Erdoğan, geçen hafta milletvekilleriyle istişare toplantısı gerçekleştirdiklerini, ardından gerçekleştirdikleri genişletilmiş il başkanları toplantısında da istişareleri yaptıklarını, kanaatleri aldıklarını bildirdi. Erdoğan, büyük kongre delegeleri, kadın ve gençlik kollarıyla bu hafta biraraya geleceklerini, bu arada kanaat önderleriyle görüşmelerinin olduğunu ve olacağını bildirerek, "Cumhurbaşkanımızla da aynı şekilde bu konuyu ele alıp değerlendirmemizi yapacağız" dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI ÇANTADA KEKLİK BİR OLAY DEĞİL
Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "bu işe iki kişi karar veremez" dediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Sen mi vereceksin kararı? Biz bu kadar geniş bir istişare yapıyoruz. Bu arada biz, Cumhurbaşkanımızla da böyle bir konuyu açık, net değerlendiririz. Ondan sonra da bunun nihai kararını millet verecek. Bu kadar siyasetin acemisi, bir çırak bu işlerden anlamıyor. Nihai kararı verecek olan millettir. Bu noktada Cumhurbaşkanlığı çantada keklik bir olay değil. Millete gidilecek. Aday kim olursa olsun. Nihai kararı millet verecek. Nedir bu telaşınız o zaman? Bakıyorsun öbür tarafta CHP'nin genel müdürü, o da tutuşmuş. Zaten kendi içlerinde birbirlerine girdiler. 'Pensilvanya ile neden bir araya geldiniz? Neden şöyle oldu, neden böyle oldu?' Bunu görmediniz mi ya? Olacak olan buydu. Bunlar kime yar oldu ki size yar olsun? Tek ceketle yola çıktı, şu anda milyarlarca liralık dava açıyor. Sen bunların sadece harç ücretini nereden buluyorsun? Tek ceketi vardı, herhalde şimdi ceketsiz kalmış vaziyette. Dava üstüne davalar açtı. Tazminat davalarıyla herhalde ciddi bir rakam toparlayacak ve bu rakamlarla da inşaatın kalan kısımlarını tamamlayacak. Böyle bir durum var."
BUNLARI SAVUNACAK KADAR ALÇAKLAR
Başbakan Erdoğan, yaşanan dönem içinde yargının tüm kurumları içerisinde olanlar ile Adana olayının ortada olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Hala utanmadan sıkılmadan yazdıkları, çizdikleri ortadadır. Neyi yazıyorsun neyi çiziyorsun? Sen bu ülkenin Başbakanını, Dışişleri Bakanını dinleyeceksin, bakanların kendi aralarında yaptıkları konuşmaları dinleyeceksin; bunu da kalkacaksınız, kendiniz dinleteceksiniz utanmadan sıkılmadan belge diyeceksin. Ne belgesi, işte belge, ne belgesi? Kalkıp da şunu söyleyemiyorlar: Bu ülkenin Başbakanı nasıl dinlenir diyemiyorlar. Bakanların kendi aralarındaki konuşmaları dinlenemez diyemiyorlar. Adeta devletin kurumlarını bu noktada kendilerinin dinleme seanslarının yapıldığı yerler haline getirdiler. Bunları savunacak kadar alçaklar. Bunun savunulur bir yanı var mı? Utanmadan, sıkılmadan köşelerinizde kapmışsınız, bir kalem oralardan yazıyorsunuz. Neyi yazıyorsun? Sizin adalet anlayışınız bu mu? İnsanların mahremine girdiniz. Sizin din anlayışınız bu mu? Nasıl girersiniz insanların mahremine? Bu denli bu işin maalesef şu anda istikameti kaybolmuş ve istikametini kaybetmiş olan bu takım şimdi elinden geldiğince artık son çırpınışlarını yapıyor. Biz bu işin altyapısını, zeminini oluşturuyoruz ve gereği neyse yapacağız. Bunun için de bütün milletvekili arkadaşlarıma A'dan Z'ye görev düşüyor.
BENİM DE Genelkurmay BAŞKANI'NINDA
Siz milletin vekilisiniz arkadaşlar. Bu millet yüzde 45.5'la meydanlarda ne dedi? Biz bunların yolsuzluk yaftalarına inanmıyoruz, ama sizden bir şey bekliyoruz: Bu iftirayı atanlara, bu müfterilere gereken cezayı vermeniz lazım. Bunların elinde - hep söyledim- şantaj kasetleri var. Bu devletin en tepesinden en aşağısına kadar, kaç kere söyledim. Cumhurbaşkanının da şantaj kaseti bunlar da var, benim de vardı, Genelkurmay Başkanının da... Ama ben diyorum ki benimle ilgili varsa çıkıp açıklayın, 'açıklamazsanız namertsiniz' diyorum. Şahsımla alakalı, aradıklarını bulamadılar, bulamayacaklar. Benim bakanlarımla yaptığım görüşmeleri ancak verebildiler. Veya eşimle, çocuğumla yaptıklarımı verebildiler. Veremeyecekler, bulamayacaklar. Çünkü bunlarda o şeref yok. Geçen söyledim ya düşman bile bu şerefsizliği yapmaz. Bunlar bunu yaptı. Bizim bu noktada aldığımız terbiye farklıdır."
HAŞHAŞİLERDEN TEMİZLEYECEĞİZ
Başbakan Erdoğan, "Biliyorsunuz, Hazreti Ali düşmanı öldürmek için yatırıyor; tam boynunu vuracak, düşmanı ona tükürüyor. Tükürdüğü anda Hazreti Ali onu öldürmekten vazgeçiyor. 'Şu ana kadar seni inancımın gereği için öldürecektim ama şimdi buna nefsim karışır diye seni öldürmekten vazgeçiyorum' diyor. Tablo budur. Ama bunlar bunu göremediler ve vicdansızca hareket ettiler. Şimdi de farklı gayretlerin içerisindeler. Ama biz de Ak Parti olarak elimizden geleni yapacak ve bu devleti bu haşhaşilerden Allah'ın izniyle temizleyeceğiz" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin, "İstişareler neticesinde adayımızı açıklayacak ve yolumuza kararlı şekilde devam edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin de sonraki sürecin de Türkiye için kayıp zamanlar olmaması açısından çok büyük hassasiyet içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Gerek seçim öncesi 3. aylık dönem gerek seçim sonrasındaki dönem Türkiye için, ekonomimiz için, çözüm süreci için asla bir belirsizlik süreci olmayacak. 2023 hedefleri toplumun üzerinde ittifak ettiği hedeflerdir ve isimler değişse bile bu hedeflerimiz baki kalacak. Bu hedeflere ulaşmak için tavizsiz çalışacağız. Seçim öncesi ve sonrası için Türkiye'de belirsizlik bekleyenler, kaos bekleyenler hiç kuşkunuz olmasın hayal kırıklığı yaşayacaklar. Zira biz isimlerle değil, ilkelerle hareket eden bir partiyiz. İsimler değişse de AK Parti ilkeleri doğrultusunda geleceğe ilerleyecek, fitne ve nifakı yanına yaklaştırmadan, yılmadan ve yıkılmadan dava taşını gediğine taşımaya devam edecektir. Aday tespit sürecimiz ve sonrasına ilişkin kararlarımız ne şekilde tecelli ederse etsin bundan Türkiye kazanacak, bundan milletimiz kazanacaktır."