Yarın 17 Ağustos depreminin yıldönümü.. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, kiminin ise sakat kaldığı Gölcük depreminin yıldönümü yıllardır "Büyük İstanbuldepreminin habercisi mi" tartışmalarına konu oluyor. Depremin yıldönümünde Habertürk yazarı Murat Bardakçı, büyük depremler konusunu irdeledi ve büyük İstanbul depreminin temel özelliklerini sıraladı. İşte Bardakçı'nın o yazısındaki ilgili bölümler;

Yarın, bundan 16 sene önce yaşadığımız büyük felâketin, 17 Ağustos depreminin yıldönümü... Eski kayıtlara göre, İstanbul depreminin bir özelliği vardır: 250 senede bir mutlaka gelir ama şehri tek bir defa vurup gitmez, en az 40 gün devam eder!

17 AĞUSTOS BÜYÜK DEPREMİN HABERCİSİ

Mesela, 1509'daki felaketi 1766'da yaşanan bir başka büyük felaket takip etmiş, sonra 1999 depremi olmuştur. Bu asıl büyük depremin habercisidir. 250 senelik limitin dolmasına, eskilerin tabiriyle 'küçük kıyamete' sadece bir kaç sene kalmıştır.

FELAKET DENİZDEN GELECEK

Marmara’nın geçmişini şöyle üstünkörü bir incelediğiniz takdirde Anadolu’nun kuzey taraflarında, özellikle de İzmit çevresinde bir deprem olduğunda sarsıntıların yavaş yavaş batıya uzanıp mutlaka İstanbul’u da vurduğunu ve İstanbul depreminin bir geldi mi günlerce devam etmek gibi yapışkan bir âdeti olduğunu görürsünüz. Ama asıl endişe vermesi gereken nokta, şehrin 15 asırdan buyana her 250 senede bir onbinlerce can almış sarsıntılara kurban gitmesidir! Meselâ 1509’daki felâketi 1766’da yaşanan bir başka büyük felâket takip etmiş, sonra 1999 depremi gelmiştir. Bu deprem asıl büyük İstanbul depreminin habercisidir, 250 senelik limitin dolmasına, yani eskilerin tâbiri ile “küçük kıyamet”in kopmasına şunun şurasında sadece birkaç sene kalmıştır.

(Marmara Denizi'nin dibi, Prof. Dr. Celal Şengör'ün araştırmaları sırasında işte böyle görüntülendi.. Gaz kabarcıkları, gelecek olan büyük depremin habercisidir)