ADANA'da, taziye evinde 3 kişinin tabancayla öldürüldüğü kavgayla ilgili davanın duruşmasına başlandı. Olayda yaralanan 3'ü tutuklu 4 sanık, üzerlerinde silah bulunmadığını, kimseyi öldürmediklerini ileri sürdü.
Olay, merkez Seyhan İlçesi, Hürriyet Mahallesi'nde 29 Ağustos 2013'de meydana geldi. İddiaya göre, Kemal Bakadur (32), Bitlis Cezaevi'nde hükümlüyken, cinayetten bir hafta önce geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Bakadur'un cenazesi toprağa verildi, Hürriyet Mahallesi'ndeki evinde de taziye çadırı kuruldu. Bakadur'un ölümünün 7'nci gecesi verilen yemekte karşılaşan iki grup arasında, cezaevine uyuşturucu götürme konusunda tartışma çıktı. Karşılıklı tehditlerin ardından da tartışma silahlı kavga dönüştü. Çıkan çatışmada Mahmut Daş (36), Ömer Omay (36) ile Orhan Omay (32) öldü. Adnan Omay (30), Atilla Metin (42), Aydın Daş (36), Serkan Avuncaner (37), Abdurrahman Akgönül (36) yaralandı. Olayda silah kullandıkları ileri sürülen Avuncular, Metin ile Akgönül tedavilerinin ardından tutuklandı.
Soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili iddianame hazırladı. İddianamede, tutuklu şüpheliler Serkan Avuncaner, Atilla Metin ile Abdurrahman Akgönül hakkında cinayet suçundan 3'er kez ömür boyu ve 1 ile 4 yıl arasında hapis cezası istendi. Tutuksuz şüpheli Aydın Daş hakkında ise cinayete azmettirme suçundan 3 kez ömür boyu ve 6 yıla kadar hapis cezası istendi.
5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklar, olay sırasında üzerlerinde silah bulunmadığını, kimseyi öldürmediklerini ileri sürdü.
'FATİHA OKUMAYA GİTTİM'
Olay yerine taziye için gittiğini ileri süren sanık Abdurrahman Akgönül, "Taziye yerine Fatiha okumaya gittim, az kalsın benim Fatiham okunacaktı. Ben sol kolumdan ve sağ elimden yaralandım. Ben silah kullanmadım. Üzerimde taşıdığım bıçak vardı, onu da kullanamadım" dedi.
Olay yerine diğer sanık Atilla Metin'le buluşmak için gittiğini belirten Serkan Avuncaner, "Birisi tabancayla ateş etmek istedi. Elini tuttum, silah patladı. Dışarıdan da silah sesleri gelmeye başlayınca yere yattım. Bir yandan da bildiğim bütün duaları okudum. Sonra telefonla polisi aramak isterken telefonu kulağıma götürdüğüm elimden vuruldum. Sonra Atilla ağabeye vurulduğumu söyledim. O da 'Ben de vuruldum' dedi. Ben de silah yoktu. Kimseye ateş etmedim" diye konuştu.
'ÖLMEM Mİ GERİKİYOR?'
Sanıklardan Aydın Daş ile aralarında cezaevindeki tutukluya uyuşturucu götürülmesi konusunda tartışma çıktığını belirten diğer tutuklu sanık Atilla Metin ifadesinde şunları söyledi:
"Taziye evinin önünde otururken Aydın Daş'a, yeğenin cezaevine eroin götürüyormuş, söyle götürmesin dedim. Bu yüzden aramızda tartışma çıktı. Aydın Daş bana tepki göstererek elindeki şişeyi bana attı. 'Seni öldürür, parça parça yaparım' dedi. Oradakiler araya girdi. Bizi barıştırmak istediler. Aydın Daş da 'Niye hala konuşturuyorsunuz, sıkın' dedi. Ben de eroin götürmesin dediğim için ölmem mi gerekiyor diyerek elimi kaldırdım. Daha elim havada iken, elimden ve sırtımdan vuruldum. Ben kimseye ateş etmedim. Beni kimin vurduğunu görmedim."
Suçlamayı kabul etmeyen tutuksuz sanık Aydın Daş da, "Bizden kimsede silah yoktu ki azmettireyim. Ben ayaklarımdan yaralandım. Silah olsaydı Metin'i vururdum. Sanıklardan sadece Metin'den şikayetçiyim" dedi. Ölenlerden Orhan ile Ömer'in anneleri Süreyya Omay (60) da sanıklardan şikayetçi olduğunu, ifadelerinde yalan söylediklerini ileri sürerek tepki gösterdi.
SIKI GÜVENLİK
Duruşmanın yapıldığı salonun yanı sıra adliye binası ve civarında olası saldırıya karşı yoğun güvenlik önlemi alındı. Güvenlik önleminde, özel harekat polisleri de görev aldı. Ayrıca, izleyici alınmayan duruşma salonunun pencerelerindeki perdeler de kapatıldı.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Serkan Avuncaner'in olay gününe ait cep telefonu görüşme kayıtlarının istenmesine ve tanıkların dilenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. MKA(OA/AAA)(FOTOĞRAFLI)