'ın da aralarında bulunduğu, o tarihte hükümlü ve tutuklu olan 61 kişi hakkında, cezaevinde oluşan hasarı karşılamaları için açılan 31 bin TL'lik tazminat davası, 25 Şubat'a ertelendi.
11 tutuklunun, can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle duruşmalara çıkmayacağını belirtmesi ve mahkemenin 'zorla' getirilmelerine yönelik kararı sonrasında Burdur Cezaevi'nde 5 Temmuz 2000 günü operasyon düzenlendi. Dozerlerin de kullanıldığı operasyonda, tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu bölgeye ulaşılması için cezaevi duvarları yıkıldı. Yıkım sırasında tutuklular arasında bulunan Veli Saçılık'ın sağ kolu kepçe darbesiyle koptu. Yerine dikilemeyen ve çöpe atılan kol, daha sonra bir sokak köpeğinin ağzında bulundu. Tahliye edildikten sonra yargılandığı davadan beraat eden Saçılık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. AİHM Türkiye'yi mahkum ederek, Veli Saçılık'a 46 bin TL ödenmesine karar verdi.
YEREL MAHKEMENİN 150 BİN LİRA TAZMİNAT KARARINI DANIŞTAY BOZDU
Veli Saçılık'ın başvurduğu Antalya 1'inci İdare Mahkemesi ise 'dozerle kol koparmanın insanlık dışı olduğunu, devletin hapishanesinde tutuklu Saçılık'ın güvenliğini ve vücut bütünlüğünü koruması gerektiğine' işaret ederek, 150 bin TL tazminata karar verdi. Danıştay, Saçılık'ın cezaevinde isyana katıldığını, kol kopmasının kendi kusurundan kaynaklandığını savunarak, kararı 2007 yılında bozdu. Bunun üzerine Antalya İdare Mahkemesi, olay yeri nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Isparta İdare Mahkemesi'ne gönderdi. Isparta İdaresi Mahkemesi, Danıştay'ın kararına uyarak, Veli Saçılık'ın kusurlu olduğunu, tazminat hakkı olmadığına hükmetti. Danıştay, 2011 yılında Isparta İdare Mahkemesi'nin kararını onadı. Veli Saçılık ise kararın düzeltilmesi için Danıştay'a temyiz başvurusunda bulundu.
Bu davanın ardından Maliye Bakanlığı, operasyon sırasında cezaevindeki 31 bin TL'lik hasar ve zararın, Veli Saçılık'ın da aralarında bulunduğu o dönemdeki 61 hükümlü ve tutukludan tahsili için Burdur 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı.
İNFAZ KORUMA MEMURLARI DİNLENDİ
Burdur 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bugün görülen davanın 77'nci duruşmasında, o dönemde cezaevinde görevli 5 infaz koruma memuru tanık olarak dinlendi. İnfaz koruma memurları, mahkumların mahkemeye gitmemek için isyan çıkardığını, koğuş duvarlarını delerek diğer koğuşlara ve cezaevi lojmanlarının bulunduğu bölüme geçtiklerini, olaylar sırasında iş makinesinin cezaevi dış duvarını delerek mahkumlara müdahale edildiğini anlattı.
CEZAEVİNDE İSYAN YOKMUŞ
Veli Saçılık ise "Bugün gardiyanlar ifade verdi. İfadelerinden anlaşıldı ki, cezaevinde bir isyan yokmuş. Daha önceden hazırlanmış, emir verilmiş, gece askerin seferber olduğu haftalar öncesinden planlı bir operasyon varmış. Sonra bizim isyanımız var ve bu bastırılacakmış gibi dava açtılar. Bu mevcut biçimde açığa çıktı" dedi.
Cezaevi duvarının buldozer tarafından yıkıldığının birinci ağızdan dile getirildiğine işaret eden Saçılık, "Bu dava zaten dayanaksızdı. Dayanağının tamamen ortadan kalktığı anlaşıldı. Çocuk yaşta başladı bu dava, 37 yaşına giriyorum. Bu zulmü bırakıp adaleti getirmelerini diliyorum ama zor görünüyor. Türkiye'de adaleti kazanmak zor iş" diye konuştu.
'DAVA, TRAJİKOMİK DURUMA DÜŞTÜ'
Saçılık, infaz koruma memurlarının ifadeleri ve olay günüyle ilgili şunları dile getirdi:
"Gardiyanlar ifadelerinde sabah saatlerinde bir olay olmadığını, koğuş kapılarını açtıklarını söyledi. Jandarmaların gece 12.00 gibi cezaevinde konuşlanmaya başladığını söyledi. Jandarmanın müdahalesiyle birlikte bir direniş başladığını söyledi. Ulucanlar'da 10 kişi katledilmişti, jandarmanın müdahalesiyle. Burdur'da da aynısını planlıyorlardı. Biz de bunu dışarıya duyurabilmek için kendimizi koruma maksatlı direniş gösterdik. Kesici, silah ve herhangi bir maddeyle karşılık vermedik. Gardiyanların, dış duvarın buldozerle yıkıldığını söylüyor. Hepsi bunu görmüşler ama gardiyanlar benim kolumun koptuğunu görmemişler. Gerçeğin üzerini örttüler. Adalet Bakanlığı da Burdur Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda, AİHM'de ödenmiş bir tazminat olduğunu ve görevli gardiyanlardan alacağını söyleyerek, davayı tamamen dayanaksız bıraktı. Dava trajikomik duruma düştü. Umarım önümüzdeki celse bu mahkeme sonuçlanır."
Duruşma, Veli Saçılık'ın Danıştay'daki temyiz başvurusunun sonucunun beklenmesi için 25 Şubat tarihine ertelendi.
'VİCDANEN VE HUKUKEN KABUL EDİLEMEZ'
Veli Saçılık'ın avukatı Senem Doğanoğlu da "77'nci duruşmaya girdik. Devletin tanıkları dinlendi. Tanıklar aslında 'bu planlı bir operasyondur, bunlar saat saat tarafımızca bilinmektedir' dediler. Bu davanın hala sürdürülmesi vicdanen kabul edilebilir değil. Şimdi hukuken de hiçbir zemini kalmadı. Cezaevinde meydana gelen zararın şu anda jandarma komutanları ve gardiyanlardan rücu süreci başladı. Umut ediyoruz ki Şubatta karar çıkacak ve bir hukuk ve vicdan ayıbı sonuçlanmış olacak" dedi.