1987'den beri gazeteci olarak seçimleri takip eden, Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, seçim gecesinin ertesinde kaleme aldığı yazısında  "teknolojinin ve medyanın bu kadar gelişmiş olmasına rağmen bu kadar tartışmalı bir seçime tanık olmamıştım" yazdı.
KİM KAZANDI KİM KAYBETTİ?

"Seçimler bu kadar tartışmalı olunca değerlendirme yapmak da zorlaşıyor" diyen Çakır, henüz kesinleşmeyen ancak az çok netleşen sonuçlara bakarak her parti için seçimleri değerlendirdi.

Çakır, analizinde en dikkat çeken partiler olarak BDP, MHP ve Hüda-Par'ı anarken, Cemaat-AK Parti savaşının süreceğini ve özellikle kaset savaşının devam edeceğini de ileri sürdü.

SON SEÇİM SONUÇLARI 2014 - İL İL SONUÇLAR

İşte Ruşen Çakır'ın yazısından çarpıcı bölümler:

KAZANAN AK PARTİ AMA ZAFER DEĞİL

* Bu seçimlerin ilk kazananlarından biri kuşkusuz AKP'dir. İktidar partisinin oyunu yüzde 45 civarında tutması hiç tartışmasız bir başarıdır, ama "zafer" olarak görülemez.

* Başbakan'ın, yolsuzluk iddialarının karar mercii olarak yargıyı değil de sandığı göstermesi stratejisi şu aşamada tutmuşa benziyor.

KAYIT YAYINLARI KALDIĞI YERDEN DEVAM EDECEK

* Buna karşılık Cemaat'in ve onunla birlikte hareket edenlerin, bu seçimlerde Erdoğan'ı tasfiye hesaplarının tutmadığı açık. Zaten bir önceki yazımızda değindiğimiz gibi bu stratejinin çok da doğru olmadığı zamanla anlaşılmıştı. Bu nedenle "heybedeki büyük turp"un açıklanması vadedildiği gibi 25 Mart'ta gerçekleştirilmedi. Bu nedenle çok zaman geçmeden hükümet ve Erdoğan aleyhine kayıt yayınlarının kaldığı yerden devam etmesi kuvvetle muhtemel.

SEÇİMİN GALİPLERİ BDP VE MHP

* Seçimin dikkat çeken galipleri arasına öncelikle BDP'yi, kısmen de MHP'yi katmak gerekir.

* Normal olarak yerel seçimlerde pek iyi performans göstermeyen MHP'nin Adana, Mersin, Manisa başta olmak üzere birçok ilde ve önemli ilçede elde ettiği başarının altını çizmek gerekiyor. Ayrıca İç ve Doğu Anadolu'da, kısmen de Karadeniz'de AKP'nin MHP ile başbaşa kaldığı bu seçimle iyice tescillendi. Bu durum, özellikle çözüm sürecinde Başbakan'ın elini epey zorlayacaktır. Diğer bir deyişle iktidar partisinin yaşayacağı herhangi bir kriz ve buna bağlı çözülmeden en fazla istifade edecek partinin MHP olduğu gözüküyor.

* BDP'nin elindeki il belediyelerini korumuş ve yenilerini AKP'den kazanmış olmasına ek olarak 5 yıl önceye kıyasla daha fazla ilçe belediyesi kazandığı anlaşılıyor. Bu da, her ne kadar sıkca şikayet etseler de çözüm sürecinin BDP'ye bayağı yaradığını, önünü iyice açtığını gösteriyor. Bununla birlikte Batı bölgelerinde devreye sokulmuş olan HDP'nin herhangi bir başarısına tanık olmamamız, bu proje üzerine zaten başlamış olan tartışmaların daha da kızışacağının işaretidir.

HÜDA-PAR'IN OYU AZ GÖRÜNEBİLİR AMA...

* Güneydoğu denince, daha yeni kurulmuş ve ilk kez seçime giren Hüda-Par'ın Batman, Diyarbakır başta olmak üzere bazı seçim bölgelerinde belli bir orana ulaşmış olmasına dikkat çekmeliyiz. Oranlar az görünebilir ama bu haliyle bile, Hizbullah'ın yasal uzantısı olarak görebileceğimiz bu parti BDP ve AKP'den sonra üçüncü siyasi güç olarak kendini gösterdi. Nasıl AKP'nin muhtemel krizi İç ve Doğu Anadolu'da MHP'ye yararsa, benzer bir durumda Güneydoğu'da Hüda-Par'ın kârlı çıkacağını öngörebiliriz.

CHP, HERŞEY RAĞMEN OYLARINI İLERLETEMİYORSA

* CHP'ye gelince: Bu yazıyı yazarken CHP İstanbul ve Ankara'yı kazanamıyor gözüküyordu. Bunlardan herhangi birini, hele ikisini birden kazanması halinde ana muhalefet partisinin başarısından söz edebiliriz. Ancak 5 yıl sonra,hele bu kadar yolsuzluk iddialarına rağmen CHP ülke genelindeki oy oranında ciddi bir ilerleme kaydedememişse ortada açık bir başarısızlık var demektir. Eğer ülke genelinde yüzde 25 civarında kalır, ne İstanbul ne de Ankara'yı alırsa CHP'de çok geçmeden büyük altüst oluşlar yaşanabilir. Böylesi bir durumda CHPnin fiilen ana muhalefet partisi olma özelliğini kaybedeceğini söyleyebiliriz.