Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını başlatan Savcı Zekeriya Öz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine 2 kişi gönderdiğini ve kendisini tehdit ettiğini ayrıca "Başbakan’dan özür dileyen bir mektup yaz" dediğini söyledi.
İşte Zekeriya Öz'ün çarpıcı ifadelerle dolu açıklaması:

Hakkımdaki bu iddialar Sayın Başbakan tarafından açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan, daha önceden tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat Sayın Başbakan tarafından bana gönderilmiştir.

"ÖZÜR DİLE VE SORUŞTURMAYI DERHAL DURDUR"

Bursa'da bir otelde görüştüğüm bu kişiler; sayın başbakanın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler.

"ÇOK ZARAR GÖRECEĞİMİ SÖYLEDİLER"

Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren değerli kişilere; soruşturmanın benim dışımda vicdanları kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından yürütüldüğünü, kaldı ki kuvvetli deliller nedeniyle bir çok şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, emniyet müdürlüğüne de yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda ihbar yapılması üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü olarak teslim aldığımı, başıma gelebilecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok zarar göreceğim tarafıma söylendi.

"2. OPERASYONLA İLGİLİ YARDIMIM İSTENDİ"

Daha sonra kamuoyunda 2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını, bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de, o soruşturmadan bilgimin olmadığını, soruşturmanın TMK 10. Maddesi ile yetkili Başsavcı Vekilliği tarafından yürütüldüğünü belirttim.

"BAŞBAKAN, ŞAHSIMA YÖNELİK GERÇEK OLMAYAN İDDİALAR DİLE GETİRDİ"

Bu görüşmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından şahsıma yönelik gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın organları da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim tekzipler de yayımlanmamaktadır.

"BU GÖÜŞMEDEN SONRA KORUMA ARACIMI ALDILAR"

Bu görüşmeden sonra tarafıma tahsis edilen koruma aracı, önceden hiçbir tebligat yapılmaksızın, bilgi verilmeksizin ve gerekçe de gösterilmeksizin 06 Ekim 2014 (Ocak 2014) tarihinde alınmıştır. Yürüttüğüm Ergenekon soruşturmasında aldığım sayısız tehditler nedeniyle tarafıma tahsis edilen koruma aracının alınmasından sonra şahsımın ve ailemin başına gelebilecek her türlü olayın sorumlusu bu usulsüz işlemi yapanlardır.

Hakkımdaki asılsız haberleri yayınlama konusunda öncülük yapan bazı gazetelerin sahiplerinin kamuoyunda 2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen soruşturma kapsamında tüm malvarlıklarına mahkeme kararıyla tedbir konulmuş olması aslında yapılanların nedenini ortaya koymaktadır.

"ÜZERİMDEKİ BASKILAR ARTIRILIYOR"

Tüm bunların yaşandığı günlerde çıkan asılsız basın haberlerine dayanılarak hakkımda başlatılan inceleme daha sonuçlanmadan aynı gün tayinimin çıkarılması üzerimdeki baskının artacağını göstermektedir.

"AZİZ MİLLETİME HAVALE EDİYORUM"

Ümraniye'de bir gecekonduda yakalanan el bombaları üzerine başlayan Ergenekon soruşturması nedeniyle bugüne kadar şahsımın ve tüm ailemin maruz kaldığı tehditlere bugün yenilerinin eklemesini ve bunun Ergenekon Terör Örgütünün ve faaliyetlerinin büyük oranda deşifre edilmesinin sağladığı huzur ortamında varlığını her geçen gün güçlendirerek sürdüren kesimlerden gelmesini aziz milletime havale ediyorum.

"HUKUKA AYKIRI TALEPLERLE İLGİLİ HATIRALARIMI YAZIYORUM"

Bu yaşananlardan sonra Ergenekon soruşturmasını yürüttüğüm sırada gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak şahsıma iletilen ancak yerine getirmediğim için husumet beslenen hukuka aykırı taleplerle ilgili hatıralarımı yazmaya başladığımı belirtirim.

"HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA YILMAYACAĞIM"

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlıklar karşısında yılmayacağımı, hukuka uygun olarak haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzlukların üzerine korkmadan gideceğimin herkes tarafından bilinmesini istiyorum.



"DUBAİ SEYAHATİMİN ALİ AĞAOĞLU İLE BİR İLGİSİ YOKTUR"

Dubai'deki otele giriş tarihim 17 Ekim 2013 çıkış tarihim ise 20 Ekim 2013'tür. Bu yurt dışı seyahati kendisini 5 yıldır tanıdığım ve samimi dostum oıan Halil İbrahim Demirhan tarafından organize edilmiştir.

Halil İbrahim Demirhan uzun yıllarıdr Dubai'de yaşayan ve bu ülkede tanındığını sevdiğini bildiğim bir iş adamıdır. Bu güne kadar adli konularda kendisinin benden hiç bir talebi olmamıştır. Konunun iddia edildiği gibi yolsuzluk operasyonu olarak bilinen soruşturmanın şüphelilerinden Ali Ağaoğlu ile bir alakası bulunmamaktadır. Gerek seyahat öncesi gerekse sonrasında kendisiyle herhangi bir görüşmem olmamıştır. Dubai'de karşılanmamız ve şehirde dolaştırılmamız Halil İbrahim Ney'in kardeşi İdris Demirhan tarafından yapılmıştır.

Zekeriya Öz'ün yayınladığı 3 sayfalık açıklama;