Öcalan ve PKK arasında uyum sorunu olmadığını yazan Ruşen Çakır, "Öcalan iyi çevresi kötü" görüşüne sarılan hükümetin çözüm sürecine zarar verdiğini düşünüyor.

6-7 Ekim olaylarıyla birlikte eleştiri okları Kandil'e çevrildi. Çözüm süreci için tarafların anlaştığı yol haritasına uymadığı iddia edilen PKK'nın Öcalan'a rağmen çözüm sürecini bitirmek istediği konuşuluyor. Peki bu görüşler ne kadar doğru?

PKK ve Kürt sorunu üzerine yazılarıyla dikkat çeken Habertürk gazetesi yazarı Ruşen Çakır, bu görüşün yanlış olduğunu yazdı. Ağustos ayında Kandil'de Cemil Bayık ile görüşen yazar, onun bu konudaki açıklamasını köşesine taşıyor:

FARKLILIKLAR BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR

"Önder Apo'nun rolü farklıdır, bizim rolümüz farklıdır. Ne Önder Apo'nun rolünü biz üstlenebiliriz, ne de Önder Apo bizim rolümüzü üstlenebilir. Bunlar birbirini tamamlayan unsurlardır. Önder Apo, bir halkın önderidir ve başmüzakerecidir. Bizim konumumuz ise farklıdır. Bunların birbirine karıştırılmaması gerekiyor. Ne aynılaştırması doğru, ne de birbirinin karşısına konulması. Belki bazıları bilinçli karşı karşıya getiriyor. Çelişkili durumlar söz konusu değildir ve olamaz da."

NEDEN FARK YOK? 

Kandil ile İmralı arasında abartılacak ölçüde fark olmadığına neden inandığını Çakır, böyle sıralıyor:

-Bu kişiler 1970'li yılların ortalarından itibaren beraber hareket ediyorlar. 
Birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Doğrudan temas halinde olmasalar bile diğerinin hangi koşullarda nasıl davranabileceğini biliyorlar. 

-Şu ana kadar PKK ya da BDP/HDP'ye atfedilen ve Öcalan tarafından çözüldüğü söylenen epey kriz yaşandı. Bunlar hakkındaki gerçeğin hiç de anlatıldığı gibi olmadığını ileriki günlerde öğrenebiliriz. 

-Öcalan kendini güçlendirmek için örgütü, örgüt yöneticileri de kendi iktidarlarını artırmak için Öcalan'ı zayıflatmaya gitmez. Çünkü bir taraf ne kadar güçlü ya da zayıfsa diğeri de o kadar güçlü ve zayıftır. 

-Öcalan, KSH içindeki farklı eğilimlerin çatışmasını önleyen en önemli odak. Onun zayıflaması, hele devre dışı kalması halinde hareket ciddi bir krize girer, hatta dağılabilir.

YANLIŞTA ISRAR

Bütün bunlara rağmen hükümet, "İmralı iyi, Kandil kötü" yaklaşımını sürdürmeye kararlı görünüyor. Ama uzun bir süredir benimsenen bu perspektifin sonucunda İmralı ya da Kandil'in elinin zayıflamış olmadığı ortada. Hatta tam tersine, genel olarak KSH'nin, özel olarak Öcalan ve PKK/KCK'nın altın çağlarını yaşadığını rahatlıkla söylemek mümkün. 
Bu da çözüm sürecinde hükümet aleyhine bir dengesizliğe yol açıyor. 
Sürecin selameti açısından bu tür dengesizlikleri ortadan kaldırmak, bunun için de taraflar arasındaki temasları olabildiğince şeffaflaştırmak şart.