SANIK FIRINCI İSMAİL KOYUNCU; 'ASIL MAĞDUR BENİM'
Eskişehir’de Gezi olayları sonrası meydana gelen olayda Ali İsmail Korkmaz’ı dövdüğü ve ölümüne yol açtığı iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan fırıncı İsmail Koyuncu, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. İşini ve itibarını kaybettiğini söyleyen Koyuncu, mahkeme heyetine olay gününü ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Asıl mağdur ben oldum. İşimi de itibarımı da kaybettim. Yağmur vardı, polis biber gazı sıkınca etkilenenler benim fırınıma sığındı. Burada simit yediler dinlendiler. Çıkarken yağmurdan etkilenmemek için çöp poşeti istediler. Verdim. Herkese yardımcı oldum. Daha sonra otomobilim olmadığı için amcaoğlu Ramazan’ı aradım. Beni fırından almasını istedim, zira otobüsler çalışmıyordu. O de tatil olduğu için eniştem Muhammet ile birliktelermiş. Fırına geldiler. Olayları hep birlikte izledik. Biri yabancı dilde konuşuyordu. Diğer gençler de o yabancı dilde konuşanın söylediklerini yapıyordu. Bu sırada ilk dayağı yiyen ben oldum. Zira, polis beni eylemci sandı. Esnaf olduğumu söyleyince bıraktılar. Bu sırada çevik kuvvet polisleri biber gazı sıktı ve oradaki herkes, polisler bile gazdan etkilendi. Beşik otelin oradan biri bağırarak bize doğru koşuyor, sivil polisler de onu kovalıyordu. Polis bize tutun diye bağırdı. O heylecanla ben gence doğru ayağımı uzattım ama değmedi bile. Arkamı döndüğünde o gencin yerde oturduğunu gördüm. Sonra polis Şaban geldi. Yerde oturan gencin önünde bir taş vardı. Ayağımla taşı kenara çektim. Daha sonra polis Mevlüt Saldoğan geldi. Ayağıyla bir iki kez dizine vurdu. 'Bizi de kendini de yoruyorsun' dedi. Polis Mevlüt ayrılırken, yerdeki genç küfür etti. Polis, onu küfür etmemesi için uyardı. Ama, genç küfüre devam edince, belden aşağısına dürttüğünü sanıyorum. Zira benim arkam dönüktü. O genç ayağa kalktı ve giderken bize de küfür etti. Buna rağmen, ona dokunmadım. İşyerimin önüne gittim. Tanıkların çelişkili ifadesi var. Eğer elimde sopa varsa, en ağır cezayı bana verin. Sopa ve biber gazını yerde gördüm ve çöpe attım. Ben kimseye vurmadım. Medyada olayı sanki ben yaptım gibi gösterildi. İnanın mesleğimden bıktım. Konya’da çiftçiyim, Mart’ta Eskişehir’de fırın açtım. Ailemin geçimini sağlamak isterken, 6 ve 8'inci aylarda dükkanım sürekli basılınca, işyerimi ailem kapatmak zorunda kaldı. En kötüsü de itibarımı kaybettim. Yerde yatan o genç benden çok daha uzundu. Ramazan bayramına 3 veya 4 gün kala ailemin yanına gittim. İfadeye çağrıldığımı öğenince, Konya’dan gelip, karakola ifade verdim ve ardından tutuklandım. Asıl mağdur olan benim.’’

DÖ(OE/AAA)