Geçtiğimiz günlerde Hakkari’deki terör operasyonlarında şehit olan polis memuru Yasin Boran’nın ABD’deki kardeşi Yakup Boran'ın acı haberi aldığı an oradaki Türk makamlarının gösterdiği hassasiyet, şehidin kardeşini ve arkadaşlarını duygulandırdı.
"BİZE GÖSTERİLEN İLGİDEN DOLAYI GÖZLERİMİZ DOLDU"
Şehidin ABD’de eğitim gören kardeşi Yakup Boran’ın yaşadıklarını kaleme alan Türk komşusu Yahya Burucu, Türk konsolosluğu ve THY yetkililerinin Yakup Boran’ın etrafında adeta pervane olduğunu aktardı. Burucu, “O an devletimizin ne kadar güçlü ve muktedir olduğunu hissettim. Yine gözlerim doldu, yine duygulandım. Aklımda hep 16 yıl önce geride bıraktığım vatanım ve yaşadığımız ekonomik, sosyal çöküntülerin var olduğu kanısından olacak ki; devletimizin bu nezaketi ve hassasiyeti ben çok derinden etkiledi. Şehit abisi Yakup’a moral ve destek verdi” ifadelerini kullandı.
Şehit kardeşinin zorluk yaşamaması ve acısını bir nebze hafifletebilmek için olanca hassasiyeti gösterildiğini vurgulayan Burucu, Hoston Başkonsolosu’nun, havalimanına gidişi esnasında kendi makam aracını Yakup Boran’a tahsis ettiğini belirtti. Burucu, Türkiye'ye gidiş ve ucu açık dönüş biletini de THY’nin karşılıksız ve first class olarak hızlı bir şekilde hazırladığını aktardı.
“YAKUP ARTIK DAHA DİK DURABİLİYORDU”
Havalimanına ulaştıklarında ise Eğitim Ateşesi’nin, özel harekat polis komiserinin ve devletin diğer yetkililerinin kendilerini karşılaması ve başsağlığı dilemeleri karşısında çok duygulandığını, gözlerinin yaşardığını ifade eden Yahya Burucu, “o an Yakup daha dik durabiliyordu” dedi.
İşte Yahya Burucu’nun Haber7’ye gönderdiği o duygu dolu mektup:
Dün çok acı bir haberle ABD’de bulunduğumuz Texas’a bağlı College Station şehrinde yıkıldık.
Türkiye’den (Sakarya-Serdivan) komşum Yasin Boran şehit olmuştu.
Yasin aynı zamanda bizim ABD’de üç yıl komşuluk yaptığımız, eşimin de üniversiteden sınıf arkadaşı Yakup Boran’ın kardeşi.
Acı haber gerçekten de tez duyulurmuş. Türkiye’de Yakup’un ailesine acı haberin ulaştığı saatlerde ben de mahallemizdeki şehit haberini Facebook üzerinden okudum ve yıkıldım.
O saatlerde çalıştığım halde beni anlayan iyi bir çalışma ortamında olduğumu itiraf etmek isterim. Hemen arabama atlayıp Yakup’a ulaşmak için kimseye bir şey söylemeden işyerimden ayrıldım.
Gurbette olmayanların kolay kolay anlayamayacağı “acıyı yalnız hissetme” sendromu beni başlı başına sarmıştı ve aklıma tek gelen acaba Yakup bu acıyı nasıl yaşıyor oldu.
Çünkü yalnız başına gurbette sindirilmeye çalışılan her acı; sizlerin Türkiye’de tahmin edebileceğinizin en az on katıdır.
Yakup’un evine vardığımda karşımda sessiz bekar odasında kendi kendine sesli bir şekilde ağlayan, bir elinde tedavülden kalkmış olan eski pasaportu, diğer elinde cep telefonu ile bir şeyler yapmaya çalışan fakat başarılı olamayan sevgili arkadaşım vardı. Sarıldık, uzun uzun ağladık, acısını yüreğimde hissettim. Bana tek söylediği “sen nasıl duydun abi” oldu. Az önce dedim ya, acı haber tez duyulur…
Bütün arkadaşları aradım, sağolsunlar on dakika içinde Yakup’un evine doluştular ve desteklerini hep hissettirdiler.
Ben bu aşamada Yakup’un elinden, tedavülden kalkan pasaportunu alıp yenisini bulup, Yakup’a bilet aramaya koyuldum. Bir an aklıma konsolosluğu aramak geldi ve aradım. Zaten her şey de bundan sonra başladı.
Hoston Başkonsolosumuz Sayın Ferhat Alkan’a değerli çalışanı Semra Üsküp aracılığı ile ulaştım. Semra Hanım hepimizin kafasında klişelerle sabitleştirdiği “klasik devlet memuru” kimliğinden çok uzak, tam anlamıyla bitirim bir hanımefendidir.
Semra Hanım bana THY yetkilisi Adem Ekmekçi ve asistanı Furkan Altıntaş’ın direkt telefon numarasını verdi ve derhal THY yetkilisiyle görüşmemi söyledi.
Bana verilen telefonu aradım ve karşıma çıkan çalışan (Amerikalı) Adem Bey’in çok önemli bir toıplantıda olduğunu ve benimle konuşamayacağını söyledi. Ben de durumun çok acil olduğu ve mutlaka görüşmem gerektiğini söyledim.

İki dakika geçmedi ve beni aradılar.
Meğer devlet oradaymış…
Az önce telefondaki bayanın belirttiği toplantı “Yakup’a nasıl ulaşabiliriz” ve “bu haberi kendisine nasıl iletebiliriz” istişaresinin yapıldığı toplantıymış.
Benimle konuştuklarında Yakup kardeşimin acı haberden haberdar olduğunu öğrendiler ve rahat bir nefes aldılar.
Ben kendilerine gerekli bilgileri verdikten sonra aklımdaki o hep “ezilmiş Türkiye vatandaşı bilinci ile” Yakup kardeşime bileti ben kendi kredi kartımdan alırım diye geçirirken, THY yetkilileri Yakup’a First Class’tan yanına da kimsenin oturmayacağı şekilde dönüş için ucu açık bir bilet hazırlamışlar.
Yakup burada doktora öğrencisi olduğu için Eğitim Ateşeliği de devreye sokulmuş.
Bu telefon görüşmesinin üzerinden çok geçmeden beni Başkonsolosumuz Sayın Ferhat Bey aradı ve bilet konusunun halledilip halledilmediği konusunda ve Yakup’un şu anda nasıl olduğu konusunda bilgi aldı. Ben kendisine bilet işini hallettiğimizi ve arkadaşımızın son derece üzgün olduğu ilettim. Sağolsun kendisi bizzat Yakup’u arayıp başsağlığı dileklerini iletti ve bana Yakup’u evinden özel makam aracıyla aldırtıp Hoston George Havalimanı’na götürteceğini söyledi. Biz kendisine, böyle bir şeye gerek olmadığını, bizim burada arkadaşlar olarak Yakup’u götürebileceğimizi söylemiş olsam da Başkonsolosumuz ısrarcı oldu ve özel makam aracını yaklaşık 170 km mesafedeki College Station’a belirttiği saatte gönderdi.
O ana kadar ben bu nezaketin gereksiz olduğunu düşünürken, devletimizi ve yetkililerini yaşadığımız küçük şehirde özel harekat polis komiseri ve şoförü ile görünce çok mutlu oldum.
Yakup artık biraz daha dik durabiliyordu.
Hemen vakit geçirmeden yola koyulduk. Onlar önden biz arkadan üç araba takip ederek Hoston’a, Gorge Bush Havalimanı’na Yakup’un Ankara’daki cenaze ve devlet törenine yetişmesi için bineceği İstanbul uçağına vaktinden önce yetiştik.
Meğer devlet bizi orada da bekliyormuş…
Geldiğimizde Eğitim Ateşesi, özel harekat polisleri ve THY yetkilileri teker teker Yakup’a baş sağlığı dilediler.
O an devletimizin ne kadar güçlü ve muktedir olduğunu hissettim. Yine gözlerim doldu, yine duygulandım.
Aklımda hep 16 yıl önce geride bıraktığım vatanım ve yaşadığımız ekonomik, sosyal çöküntülerin var olduğu kanısından olacak ki; devletimizin bu nezaketi ve hassasiyeti ben çok derinden etkiledi. Şehit abisi Yakup’a moral ve destek verdi.
Hiçbir şey şehidimiz Yasin Boran’ı geri getirmeyecek. Fakat devletimizin kararlı duruşu ve şehit ailelerine sahip çıkışı ve milli değer yargılarımız bizi her zaman daha güçlü ve daha muktedir bir Türkiye olarak tarihe kazıyacak.
Nur içinde yat sevgili şehit… Senin sayende bir vatanımız var diyebiliyoruz, bizim sana hakkımız geçemez, sen hakkını bizlere helal et…
Yahya Burucu
College Station – Texas
23.03.2016