Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD temasları kapsamında Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Kerry ile IŞİD operasyonuna dair detayları görüşmesinin ardından, tüm dünyanın gözü 'Türkiye'nin operasyona nasıl destek vereceği'ne döndü.
IŞİD'e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun, IŞİD'e yönelik hava operasyonları bazı ülkeler tarafından ‘misilleme’ olarak yorumlanıyor. Türkiye'nin adı, IŞİD’in saldırabileceği ülkeler arasında anılıyor. Peki IŞİD2in yarattığı savaşın Türkiye'ye sıçrama ihtimali nedir? Vatan yazarı Rıuşen Çakır, bugünkü yazısında bu soruya cevap aradı:

Yakın bir zamana kadar, koalisyona girmeyeceğini net bir şekilde deklare etmiş olduğu için Türkiye’nin (IŞ)İD kaynaklı terör saldırılarından muaf kalacağı düşünülüyordu. Halbuki böyle bir garanti asla söz konusu değildi. Örneğin ABD’nin Irak işgaline, 1 Mart 2003 günü TBMM’nin aldığı kararla dahil olmayan ve dünya çapındaki savaş karşıtlarının övgüsünü kazanan Türkiye topraklarında daha bir yıl geçmeden El Kaide’nin dört intihar saldırısı yaşandı. Gerekçe de Irak’ın işgalini protestoydu.

TÜRKİYE KOALİSYONA GİRMEMESİNE RAĞMEN TEHLİKE ALTINDAYDI

Koalisyona girmemesine rağmen (IŞ)İD’in saldırılarına maruz kalma ihtimali bulunan Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyona yeşil ışık yakan açıklamalarından sonra daha fazla risk altında olduğu muhakkak. Hele bu sözler pratiğe geçer ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin dediği gibi Türkiye “cephenin ön saflarında” yer alırsa neler olabileceğini tahmin etmek zor olmaz.

IŞİD'İN TÜRKİYE'DEKİ 'AĞ'I

Acaba (IŞ)İD Türkiye’de etkili terör eylemleri düzenleyebilir mi? Bu sorunun cevabı hiç tartışmasız “evet” olacaktır. Çünkü (IŞ)İD’in, yeni eleman, mali ve lojistik destek temini için ülkenin dört bir tarafına yayılan bir ağ oluşturmuş olduğu anlaşılıyor. Daha önce farklı gruplarda yer alan bazı radikal İslamcıları grupların, ki buna El Kaide için faaliyet yürütenlerin ciddi bir bölümünü de eklemek lazım, özellikle Musul’un düşmesi ve hilafet ilanının ardından (IŞ)İD’e geçmiş olmalarının bu ağı daha da kuvvetlendirdiği ortada.

Ancak şu nokta önemli: (IŞ)İD misilleme eylemleri savaşı topraklarına taşırsa, her durumda lojistik açıdan kendisi için hayati bir değere sahip olan Türkiye’yi tam anlamıyla kaybedip karşısına alabilir. İktidarda AKP olduğu için, (IŞ)İD’in saldırılarına toplumsal destek bulabilmesi de pek mümkün gözükmüyor; tam tersine belli çevrelerde kendisine yönelik sempatiyi de riske atar. Hatta (IŞ)İD saflarındaki Türkiye kökenli gönüllülerin bir kısmının da AKP iktidarını istikrarsızlaştıracak bu türden saldırılara karşı çıkması şaşırtıcı olmaz.