Süleyman Civliz, Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği Başkanı Selim Ergun Lak ile düşürülen Rus uçağı hakkında konuştu.


Kuralların net ve herkes tarafından bilindiğini anlatan Selim Ergun Lak “Hava sahası sınırları muallak bir aralık değildir kesin bir çizgidir” dedi.

Askeri uçaklarda durum nasıl?

Askerlerin belirli çalışma bölgeleri var. Oraya giderken askeri kontrolörler bizi ararlar, şu sahada çalışmamız var derler, çalışma alanına giderken gerekiyorsa bizimle irtibatta olurlar. Çalışma alanlarında ise belirlenmiş olan irtifa ve koordinatlarda çalışmalarını gerçekleştirirler. Sahadan çıkıp tekrar geri döneceklerinde yine bizimle irtibat halinde olurlar. Özel görevlerde ise bizimle temasa geçmezler. Fakat onlar sivil trafiği de bildikleri için sivil uçakların kullandığı yolları ihlal etmezler.

Yabancı uluslara ait sivil ya da askeri uçakların bizim hava sahamızdan geçmeleri gerekiyorsa prosedür nasıl işliyor?

Bu tip geçişler sıklıkla olur. Ama asla müsaadesiz olmaz. Bu tip uçuşlar SHGM , dış işleri bakanlığından ya da başbakanlıktan izin alırlar ve takip edeceği yola uyarak hava sahamızı kullanabilirler. Tabi bunlar ülkemizin diğer ülkelerle olan anlaşmalarına bağlı. Örneğin Güney Kıbrıs’ın bir uçağı bizim hava sahamıza asla giremez.

Hava sahası denilen sınırlar ülke sınırları ile aynı çizgilerden mi geçer?

Komşu ülkelerle aramızda yapılan anlaşmalara bağlı olarak belirlenir. Bazı bölgelerde coğrafi sınırlarımızla aynı bazı bölgelerde coğrafi sınırlarımızın da ötesindedir. Bu sınır devir noktasıdır. Başka bir ülke hava sahasından gelen uçak tam bu noktada bizim kontrolümüze geçer.

Hava sahası sınırının kara sınırı gibi net bir çizgisi var mıdır?

Çok nettir. Ona FIR boundry deriz. Bu, muallak bir aralık değildir kesin bir çizgidir. Bir uçak hava sahamıza girmeden saatler öncesinden haberimiz olur ve radarlarımızda görürüz. Önceden bir uçuş planı belirlenir uçaklar için ve uçaklar da o plana göre hareket ederler.

Peki bu bilgilerin yer almadığı ya da sizin bu bilgileri göremediğiniz bir uçuş olması mümkün mü?

Biz uçağın hava sahamıza doğru geldiğini önceden görürüz, eğer uçağın hava sahamıza girme izni yoksa uçağı sınırlarımız dışında bekletiriz ve ilgili yerlere haber veririz. Bu süre zarfında uçak holding değimiz, havada tur atmaya başlar. Eğer otorite izin vermezse pilota bunu söyleriz asla zorla girmesi diye bir şey mümkün değildir.

Pilot, başka bir ülkenin hava sahasını ihlal ettiğinin farkında olmayabilir mi?
Bu günkü teknoloji ile bu mümkün değil. Belki sportif amaçlı hava araçları görerek uçtuğu için ihlal edebilir ama artık cep telefonlarında bile navigasyon var, böyle bir şeyi tartışmak yersiz olur.

Tanımlanamayan uçak ne demek?

Uçak daha gelmeden sistemimiz onu etiketler, networkümüz buna uygundur ve ülkelerle uyum halindedir. Bir uçak yaklaşıyorsa ve yalnızca hedef olarak görünüyor, radarda etiket tanımlanmıyorsa bile uçakta transponder sistemi vardır. Bu sistem bir kod içerir bu kod o uçağa özel bir koddur. Uçakla iletişim kurarak kimliğini öğrenmeye çalışırız. Ama ısrarla bu tip bir uçak sınırlarımıza doğru geliyorsa derhal askerlere haber veririz. O uçağın yanına kadar gider ve scramble dediğimiz önleyici uçuşlar gerçekleştirilir, uçak inmeye zorlanır.

Peki bu transponder sinyali uçağın göndermemesi söz konusu olabilir mi?

Bizim iki farklı türde radarlarımız vardır. PSR ve SSR. SSR radarlar 200 küsür mili tarar ve bahsettiğimiz transponder kodlarını algılayarak uçağı tanımlar. PSR radarlar ise havada uçan cisimleri hedef olarak görür. Havada uçan fakat bizim ne olduğunu bilmediğimiz ya da radarımıza yakalanmayan cisimler olabilir. Fakat bunlar her ne olursa olsun askerlere ait radarlar tarafından görünür. Uçağın bu sinyalleri göndermemesi için transponderın kasıtlı olarak kapatılması yada arızalı olması gerekir.

Madem her şey sinyallerle belirleniyor, Rusya’nın Suriye’de görev alan uçaklarının kuyruklarındaki armaları boyadığı görüntüler sosyal medyada dolaşıyor. Böyle bir şeyi neden yapma ihtiyacı hissetsinler?,

Neden böyle bir uygulama yaptıklarını bilemiyorum fakat,SU-24, Rusya ve müttefiklerinin kullandığı uçaktır. Bizim pilotlarımız o uçağın SU-24 olduğunu görmüşlerdir fakat üzerinde bir işaret olmadığı için milliyetini, hangi ülke için uçtuğunu bilemezler. Aslında pilotlarımız bunu bilmekle de yükümlü değildirler, bir uçak bizim hava sahamızı ihlal ediyorsa gündemde olan angajman kurallarına göre gereken yapılır.

Hava sahamıza doğru gelen fakat tanımlanamayan bir uçakla irtibat nasıl kurulur?

İlk irtibat bizim standart çalışma frekansımızdan kurulmaya çalışılır. Eğer cevap gelmiyorsa emergency dediğimiz 121.5 Mhz den çağrı yapılır. Bu kanalın bütün uçaklarda açık olması zorunluluktur. Oradan da cevap alınamıyorsa askeri birimlere durum bildirilir. Bizim, askere böyle bir durumu haber vermemiz ve askeri uçakların müdahale etmesi 7-8 dakikayı bulmayan bir süreçtir. Normal koşullarda pilotun uyarıları duymaması mümkün değildir.

Böyle vakaların ülkemizin hangi sınırlarında olduğu bir şeyi değiştirir mi?

Kurallar bütün sınırlarda aynıdır. Düşürülen Rus uçağı için de durum aynı. Silah donanımlı bir uçağı başka bir ülkeye izinsiz sokuyorsunuz bunun anlamı gayet açık bence.