Tam bir ay önce 15 Temmuz gecesi Cumhuriyet tarihinin en büyük ihanetini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu ve milletimizin dünya tarihine geçecek destansı mücadelesi ile püskürtmeyi başardık. Türkiye, Fetullahçı teröristlerin bu alçak darbe girişiminin yaralarını sararken Pensilvanya'daki hain ve örgütüne yönelik topyekün mücadeleye başladı.
15 Temmuz ihanetini Nurcu grupların desteğiyle kurulan Barla Platformu'nun Başkanı ve AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce ile konuştuk.

CUMHURBAŞKANIMIZ YÜZLERCE DEFA "ÖRGÜTLE İLİŞKİNİZİ KESİN" UYARISI YAPMIŞTI
-15 Temmuz ihanetinden sonra Devlet tüm kurumlarıyla Fetullahçı Terör Örgütü kadrolaşmasını tasfiye ediyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımız bütün konuşmalarında yüzlerce defa toplumu ikaz etti. Bunlardan uzak durmalarını, bankalarına destek vermemelerini, okullarına mesafe koymalarını, gazetelerini desteklememelerini defalarca söyledi. Hiçbir şekilde bu örgüte maddi destek sağlayacak bir işlem içerisinde olmamaları gerektiğinin defalarca altı çizildi. Bütün bu ikaz ve uyarıları dikkate almayıp bu terör örgütü ile ilişkisini koparmayanlar oldu. Bu ikazların ehemniyetini gözardı edenlerin şimdi şikayet etmelerinin de ne kadar inandırıcı olduğunu kamuoyunun ferasetine bırakıyorum. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bombalanan Meclis ve kamu kurumları var. Toplum çok büyük bir travma atlattı. Devlet elbette bu hain saldırıyı yapan terör örgütü ve bu örgüte yardım ve yataklık yapanlara karşı kendini koruyacaktır.

TİTİZ BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR
-FETÖ'nün bürokrasideki tasfiyesinde nasıl bir yöntem izleniyor?
15 Temmuz gecesinden bu yana Türkiye'de birçok şey değişti ve değişmeye devam ediyor. Görevden almalar, gözaltılar, şirketler ve bazı kurumlara yönelik yaptırımlarda %90 ların çok üzerinde bir isabetle operasyonun yürüdüğünü söyleyebilirim. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın da belirttiği gibi hukuk devletinin işleyeceği ve adaletin kesin bir şekilde tesis edileceği hususunda vatandaşımızın hiçbir kuşkusu olmamalı. İstihbarat birimlerinin ve ilgili kurumların bu konuda titiz bir çalışması var. Herkes suçu nispetince cezasını çekecek. Varsa bir yanlışlık delillere bakılır, gereği yapılır.
GÜLEN'İN NURCULUKLA DA MÜSLÜMANLIKLA DA İLGİSİ YOKTUR
-FETÖ kendisini dini grup gibi göstermeye çalışıyor. Bu örgütün Nurculukla bir ilgisi var mı?
Fetullah Gülen ve örgütünün kesinlikle Nurcularla bir ilgisi yoktur. Kuran ayetlerini tahrif eden bu hareket Risale-i Nurları da tahrif etmekten çekinmemiştir. Zaten sürekli kendisini ön plana çıkararak Bediüzzaman hakkında birtakım muğlak ifadeler kullanmıştır. Kendi kitaplarının %95'i intihaldir ve çalıntıdır. Bu çalıntıyı da tahrif ederek yapmıştır.
MÜNAFIK VE DECCALİN ÖZELLİKLERİ GÜLEN'E ŞABLON GİBİ OTURUYOR
-Yıllarca bu ülkeyi "Altın Nesil" yalanlarıyla kandırdılar. Bu insanlar nasıl katil nesile dönüştü?
40 yıldır adım adım insanların zihinsel kodlarıyla oynadı. Sızıntı Dergisi'nde bunun şifrelerini görebilirsiniz. Bazen Mehdi, bazen Mesih bazen de kendisini Peygamber vasıflarında biri olarak gösteriyor. Kadıyanilik ve Bahailik gibi adeta yeni bir din ve yeni bir Peygamber gibi gösteriyor. Münafıklarla ilgili âyetlerin tarifleri birebir Gülen'in üzerinde şablon gibi oturuyor. Mektubat isimli eserinde hakikatleri yok eden bazı kişilerin çıkacağını belirten ifadeler yeralmaktadır. Hadislerde de Deccal'in özellikleri anlatılıyor. Bu özelliklere de bakıldığında birebir Fetullah Gülen'e işaret ettiğini görüyoruz.
BEDİÜZZAMAN'IN TALEBELERİNİN VEFATI ARAŞTIRILMALI
-Bir açıklamanızda Bediüzzaman'ın talebelerinin vefatında FETÖ şüphesinden bahsetmiştiniz. Biraz açar mısınız?
Bediüzzaman'ın hayattaki talebeleri 17 Aralık darbesinden sonra bir açıklama yaparak FETÖ'ye karşı meşru hükümetin yanında yeraldıklarını açıkladı. Bu açıklamadan sonra ABD'den Mehmet Fırıncı ağabeye tehdit mesajları geldi. "Biz önümüze çıkanı yokederiz" dediler. Dershane tartışmalarında önce merhum Mustafa Sungur ağabey beni Gülen'in imamı Harun Tokak'a göndermişti. Kuzguncuk'taki yalıda iki saat konuşmuştum. Kapıdan çıkarken bana şunu söylemişti: "Onlara söyle konuştuklarına dikkat etsin, yoksa hayatları ile öderler." Ben donmuş kalmıştım. Birçok faili meçhul cinayette FETÖ parmağı görüyoruz. Ben hedefe ulaşmak için herşeyi yapabileceklerini düşünüyorum. Vefat eden ağabeylerden bazıları onların hastanelerinde kalmıştı. O günlerde bazı şüphelerimiz oldu. Hatta uyaranlar da oldu. Bu iddiaların da araştırılması gerekir.
BATI YAKINDA TÜRKİYE'DEN FETÖ KONUSUNDA ÖZÜR DİLEYECEK
-FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Batı'nın ve özellikle ABD'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa ve ABD sadece maddi güç ile ayakta duruyor. İnsani değerler noktasında çok büyük eksikleri var. Bu terör örgütüne destek veren Batı için şunu söyleyebiliriz. Bu örgüte destek vermeye devam ederlerse en kısa zamanda onlar daha fazla zarar görecek. Çeşitli ülkelerde aynı yöntemle çocukları alıp kritik yerlere yerleştirdiler. Bir müddet sonra onların gerçek yüzünü görecek. Batı'nın FETÖ konusunda 'den özür dileyeceği günleri göreceğiz. Yakın bir zamanda onların da bu örgütten kurtulmak isteyeceklerine eminim.
FETÖ 16 TEMMUZ'DAN SONRA BİR DAHA BELİNİ DOĞRULTAMAZ!
-15 Temmuz ihanetinden sonra bu örgüt istisnasız bütün Türkiye'nin nefretini kazandı. Bu örgüt maddi kaynaklarla ayakta kalmayı başarabilir mi?
Nereye giderlerse gitsinler, varlıklarını sürdürebilmeleri asla mümkün değil. 2017 yılında FETÖ'yü konuşmayacağız. Cenab-ı Allah'ın inayetiyle, dini tahrif eden bu hainlere 16 Temmuz'da büyük darbe vuruldu. En uçlardaki insanlar bile omuz omuza bu örgüte karşı dik bir duruş sergiledi. Dünya da yakında bu gerçeği anlayacak. Bilmem kaç milyar doları varmış hiç önemli değil. Onlar bu milletten büyük bir tokat yedi. Türkiye 2017 yılında maddi ve manevi büyük bir sıçrama gerçekleştirecek ve bu hainler bükemediği bileği yakında öpmek için gelecekler.
YURTDIŞINDA PERİŞAN OLUYORLAR
-Örgütte büyük bir çöküşü gözlemliyoruz. Size de benzer duyumlar geliyor mu?
17/25 Aralık yargı darbesinden sonra örgütte büyük bir kopuş yaşanmıştı. Ancak asıl büyük çöküntü 15 Temmuz darbesinden sonra gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanında gelen haberler büyük bir çaresizlik yaşadıkları yönünde. Başına geleceklerden korkanlanlar var. Yaşadıkları sıkıntının altında ezilenler var. Yurdışına kaçanlar perişanlık yaşıyor, 15 Temmuz'dan sonra kaçanlar da bu perişanlığı yaşayacak. Terk edilmişlik ve yalnız bırakılmışlık duygusu yaşayanlar var. Gecikmiş pişmanlıklar yaşayanlar var. Güçlü olanlar yurtdışına kaçtı; burada okkanın altına giren cemaat tabanı onları tasalandırmıyor. Gülen ve yakın çevresinin bir pişmanlık duyacağını zannetmem.
TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLEYİN VE TESLİM OLUN
-Türkiye'de ve dünyada büyük bir çaresizlik yaşayan FETÖ üyelerine ne tavsiye edersiniz?
Geçmişte bu örgüte mensup olup son 15 Temmuz ihanetinden sonra samimi olarak pişmanlık yaşayanlar varsa önce bulundukları ülkede bu pişmanlıklarını dile getirsinler. Türk milletinden özür dilesinler. Sonra Türkiye'ye gelip devletin adaletine sığınsınlar ve yurt dışında ihaneti sürdürmekten vazgeçsinler. Devletimiz onlara en adil şekilde davranacaktır. Onların yapacağı yegâne makul iş, pişmanlık hükümlerinden faydalanma yoluna giderek, bu belâdan milletin ve devletin kurtulmasına samimi bir şekilde yardımcı olmaktan ibarettir.
ŞİMDİ DEVLETİMİZE VE STK'LARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
-Türkiye FETÖ belasından zor da olsa kurtuluyor. Bundan sonra benzer tehlikeler için ne yapmamız gerekir?
Pırlanta gibi çocuklar bunların okullarında yok oldu gitti. Bireysel özgürlüklerini ve kabiliyetlerini kullanmalarına izin vermediler. Çünkü ağabeylerinin önüne geçmesini istemezler. Bu örgütte kendi dalında bireysel başarı elde etmiş, öne çıkmış tek bir isim göremezsiniz. Şimdi eğitim sistemimize, STK'lara ve Diyanetimize çok büyük vazife düşüyor. İslam başlı başına şeffaflık dinidir. Peygamberimiz nasıl inanıyorsa öyle yaşadı. Bunlar ise PKK gibi kod isim kullanıyorlar. Bir insan neden kod isim kullanmayı tercih eder? Neden İslâmiyetin değil de terör örgütlerinin metodlarını benimser? FETÖ ihaneti bize büyük bir ders verdi. Türkiye'deki bütün oluşumların şeffaflığa özen göstermeleri gerekir. FETÖ belâsından, devletimizin yanı sıra şeffaflığı ilke edinen dinî oluşumların ve STK'ların da elbirliğiyle tam mânâsıyla kurtulabileceğimizi düşünüyorum.