MUĞLA’nın Bodrum İlçesi’nde Mankenler Kraliçesi 32 yaşındaki Aslı Baş'ın turizmci Ahmet Bayer’in villasından düşüp ölümüyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Hakan Bayer’in tutukluğuna itiraz reddedildi.
Manken Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde, vurgun yediği için tekerlekli sandalyeye mahkum turizmci Ahmet Bayer'in Yalıkavak Beldesi'ndeki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının 6.5 metre yüksekliğindeki terasından düşerek yaşamını yitirdi. Genç mankeninin ölümüyle ilgili olarak 56 yaşındaki Ahmet Bayer ile oğulları 24 yaşındaki Volkan Bayer ve 26 yaşındaki Hakan Bayer hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82/1. maddesini içeren 'kasten öldürme' suçundan, yardımcıları 35 yaşındaki Murat Umirov hakkında da TCK’nın 281'inci maddesini içeren 'delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak' suçundan 7.5 yıl hapsi cezası istemiyle Muğla 1'inci Ağır ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Rapor savaşlarının yaşandığı ve Hakan Beyir’in tutuklu yargılandığı dava sürürken; mahkemenin, manken Baş’ın ölümüyle ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan istediği son raporda geçen 26 Aralık’ta mahkemeye ulaştı.
Adli Tıp Kurumu’nun 27 Kasım 2013 tarihli raporunda, manken Baş’ın vücudundaki tüm yaraların düşme sırasında veya atlarken oluştuğu belirtildi. İddia edildiği gibi Baş’ın vücudunda ölümünden önceye ait yara izi bulunmadığı ve otopside alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesi’nde yapılan incelenmesinde toksik madde tespit edilmediği dikkate alındığında, kişinin zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı da vurgulandı. Raporun mahkemeye ulaşmasının ardından Bayer ailesi, avukatları Mustafa İlker Gökhan aracılığıyla, Hakan Bayer’in tutuklu yargılanmasına itiraz etti. İtirazı değerlendiren mahkeme, ara kararında Hakan Bayer’in tutukluğuna itirazı reddetti.
“ÇILDIRMAK ÜZEREYİM”
Mankemenin bu kararına tepki gösteren tutuksuz sanık Ahmet Bayer, oğlunun 16 aydır tutuklu olduğunu hatırlatıp, “Adli Tıp Raporu’nda manken Baş’ın vücundaki düşme öncesinde oluşmuş bir yara ve darp olmadığının belirtilmekte. Raporda ailemizi suçlayıcı bir tek kelime yok. 2 bin sayfalık dava dosyasında Baş’ın öldürülmüş olduğu iddasını ispat edecek tek bir delil, emare, maddi bulgu yoktur. Buna rağmen savcılık ve avukatlarımızın tahliye talebini mahkeme yine red etti. Bu anormal gidişatın arkasında kim var ne var bilen varsa bana da söylesin yoksa çıldırmak üzereyim” dedi.