KCK Yürütme Konseyi, AK Parti hükümetinin çözüm sürecini anlamsızlaştıran ve boşa çıkaran her şeyi yaptığını öne sürerek, "IŞİD’in Kobanê’ye saldırtılmasıyla birlikte ortada bir çatışmasızlık durumu kalmamıştır. Bakur’da çatışmasızlık, Rojava ve Başur’da savaş politikası kabul edilmeyecektir" dedi. 


GERİ ÇEKİLME GÜNDEMİMİZDE YOK

KCK, Türkiye'nin PKK'lıların geri çekilmesi dayatmasında bulunduğunu belirterek; "Kürt Özgürlük Hareketi'nin gündeminde gerillanın geri çekilmesi gibi bir durum yoktur. Müzakereye geçilip Kürt sorununun çözümünde ciddi pratik adımlar atılmadan böyle bir adımın atılması söz konusu olmayacaktır“ ifadesini kullandı.

Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, Kongra Gel ara dönem toplantısındaki kararları da hatırlatan KCK, "Yürütme Konseyimiz AKP'nin halkımıza karşı her yerde çok boyutlu yürüttüğü savaşa karşı mücadeleyi her alanda ve her türlü yöntemle yükseltme kararı almıştır“ diye belirtti.

KCK açıklamasında Abdullah Öcalan’ın 2012 yılı sonbaharında çatışmasızlık çağrısı yaptığı, 2013 Nevruz'unda ise bu çatışmasızlık konumunu resmileştirdiği çağrısında rehin asker, polis ve devlet görevlilerinin de serbest bırakılmasını istediği hatırlatıldı.

AK PARTİ ÇÖZÜM SÜRECİNE HİÇ GİRMEDİ

KCK, Öcalan ve PKK'nın demokratik siyasal çözüm için atılabilecek tüm adımları attığını, şimdiye kadar da bu adımların sonuç vermesi için gerekli duyarlılık içinde olduğunu; AK Parti hükümetinin ise başından beri çözüm sürecine girmediğini öne sürerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKP Hükümeti Hareketimizin attığı adımlara süreci geri dönülmez hale getirecek hiçbir karşılık vermemiştir. Dolayısıyla Hareketimizin attığı adımlar ve gösterdiği çabalar AKP'yi çözüm sürecine sokmaya yetmemiştir. Geçen iki yıl AKP açısından hiçbir biçimde bir çözüm süreci olmamıştır. Sadece toplumsal desteği almak için çözüm sürecinden söz etmiş; ancak pratikte ise Önder Apo'nun başlattığı süreci anlamsızlaştıran ve boşa çıkaran her şeyi yapmıştır.

YILLAR ÇARÇUR EDİLDİ

Çatışmasızlık, tarafların bulunduğu pozisyonda kalmasını, sorumlu davranarak mutabakat, anlaşma ve çözüm için adımlar atılmasını gerektirmektedir. AKP, mütareke olarak ifade edilen çatışmasızlık ortamında demokratik siyasal çözüm için değil, bir savaş hazırlığını ifade eden pratik içinde olmuştur. 

Savaş sürecinde yapamadığı karakol, askeri amaçlı yol ve barajların yapımını hızlandırmıştır. Buna karşı Kürt halkının çatışmasızlığı korumak için gerçekleştirdiği demokratik protesto eylemlerine şiddetle saldırmış, birçok gencin ölümüne yol açmıştır. 

ÖCALAN'IN SAMİMİYETİ İSTİSMAR EDİLDİ

Önder Apo’nun başlattığı demokratik siyasal çözüm sürecinin ruhuna ters davranarak Kürt Halk Önderi’nin samimiyetini ve sabrını istismar etmiş, kötüye kullanmıştır. Özgürlük Hareketimizin defalarca yaptığı uyarıları ve Önder Apo’yla yapılan diyalog koşullarını da dikkate almamış, ben hiçbir adım atmam, istediğim gibi davranırım sorumsuzluğu içinde olmuştur. 

Hareketimiz AKP hükümetinin bu politikadan vazgeçmesi ve demokratik çözüm için adımlar atması çağrısını içeren birkaç deklarasyon yayınlamasına rağmen bunları da kaâle almamıştır. İki yıllık çatışmasızlık süreci oyalama ve zaman kazanma söylemleriyle boşa geçirilmiştir. Öyle ki, Kürt sorununun çözümünü isteyen birçok çevre bile ‘bu nasıl bir süreç, anlayamadık’ diyerek AKP'nin politikalarına yönelik kaygılarını dile getirmişlerdir. 

Biz Hareket olarak bu sürecin içindeyken hükümet yetkilileri hiçbir adım atılmadığı halde her gün ‘süreç iyi gidiyor’ diyerek toplumu aldatma yoluna gitmiştir. AKP hükümeti Önder Apo’nun sabrını ve Hareketimizin sorumlu davranışını böyle ele alarak yılları çarçur etmiştir.”

ÇATIŞMASIZLIK ORTADAN KALKTI

KCK'nın açıklamasının sonunda eylemlere yeniden başlanacağına işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Yürütme Konseyimiz bu yetki doğrultusunda gereken değerlendirmeleri yaparak çatışmasızlığın AKP tarafından ortadan kaldırıldığı ve Kürt halkına yönelik bir savaş açıldığı tespitine varmış, AKP'nin halkımıza karşı her yerde çok boyutlu yürüttüğü savaşa karşı mücadeleyi her alanda ve her türlü yöntemle yükseltme kararı almıştır.

Tüm halkımızı, Türkiye halklarını, demokrasi güçlerini ve tüm dünya demokratik kamuoyunu AKP'nin bu politikalarına karşı tutum almaya, Özgürlük Hareketimizin Türkiye’yi demokratikleştirme ve Kürt halkını özgürleştirme için yükselteceği mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.”