İŞTE CENNETE GİRECEK EN SON KİŞİ...

Artık ne ölüm ne de hesap korkusu kalır. Kişi umduğu rahmetin misliyle yüz yüze gelir. İşte o zaman kul, “Ve kâlû’l-hamdülillahi ezhebe anne’l hazen”, yani “Bizden hüznü ve sıkıntıyı gideren Rabb’imize hamdolsun.” (Fâtır, 34-35) der.

Peygamber Efendimiz anlatıyor: Hz. Musa (aleyhisselam), Cenab-ı Hak’la aracısız olarak konuşabilen bir peygamberdi. Aklına takılan soruları Yüce Rabb’ine sorar, aldığı cevapları ümmetiyle paylaşırdı. Bir gün aklına şöyle bir soru gelmişti:

Cennetlik insanlar içinde derecesi en düşük olan kimsenin gireceği Cennet nasıl olacak?

Hz. Musa, cevabını çok merak ettiği bu soruyu Rabb’ine yöneltti. Cenab-ı Hak, sevgili peygamberinin bu sorusunu şöyle cevaplandırdı:

- Cennet’i hak eden kullarım teker teker Cennet’teki yerlerine yerleşecek. Geriye en son bir kulum kalacak. Ona da, “Cennete gir” denecek. O kulum Cennet’e girmek için adımını atacak; ancak ona cennetin dolu olduğu görüntüsü verilecek. Ondan sonra kulum ile kendi aramda şöyle bir konuşma geçecek:

- Allah’ım! Herkes Cennet’teki yerini almış. Ancak maalesef bana yer kalmamış.

- Ey kulum! Sen, dünyadaki hükümdarlar gibi lüks ve rahat bir hayat yaşamak ister misin?

- Buna layık bir kulluk yapmadım; ama Sen’in lütfun ve keremin boldur. İsterim Ey Rabb’im!

Sana o kadar mülkle beraber onun dört katını daha veriyorum.

Şükürler olsun ey Rabb’im! Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Ayrıca sana bu mülkün de on katını veriyorum.

Hz. Musa sorduğu sorunun cevabını almıştı. Bu soru onu çok memnun etmişti. Ardından şöyle bir soru daha sordu:

- Ey Rabb’im! Cennet’in en alt tabakasındaki kişinin durumu bu ise peki Cennet’in en üst tabakasındakinin durumu nasıl olacak?

Onlara vereceğim şeyleri ne göz görmüş ne kulak işitmiş ne de kimsenin aklına gelmiştir.

Hz. Musa, Rabb’inin vereceği bu lütufları duyunca şükürle iki büklüm oldu ve binlerce hamd ü senada bulundu. (Müslim, İman 312).

İşte cennetle müjdelenen sahabeler: Sahabeler içerisinde sağlığında Cennetle müjdelenen bahtiyarlar vardır. Bunlar on kişidir ve bu on kişiye Aşere-i Mübeşşere denir. Aşere-i Mübeşşere şunlardır:

1- Hazret-i Ebû Bekir,

2- Hazret-i Ömer,

3- Hazret-i Osman

 

4- Hazret-i Ali

 

5- Hazret-i Abdurrahman bin Avf, 

 

6-Hazret-i Ubeyde bin Cerrah, 

 

7- Hazret-i Said bin Zeyd, 

 

8- Hazret-i Sa’d bin Ebî Vakkas, 

 

9- Hazret-i Ubeydullah bin Talha, 

 

10- Hazret-i Zübeyir bin Avvâm’dır. Radiyallahü anhüm.