Terör örgütü PKK'nın eylemsizlik kararı almasından sonra gizli servisler tarafından DHKP-C'nın sahaya çıkarıldığını belirten eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, "Her örgütün bir gayesi var. DHKP-C'nin misyonu ise Alevi-Sünni çatışması çıkarmak. Ayrıca DHKP-C'nin çok ciddi bir istihbarat yapısı var." dedi. Siyaset bilimci ve terör uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner ise DHKP-C'nin Suriye ve onun destekçisi İran tarafından ön plana çıkarılmaya çalışıldığını ve örgütün PKK'nın yerine geçirilmeye çalışıldığı yönünde şüpheler bulunduğunu vurguladı. DHKP-C'nin ana gayesinin mezhepsel çatışma çıkarmak olduğunun altını çizen Laçiner, "Artık kırdan ziyade şehirlerde eylem yapılarak şehir terörü oluşturmak isteniyor. Bu noktada Suriye, İran, Rusya ve Yunanistan'ı iyi okumak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmalar neticesinde DHKP-C'nin Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB) üyelerinin Yunanistan'daki Lavrion Kampı'nda ve Suriye'nin Şam kentindeki bir kampta bomba eğitimi aldığı belirlendi. Türkiye'de eylem yapmak için Suriye sınırından giriş yapan DHKP-C'lilerin de içinde olduğu fotoğraflı bir liste tüm illerdeki emniyet birimlerine dağıtılmış durumda. DHKP-C mensupları başta büyükşehirler olmak üzere Adıyaman, Hatay, Tunceli gibi Alevi vatandaşların yoğunlukta olduğu yerlerde ses getirici eylemler yaparak mezhep çatışması çıkarmak istiyor. Farklı illerde Alevilerin kapılarını işaretleyen DHKP-C mensupları, Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane ederek değişik şehirlerde çıkardığı olaylarla tansiyonu yükseltmeye çalışıyor. Tunceli'de son bir aydır barları bahane ederek defalarca iş yerlerine ve özel sektörün şehirdeki yatırımlarına saldıran örgüt mensupları, emniyet güçlerinin kendilerine müdahale ederek yaşanacak can kayıplarıyla olayların büyümesini planlıyor.

ŞEHİRDE PATLAYAN BİR BOMBA KIRDA PATLAYANDAN ÇOK DAHA ETKİLİ


DHKP-C'nin PKK terörüyle ikame edilecek yedek bir örgüt hüviyetine çıkarılmaya çalışıldığı yönünde yoğun şüpheler olduğunu belirten Prof. Dr. Sedat Laçiner, şunları söyledi: "Şu an Türkiye'nin dışında ve içinde bir çaba var. Kürt meselesi gerilerse, silah bir sorun olmaktan kısmen çıkarsa, yerini bu örgüt ve onun çevresinde oluşturulabilecek bir mezhepsel çatışma ortamı olabilir. Bunlar da Suriye üzerinden Türkiye'ye ihraç edilmeye çalışılıyor."

Terör örgütünün 1970'lerden bu yana Suriye tarafından desteklendiğini ve Suriye'deki iç savaştaki çatışmalar arttıktan sonra, Türkiye'nin tavrı nedeniyle Esed rejiminin örgüte desteğini artırdığını hatırlatan Laçiner, "Suriye'nin örgüte şimdiki desteği geçmişle kıyaslanamayacak kadar büyük. Bunu da sosyal ve siyasal alandan derinleştirmeye, diğer bir taraftan silahlı bir hareket haline getirmeye gayret ediyor." uyarısında bulundu.

DHKP-C gibi örgütlerin Türkiye'deki durumununSuriye ve müttefiklerinden ayrı değerlendirilemeyeceğini kaydeden Laçiner, sözlerine şöyle devam etti: "İran enteresan bir şekilde bu tarz örgütlerle çok yakından ilgileniyor. Rusya ve Yunanistan da bu denklem içinde değerlendirilmeli. Özet olarak PKK'nın yanına yedek hazırlanıyor. Türkiye'nin başına mezhep üzerinde yeni bir çatışma üretilmek isteniyor. DHKP-C'nin PKK'dan en önemli farkı şehir terörü olmasıdır. Kır terörü dediğimiz PKK tarzı teröre göre bu örgüt şehirde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu onun yıkıcılığını ve eylemlerinin büyüklüğünü artırmaktadır. Şehirde patlayan bir bomba, kırda patlayandan çok daha farklı etki yapmaktadır."

Terör örgütü PKK ile DHKP-C'nin ilişkilerine bakıldığında önemli benzerlikler olduğunu, ama her örgütün ayrı bir görevi bulunduğunu kaydeden eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, şu analizi yaptı: "Terör örgütlerinin hepsinin bir görevi var. PKK'nın gayesi Kürt-Türk kavgası çıkarmakken, DHKP-C'nin misyonu Alevi-Sünni çatışmasını Türkiye'de yapmak. İstanbul, Hatay ve Adıyaman gibi illerde Alevi vatandaşların evlerine çarpı işareti koyanların DHKP-C'liler olduğu ortaya çıktı."

Türkiye'de yasadışı örgütler noktasında bir sistem kurulduğunu düşündüğünü kaydeden Orakoğlu, "DHKP-C, Batı istihbarat servisleriyle çok iyi iletişim halinde. Bu örgüt hem Avrupa hem de Türkiye gladiosunun çok önemli bir kolu olarak gözüküyor. Türkiye, Ortadoğu üzerinde küresel güçlerden bağımsız bir politika izlemeye başladı. Bir tavır aldı. Burada çözüm sürecine dikkat çekmek istiyorum. Bu sürecin ne kadar zor olduğu ortaya çıktı. Ülkeyi karıştırmak isteyen hem içte hem dışta ne tür faaliyetler yaptığı ortaya çıkıyor. Terör örgütü PKK'nın eylemsizlik kararı almasından sonra DHKP-C sahaya çıktı. AK Parti binası, Adalet Bakanlığı ve Amerika Büyükelçiliği saldırısının arkasından DHKP-C çıktı. Sonra Gezi Parkı eylemlerinde sahneye çıktılar." açıklamasını yaptı.

DHKP-C EYLEMLERİ SON BİR YILDA ARTTI

Emniyet birimlerinden alınan bilgilere göre, DHKP-C son bir yılda Ankara, İstanbul, Hatay, İzmir ve Tunceli gibi illerde 20'ye yakın ses getiren eylem gerçekleştirdi. Can kayıplarının yaşandığı bu eylemlerde öne çıkanlar şu şekilde oldu: Sultangazi 75. Yıl Polis Merkezi'ne DHKP-C üyesi İbrahim Çuhadar tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. Saldırıda 1 polis memuru şehit oldu. DHKP-C'li Ecevit Şanlı, Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'nde üzerindeki bombayı patlatınca bir koruma hayatını kaybetti. AK Parti Genel Merkez binasıyla aynı gün Adalet Bakanlığı'na bombalı saldırı düzenlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü ek hizmet binası ile Dikmen Polisevi'ne roketli saldırı gerçekleştirildi.