CEMAAT NEDİR BİLMEZDİM: 1997'de Samsun Polis Okulu'na başladım. Öncesinde Cemaat nedir bilmiyordum. Polis okulunda abiler vasıtasıyla tanıştım. Hafta sonları piknik ve kahvaltı sohbetlerine katılmaya başladım. 1997'de Polis Akademisi Başkanlığı'na Cemaat sayesinde tayin oldum. Oradan Asayiş Daire Başkanlığı'na geçtim.
SOHBETLERE KATILIYORDUM: Ankara'daki sohbetlerin hepsine katılıyordum. Sohbetin içeriği dini konulardı. Görevle ilgili problemlerimizi de anlatıyorduk. Örneğin ters olan bir komiseri şikayet ettiğimizde bilin ki o komiserin yeri ertesi gün değişirdi. Sohbete katılan bir polis başka bir polis arkadaşını önerip 'bundan hizmet alacağım' dediği takdirde onun tayin işi ayarlanırdı. Diyarbakır Çermik'te terör bölgesinde görev yaptım. Akşam 5'ten sonra dışarı çıkmak tehlikelidir. Ancak biz ilçeler arasında, hatta terör köylerinden geçerek sohbete giderdik.
GÜLEN TAYİN ETTİ: Çermik'te savcı ve kaymakam hakkında bilgiler topluyorduk. Daha sonra bu bilgileri o bölgedeki sorumlu abilere iletiyorduk. 2007'den itibaren bu bilgi toplama işine daha fazla ağırlık verildi. Bazı yerlerde en büyük abi milli eğitim müdürleriydi. Bunların görevi de öğretmenlerle ilgili bilgileri alıp ulaştırmaktı. Savcılar hakkında da bilgi topladık. Yomra'da bir kaymakam vardı. Hemen haberi geldi. Fethullah Gülen tarafından tayin edildi dendi. Bu süreç o ilçede bizim için iyi geçerdi ve rahat ederdik. Cemaat'ten değilseniz seninle uğraşılır.
ŞU ANDA BİLE YÜZDE 70: At yarışı oynayanlar, içki içenler, namaza gitmeyenler diye bilgiler toplar, abilere verirdik. Mesela 2007 ve 2008'de Türkiye genelinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin İstanbul'da bir yere gönderildiğini duydum. Emniyet içerisindeki cemaat mensubu oranı şu an bile yüzde 70'tir. Seçimlerde hangi partiyi destekleyeceğimiz bile belliydi. Mesela seçimlerde her sandıkta Cemaat'in bir polisi çalışır. Bilgileri anbean abilere verirdik. Sistem bu şekilde işlerdi.
EN KRİTİK NOKTALARDA: Cemaatçi olan polis memuru maaşının 3'te birini mutlaka himmet olarak vermek zorundadır. Bu paraları sohbette abiler makbuzsuz olarak her ay topluyordu. Cemaat'in gazete ve dergilerine abone olmak zorunluydu. Hatta hatta en az 5 tane almak zorundaydık. Emniyet'in yaptığı bir operasyondaki taltif ödülünü bile Cemaat belirlerdi. Cemaat'in polisi en kritik noktalarda görev yapar, diğerleri ise pasif görevlerde ve dışarıda bulunurdu.
HİMMET VERİNCE KOPTUM: Bir kitap yazdım. Bu kitabım 600 bin satıyordu. Ev almak istiyordum. Bununla ilgili hakkımda soruşturma açıldı. Kitabımla ilgili ifade verdim. Esenboğa Havalimanı'nda halen görevde bulunan Emniyet Müdürü Ü., benim ifademi almadan önce "Ali Bayram bu kitabın parasını ne yaptın" diye sordu. Ben de "Müdürüm kitabın tüm parasını himmet olarak verdim" deyince hakkımdaki soruşturma da kapanmış oldu. Ceza almadım. Ama bu olaydan sonra Cemaat'ten koptum.
POLİSLİK KARARI DERSHANEDE
Cemaat polis okulunda ve polis akademisinde daha öğrenciyken işe başlıyor. Polis okuluna girmeden önce sorular kendi dersanelerindeki seçilen öğrencilere dağıtılıyor. 13-14 yaşında dershaneye giden çocukların polis olup olmayacağı burada belirleniyor. Emniyet'in tüm rütbeli yetiştirmelerinde hatta yurtdışı görevlerini bile karar mekanizması Cemaat. Emniyet'te müdür dahi olsa 'abi' polis memuruysa ona itaat etmek zorunda.
SORULARI VERDİM, KOMİSER YAPTIM
Emniyet içerisinde Cemaat kuralları vardı. Örneğin eşin mutlaka düzenlenen tüm kermeslere, sohbetlere katılmak zorundaydı. Eşin kapanacak. Çocuğun gideceği dershane belli. Cemaat'in sahip olduğu bir radyoya da her ay himmet dışında para vermek zorundaydık. Cemaat polislerin himmetleriyle büyüdü. Ben şu ana kadar 16-17 kişiyi Cemaat'e kattım. Sohbetlere gelen 3 kişiyi komiser yaptım. Nasıl yaptım. Soruları vererek.
Kaynak: Akşam
