Ağrı Gazeteciler Cemiyeti ve üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Abide Meydanı’nda bulunan Hava Şehitleri Anıtı’nın yıkılması ve Kazım Karabekir Mahallesi’nin isminin değiştirilip değiştirilmeyeceği ile ilgili soru üzerine, "O anıt bir ucubedir. O anıt, Kürtlerin gözünün içine sokulan bir anıttır. İnşallah Cumhurbaşkanı ile yan yana geliriz, orada anıtı ona anlatırım. Bu anıt 1926’larda Ağrı İsyanı’nda düşürülen uçakların pervanesidir. Şimdi onlar, şunu söylüyorlar. Diyorlar ki 1929 halbuki doğru değil. Benim elimde resimler, fotoğraflar hepsi var. Ben ezbere konuşmam. Bunlar 1926’daki anıtı getirip oraya koyuyorlar. O resimler var 1926’daki. Sonra ise tepkiden dolayı 1929’a çeviriyorlar. Efendim iki tane pilot, İran’a giderken, İran Şahı’nın düğününe... Şimdi bakın dünyada iki tane askeri pilot, bir özel uçağa binip bir düğüne gider mi? Yalan söylüyorsunuz bari hiç olmazsa yalanınıza bir kılıf uydurun. Böyle bir yalan olabilir mi? Bu düşen uçakların pervaneleridir” şeklinde konuştu.
 "BEN O ANITA SAYGI DUYMAM"
 
Merkezi hükümetin anıtla ilgili Ağrı halkından özür dilemesi gerektiğini ifade eden Belediye Başkanı Sakık, “Nasıl ki döndünüz, mesela bugün Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki, Dersim’deki olup bitenlerden dolayı Kürt halkından özür diliyoruz, Dersim halkından özür diliyorum. Bütün geçmişte yaşanan acılardan en büyük acı burada yaşanmıştır. Bu acıları sen getirip Kürt’ün gözünün içine sokarak o pervaneyi oraya dikersen vallahi ben o anıta manıta saygı duymam. Benim görevim, yetkim, araştırıyoruz, yetkim olursa aynı anda yıkarım. Merkezi hükümet çıkıp nasıl Dersim’de bu konuda halktan özür dilemişse, çıkıp derhal anıtı SİT alanından çıkarmalıdırlar ve Ağrı halkından özür dilemelidirler. Barış böyle sağlanır. Barış getirip sen Mahsun Korkmaz’ın büstünü yıkıyorsun, ’Türk halkının bilmem değerleri’ diyorsun. Kürt halkının değerleri yok mudur? Türk halkının hassasiyetleri var da Kürt halkının hassasiyeti yok mudur? Aynı anıtı getirip oraya dikip, aynı pervaneyi getirip oraya diktiğinde vallahi bu sizin bugünkü sürdürdüğünüz barış projesiyle örtüşmeyen şeydir. Ben onun için yani bu yakın tarihte inşallah merkezi hükümet de bu konuda üzerine düşen görevleri yapar. Çatışarak değil, uzlaşarak bu sorunları çözmek istiyoruz. Yani halkı tahrik eden; oraya bakan genç, ’Ya bu benim atalarımı bombalayan uçağın pervanesidir. Ben de isyanın adresi dağlar’ diyerek dağlara gidiyorsa merkezi hükümet de bunlara bir çözüm bulmalıdır. Bu anıtla ilgili biraz vicdan sahibi olan herkes, bu kentte yaşayan, bu kentin dışında olanlar merkezi hükümet, buradaki yerel temsilcileri bir bütün olarak benim söylediklerimin altına imza atarlar. Eğer Dersim’de samimilerse burada da aynı şeyin altına imza atmaları lazım” şeklinde konuştu.
 
Bir gazetecinin Kazım Karabekir’in isminin değiştirilip değiştirilmeyeceği sorusu üzerine konuşan Sakık, “Biz eğer demokrasiden bahsediyorsak,Avrupa demokrasisini hepimiz esas alıyorsak, hepimiz ağzımız açıldığında Avrupa demokrasisinden bahsediyorsak, şimdi bir ağaç bile kesildiğinde halka soruyorlar. O mahalleli kimse bir bütün olarak soruyorlar. Bu noktada da halkın iradesini bence esas almalıyız. Bütün konularda halka gidiyorsak biz eğer bütün adresin sandık olduğunu söylüyorsak burada artık ne çıkarsa o iradeye saygı duymamız lazım. Halkın değerlerine asla saygısızlık etmeyiz. Yani o değerlere saygı duyuyoruz. Ben oralara o değerlerin yanına bir başka değeri koymak yani bu, bu kesimin değeriyse ama bakın Kürt’ün de şöyle bir değeri var. Yani Ahmedi Hani’nin ismi de yanında olabilir. Şimdi ortaklaşma dediğimiz budur. Yani benim hayatımda keskin virajlarım yoktur. O açıklama o gün gazeteci arkadaşımızın belki zamanın ruhuna da uygun değildi. Yeniden bir seçimden çıkmışız. Bazen açık veriyoruz. Ben bunu söylüyorum gazeteci Kazım Karabekir’i manşet yapıyor çünkü biliyor Kazım Karabekir’in kimler tarafından nasıl sevildiğini. Biz bunun üzerinden tartışıldık. Hatta Başbakanın bu konuda açıklamaları oldu, çok sert açıklamaları oldu. Ben de çok fazla polemiğe girmek istemedim ve istemiyorum. Bizim böyle bir derdimiz de yok. Buradaki toplumsal dokularla oynamak gibi de bir derdimiz yok. Bütün değerleri yan yana yaşatmak gibi bir derdimiz var. Anıtla ilgili bu konuda beni hiç kimse ikna edemez. Tank da gelse, top da gelse, benim hareketim de çıksa dese, ’Bu yanlıştır’, ben bu söylediklerimin arkasındayım. Bu isyan etmemiz için yeterli bir nedendir. Benim aslı kastım budur” ifadelerini kullandı.