KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Ak Parti'nin önlerine savaş dışında başka bir yol koymadığını belirterek, "Böyle giderse elbette ki Türkiye'de savaş olacaktır. Biz, bahara kadar süre tanımışız. Bahara kadar eğer bu şartları kabul eder, müzakere yönünde adım atarlarsa sorun çözüm yolunda ilerler. Aksi takdirde artık bizim bu tarzda işleri yürütmemiz mümkün değildir" dedi.
Yüksekova Haber'e konuşan Bayık, Barzani'nin Diyarbakır ziyaretini değerlendirirken, Barzani'nin Ak Parti'nin seçim politikalarına hizmet etmemesi gerektiğini belirtti.

"TÜRKİYE İLE GÜNEY KÜRDİSTAN KOMŞUDUR"

Barzani'nin Türkiye'ye gitmesi, görüşmeler yapması, ilişkiler gerçekleştirmesi doğal bir durum olduğunu ifade eden Bayık, şöyle dedi: "Biz buna karşı değiliz. Türkiye ile Güney Kürdistan komşudur. Her açıdan ilişki geliştirebilirler. Bu doğal haklarıdır. Buna kimse de herhangi bir şey diyemez. Ekonomik, siyasi ticari her açıdan ilişkiler geliştirebilirler. Eğer Sayın Barzani, Türkiye'deki bizim geliştirmek istediğimiz ama Türk hükümetinin çökerttiği çözüm sürecini yeniden canlandırmaya hizmet ederse bunu da biz memnuniyetle karşılarız. Buna da kimse herhangi bir şey diyemez. Fakat bu ziyaretin zamanlaması çok önemlidir. Yine bu ziyaretin gerçekleştiği zemin, orada sergilenen tutumlar da çok önemlidir. Ziyaretler olabilir, ilişkiler olabilir ama bunların gerçekten AKP'nin seçim politikalarına hizmet etmemesi gerekiyor. Çünkü AKP, hem uluslararası planda, hem de Türkiye'de oldukça sıkışmış durumda. Bunun seçimlere yansıma durumundan endişelidir. Onun için seçimleri kurtarmak istiyor. Çünkü Sayın Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı da bu seçimlerin kazanılmasına bağlı. Erdoğan'ın ve AKP'nin geleceği de bu seçimlere bağlı. Bu açıdan seçimleri kazanmak istiyor. Bunun için de Kürtlerin desteğini almak istiyor. İşte buna taraf olmamak gerekiyor."

"AKP YALAN MAKİNASINI ÇALIŞTIRIYOR"

Çözüm sürecinde gelinen aşamayı değerlendiren Bayık, Israrla PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayrılmaya çalışıldığını savundu. Bunun bilinçli bir psikolojik savaş yöntemi olduğunu ifade eden Bayık, şöyle konuştu: "Kürtlerle PKK'yı birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bir kere bunun çok iyi anlaşılması gerekiyor. Halkın kendisi de sokaklarda "PKK biziz' diyor. Bunu açıkça söylüyor, bunu herkes biliyor. Artık PKK ile Kürtleri, Önder Apo'yla PKK'yı Kürtleri birbirinden ayırmadan vazgeçmeleri gerekiyor. Bu yaklaşımlar kesinlikle inkar ve imha siyasetinden gelen yaklaşımlardır. Kürdü bir halk olarak görmeyen, onun doğal haklarını görmeyen, dolayısıyla Kürt sorunu diye bir sorunu kabul etmeyen yaklaşımlardan kaynaklanıyor bu. Artık bunlar çok eskimiş şeylerdir. Bir kere AKP, yalan makinasını çalıştırıyor.

"BU BİR SEÇİM TAKTİĞİDİR"

Bunda ustadır. Yani psikolojik savaşı, özel savaşı geliştirmede ustadır. Rahatlıkla herkesi aldatabiliyor. Rahatlıkla herkesi inandırabiliyor. Herkeste umut yaratabiliyor. Herkesi beklenti içerisine sokabiliyor. En son başvurduğu yöntem nedir? Geliştirdiği propaganda, hem AKP'nin kendi içinde hem dışında, toplumda, çeşitli güçler içerisinde geliştirdiği propaganda şu temeldedir; 'biz işte Apo'yla anlaşmışız, şimdi seçim sürecidir. Seçimlerden dolayı biz adım atmıyoruz. Seçimlerden sonra işte giderek bir takım adımlar atacağız. Herkes işte beklesin, izlesin, çözüm oluyor olacak.' Bu temeldeki bir propaganda ile herkeste umut yaratıyor, beklenti yaratıyor ve birçoğunu da buna inandırıyor. Ve gerçekten birçok Kürt AKP'nin bu sorunu bu tarzda çözeceğine inanıyor. Birçoğu gerçekten Apo'yla devletin AKP'lilerin bu temelde anlaşma yaptığını, gizli anlaştıklarını, ileride yavaş yavaş bunların açığa vurulacağını, bu temelde pratik adımların gelişeceğini düşünüyor ve bunun beklentisi içerisinde. Bu bir seçim taktiğidir. Seçimleri AKP bununla kazanmak istiyor. Bir de herkes işte PKK üzerine düşeni yaptı, atması gereken adımları attı, sıra Türk devletinde, Türk devleti neden adım atmıyor, adım atmalı diyor ve bunun baskısını yaratıyor."

"AKP ÖNÜMÜZE SAVAŞIN DIŞINDA BİR YOL KOYMAMAKTADIR"

Bayık, Ak Parti'nin zihniyetinde çözüm mantığı diye bir mantık olmadığına dikkat çekerken, şunları kaydetti: "Ama bunu açıkça da reddedemiyor. Diyemiyor ki ben çözüme karşıyım. Kendisini çözümden yana gibi gösteriyor. Bu baskıları üzerinden hafifletmek için neden müzakereye adımını atmadığını kamuoyunda çeşitli çevrelerde haklı çıkarabilmek için bu yalan makinasına şimdi başvurmuş durumda. Onun için diyor, biz Apo'yla gizli anlaşmışız ileride bunları yavaş yavaş yerine getireceğiz. Herkes buna inanmış beklenti içindedir. Kesinlikle halkımızın, bütün yurtseverlerin, demokratların, ilericilerin, sosyalistlerin şunu çok iyi bilmesi gerekir; bu tamamen bir yalan makinasıdır. Önder Apo'yla bir anlaşma söz konusu değildir. Önder Apo'nun tek yanlı geliştirdiği adımları AKP çökertmiştir. Müzakereye geçmesi gerekirken geçmemiştir. Bütün attığımız adımları yok saymıştır.

"SÜRECİ AK PARTİ BİTİRMİŞTİR"

Biz hala tek yanlı buradan çıkarmaya çalışıyoruz. Buradan çıkarıp çıkamayacağı da AKP'nin atacağı adımlara bağlıdır, o da müzakere adımıdır. Müzakere adımını atarsa bu durumdan çıkılabilir. Aksi takdirde AKP süreci bitirmiştir. Artık AKP bizim önümüze savaşın dışında başka bir yol koymamaktadır. Tek koyduğu yol savaş yoludur. Başka bir yol yoktur. Böyle giderse elbette ki Türkiye'de savaş olacaktır. Bunu daha önce de ben kamuoyuna duyurdum. Dedim ki eğer böyle devam ederse biz güneye çektiğimiz güçleri yeniden kuzeye yönlendiririz. Dedik ki tekrar savaşın olmaması için AKP'nin müzakereyi kabul etmesi gerekir.Müzakere olabilmesi için de 3 şart öne sürdük. Birincisi, Apo'nun içerisinde bulunduğu şartların değiştirilmesi, Apo'ya bir baş müzakereci gibi yaklaşılması, taktik değil stratejik yaklaşılması. İkincisi; görüşmelerin yasal çerçevede yapılması, Çünkü şimdiye kadar yasal bir çerçevede yapılmadı, hiçbir güvence yoktur, tehlikelidir. Bu durumdan çıkarılması gerekiyor. Üçüncüsü de; üçüncü bir tarafın gözlemciliği altında müzakerelerin yapılması gerekir dedik. Eğer bunlar kabul edilirse, süreç müzakere biçiminde devam eder. Ama bunlar kabul edilmezse, kesinlikle süreci AKP bitirmiştir, toplumu aldatmaya çalışıyor, habire 'süreç devam ediyor, iyi gidiyor, iyi şeyler olacak, biz gizli anlaşmışız, ileride bunları bir bir yapacağız, bekleyin' deyip her kesi beklenti içerisine sokmuştur. Bunun herkesçe bilinmesi gerekiyor.

Biz, bahara kadar süre tanımışız. Bahara kadar eğer bu şartları kabul eder, müzakere yönünde adım atarlarsa sorun çözüm yolunda ilerler. Aksi takdirde artık bizim bu tarzda işleri yürütmemiz mümkün değildir. Artık bu aldatmalara biz izin vermeyeceğiz. Kimseyi de aldatmasına müsaade etmeyeceğiz."