“ÜZÜLÜYORUM, KEŞKE GİDİP O ADAMIN EVİNE BAKSAYDIM”

 
Irmak’ın 10 yaşındaki ablası Ayşe Kupal da o gün yaşadıklarını anlatarak, “Evin önünde oynarken, Irmak’ın sesi kesilmişti, 5-6 dakika geçince babam ‘Irmak’a bak’ dedi. Baktım yoktu. O arada katil Hikmet’in kapısı açıktı ve dışarıda evin önünde oturuyordu. Ben sordum, ‘Irmak’ı gördün mü’ dedim, ‘Hayır şuralarda oynuyordu’ dedi. Sonra aradık adamı da bulamadık. Üzülüyorum, kardeşimin bulunmasını istiyorum. O adamın da hapse girmesini istiyorum. O adam da bu mahalleye gelirse alacağım motor testeresini kıtır kıtır keseceğim. Keşke baksaydım o gün, o adamın evine baksaydım. En azından gizlice yapsaydım, içimden öyle bir his de geçiyordu. Keşke baksaydım” dedi.
“GELİN EVE SİZE BİLGİSAYAR AÇAYIM DİYORDU”
Katil Hikmet A.’nın sürekli kendilerini eve davet ettiğini anlatan Ayşe Kupal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi evine katmaya çalışıyordu. Irmak’la bana şeker, çikolata veriyordu. Bizi evine katmaya çalışıyordu. Gelin size bilgisayar, televizyon açayım derdi. Sonra ben de bir gün onu test ettim. Mahallede çocuklar vardı, ‘hadi bilgisayar açacaktın, aç’ dedim. ‘Olmaz, çocuklar var’ dedi. Öpüyor, ceketimi çekiyor, sarılıyor. ‘Fıstığım, canım, aşkım’ diyor. Şüphelenmiştim, endişelenmiştim. İçimde ‘bir gün bize bir bela açacak bu adam’ diye bir histi. ‘Sen ya da Irmak benim kızım olsaydınız size top alırdım, bilgisayar, çikolata her şey alırdım’ diyordu.”