HATAY'ın Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 11 Şubat'ta meydana gelen ve 18 kişinin ölümü, 24 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili haklarında dava açılan 4'ü tutuklu, biri firari, biri de tutuksuz 6 sanığın yargılanmasına başlandı.
Terör suçlarına bakan Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine başlanan davaya tutuklu sanıklar Yusuf Bakır (33) ağabeyi Ahmet Bakır (42), Rahmi Balcı (41) ile İsmail Zakarıa (48) ile sanık avukatları katıldı. Yusuf Bakır'ın eşi tutuksuz sanık Zübeyde Şuayyip (33) duruşmaya gelmedi. Bombalı saldırıyı planladığı iddia edilen Suriyeli Wael Shikh Rahim'in (25) ise arandığı bildirildi.
Mahkeme başkanı, sanıklara haklarındaki suçlamaları iletti. Tercüman da Suriyeli sanıklar için Arapça'ya çeviri yaptı. Arapça savunma yapan sanıklardan Suriyeli Yusuf Bakır, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Bomba yüklü aracı olay yerine getirmekle suçlanan Bakır, "Patlamadan 2 saat önce Wael Shikh Rahim gelerek 'Birlikte gümrüğe kadar gidelim. Eşin de gelsin. Aile görünümü verelim. Benim evraklarım eksik' dedi. Birlikte gittik. Sonra biz gümrükten geri döndük" dedi.
Muhaliflerin kendisine baskı yaparak suçlamayı kabul etmesini söylediğini ileri süren Bakır, şöyle devam etti:
"Elleri silahlı muhalif askerler gelerek beni ve eşimi aldı. Kızımızı sokakta bıraktı. 'Patlamayı Esad yaptırdı. Veya PKK yaptı diyeceksin. Aksi takdirde kızını öldürürüz' dediler. Patlama görüntüsünü izlettiler. Ölenlerden birisi benim en samimi arkadaşımdır. Parçalanmış cesetleri gördüm. 2 gün yemek yiyemedim. Ben böyle bir şey yapamam. Ben de Allah korkusu var. Ben 4 yaşından beni namaz kılarım. Ayrıca, gümrük kapısı bizim ekmek kapımızdır. İnsan ekmek yediği yere pislemez. Bu eylem insanlık dışıdır. Milyonlarca para verseler ben yine yapamam. Beni cezaevinde bulunduğum günlerde de gelip tehdit ettiler. 'Bizim söylediğimiz gibi söylersen geri ülkene dönersin' dediler. Bana cezaevinde, 'Türkiye'de adalet yok' dediler. Öyle olsaydı, eşim cezaevinden çıkıp Suriye'ye geri dönemezdi. Ben Allah'a ve sizin adaletinize sığınıyorum. Adaletin tecelli etmesini istiyorum."
Sanık Bakır, eşinin son ifadesinde yaptığı itirafları da kabul etmedi. Eşinin, "Wael kocama 'Ortak iş yapıp çok para kazanacağız' dedi. Patlamadan sonra da eşim Wael'i arayarak parasını istedi. Eşim alkol kullanır, kadınlara da düşkündür" şeklindeki sözlerinin doğru olmadığını belirten sanık Bakır, şöyle dedi:
"Eşim kendini kurtarmak için yalan söylemiş. Kendini kurtarmak için babam yaptı bile der. Kendisini 9 aydır görmüyorum. Tutuklandığımızda eşim hamileydi. Bir oğlumuz olduğunu öğrendim. Ama eşimin nerede olduğunu, yaşayıp yaşamadığını dahi bilmiyorum."
Sanık Bakır'ın ifadesinin ardından mahkeme heyeti, öğlen arası verdi. Diğer sanıkların dinlenmesine öğleden sonra devam edilecek.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki tampon bölgeye 11 Şubat 2013'de, Suriye'den getirilip park edilen bomba yüklü aracın patlaması ile 3'ü çocuk 18 kişi öldü, 24 kişi de yaralandı. Çok sayıda araç ve civardaki binalar hasar gördü. Güvenlik kameraları ile bir Fransız televizyonun çektiği görüntüleri inceleyen güvenlik güçleri, saldırıyı planlayıp gerçekleştirdikleri ileri sürülen şüphelileri belirledi. Sonra da bombalı aracın getirilmesine yardım ettikleri öne sürülen Suriye uyruklu Yusuf Bakır ile aynı yaştaki eşi Zübeyde Şuayyip, Özgür Suriye Ordusu tarafından Suriye'deki evlerinden alınıp sınırda MİT'e teslim edildi. Bombayı patlattığı ileri sürülen Suriye uyruklu Wael Shıkh Rahım kaçarken, yine Suriye uyruklu Ahmet Bakır, İsmail Zakarıa ve patlamada kullanılan telefonların sim kartını sattığı ileri sürülen 41 yaşındaki Rahmi Balcı da Hatay'da yakalandı. Adana'da 13 Mart'ta tutuklanan biri Türk 5 şüpheliden Zübeyde Şuayyip, itirafta bulunup Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak isteyince tahliye edildi.
Sanıklardan Wael Shıkh Rahım, Ahmet Bakır, Yusuf Bakır ile sim kartları temin eden Rahmi Balcı hakkında 'bombalama suretiyle adam öldürme, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, adam öldürmeye teşebbüs' suçlarından 42'şer kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Sanıklardan Zübeyde Şuayyip ile İsmail Zakarıa'nın da 'silahlı terör örgütüne yardım etmek' suçundan 10'ar yıla kadar hapisleri talep edildi.