Kurban Bayram'ın son günü başlayan ve 3. gününe giren olaylarda 22 kişi hayatını kaybetti yüzlerce kişi yaralandı. Kobani'yi bahane edenler Türkiye'de yakıp yıkmaya devam ediyor.

GİZLİ ELLERİN YENİ BİR OYUNU

IŞİD'in Suriye topraklarında yer alan Kobani'deki saldırılarını bahane edenler Türkiye'den ne istiyor? Yaşanılan bu süreçle beraber İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan saf dışı mı bırakılmak isteniyor? Kobani tamamen bahane ve Hedef tamamen 'Çözüm Süreci' mi?

Türkiye'nin önde gelen usta kalemleri yaşanılan bu süreçte provokasyonun ve ihanetin perde arkasını kaleme aldı.

Mehmet ACET: PKK/PYD'nin Suriye günahları

PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Esad rejimi ile işbirliği yaparak Suriye’nin kuzeyinde hakimiyet kurmaya başladığı günler…

23 Şubat 2012 tarihli gazetelerden bir haber.

“Suriye’de özellikle PKK’nın yerleştiği ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Afrin, Kamışlı ve Derik bölgesindeki Kürt siyasetçiler bir bir öldürülüyor. Derik ve Kamışlı bölgesinde Barzani hareketine yakınlığıyla bilinen Demokrat Kürt Partisi adına siyasi çalışmalar yürüten Nesredin Berhik saldırıya uğradı, hayatını kaybetti. Suriye’de muhalif Kürtlerden Geleceğin Partisi Lideri Meşal Temo ile Kamışlı’daki aşiret lideri Abdullah Bedro’nun üç oğlu da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.”

Markar ESAYAN: Bu kez de başaramayacaklar...

Bir siyasi kararın üç nirengi noktası var. Sonuçlarının öngörülebilir olması, kararın diğer kesimlerle müzakere yapılarak alınması ve karara konu eylemin iyi ve doğru bir şey olup olmadığı...

HDP'nin sokağa çıkın çağrısı bu üç ölçüte de uymuyor. Sokağa çıkın çağrısının sonuçları öngörülebilir olmadığı gibi, öngörülse bile bunun kötü sonuçlara yol açacağının tahmin edilmesi daha muhtemel ki, bu daha ilk aşamada HDP'nin böyle bir kararı asla almaması gerektiğini ima eder. Bırakın toplumun diğer kesimleri ile iletişime geçmeyi, ben HDP'nin kendi içinde dahi bu konuda demokratik bir müzakere süreci işlettiğini sanmıyorum. Üçüncü ve son kriter de bu kararın şiddete yol açma potansiyeli ile ne iyi ne de doğru olduğudur.

Mehmet BARLAS: Savaş lobisinin asıl amacı Öcalan'ı devre dışı bırakmak mı?

AK Parti iktidarına ve Tayyip Erdoğan'a takıntılı biçimde düşman olan Beyaz Türklerin her vesile ile "Barış Süreci"ni sabote etmeyi amaçlayan girişimlerini anlamak mümkün.

Bunlar her fırsatta Kandil'e koşup "Öcalan sizi satıyor" diye fitne kazanlarının altındaki ateşi körüklemediler mi?
Çünkü onlar "Yeni Türkiye"nin ufkunu açacak kilidin şifresinin "Barış Süreci" olduğunun farkındalar. Yeni bir Anayasa... Türkiye'de her insanın yasalar önünde eşit sayıldığı ve hukukun üstün olduğu, çoğulcu ve özgürlükçü bir düzen... Kurumların ve yasaların her çeşit vesayetten arındırıldığı, egemenliğin gerçekten halka ait olduğu bir demokrasi...

Hüseyin YAYMAN: Neden böyle oldu?

Son yaşananlar Kürt sorunu denilen meselenin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha gösterdi. Her şey kontrol altında derken olaylar sürecin kırılgan zeminde ilerlediğini ortaya koydu.

Peki tüm bunlar neden oldu? Olaylar neden bir anda kontrol dışına çıktı... Türkiye Kobani’den uzak durmaya çalışırken neden Kobani bir anda ulusal bir mesele haline geldi? Olaylara aktüel siyaset üzerinden bakıp Kobani üzerine yoğunlaşılabilir. Ancak büyük resimde farklı dinamikler var.

A.İhsan Karahasanoğlu: Kobani’de ölen belli değil ama Türkiye’de 22 kişi öldü bile!

Düne kadar dindar Kürt kardeşlerimiz, bizim yakamıza yapışıp, “Can güvenliğimiz yok. Sabah evden çıkan çocuğumuzun cesedi, akşam bir köşebaşında bulunuyor. Niye Doğu illerinde bize karşı yapılan bu katliamlarda sesimiz olmuyorsunuz” diyorlardı..


Haklılardı...
“Siz kendi anadilinizde konuşuyorsunuz. Benim annem 80 yaşında, Kürtçeden başka dil bilmiyor. Oğlunu cezaevinde ziyaret ettiğinde, ona konuşma hakkı verilmiyor. ‘Ya Türkçe konuş, ya da konuşamazsın’ deniliyor. Bu hak mıdır, adalet midir?” diyorlardı.