Kanada vatandaşlığı da olan Hayva'nın yıllardır yaşadıkları tam bir kara mizah örneği. Mirastan pay almaması için nüfus kaydına 'ölü' olarak yazdırılan Hayva, 'ölü' göründüğü gibi Türkiye'ye kesin dönüş yapamadı. Kimi zaman, günlerce havalimanında kaldı; birçok kez uçağını kaçırdı.
Sevim Hayva 4 yaşındayken anne ve babası ayrıldı ve kızlarını da bir aileye evlatlık verdi. Hayva bu ailenin yanında büyüdü evlendi. Bu evliliğinden iki çocuğu olan Hayva eşinden boşandı ve yurt dışına çıktı. Hayva yurt dışındayken babası üçüncü kez evlendi. Baba M., üçüncü evliliği olan E.K. ile resmi nikâh kıydı. Baba M.'nin üçüncü evliliğinden 6 çocuğu oldu. Sevim Hayva ve kız kardeşleri K. Hayva ve H.A. da, 6 çocukla birlikte çiftin çocukları olarak kaydedildi.
ÜVEY KARDEŞ BİLDİRDİ
Ancak, Baba M.'nin E.'den olan çocuklarından A., yurt dışında yaşayan Sevim Hayva ile ilgili muhtarlığa yanlış bir beyanda bulundu. Sevim Hayva ve kız kardeşi K.'nın öldüğüne dair muhtarlığa bildirimde bulunuldu. Böylece iki kardeş de, gerçekte sağ olmalarına karşın nüfusa ölü olarak kaydedildi. Kayıt tarihi ise 1 Şubat 1993 olarak evraklara girdi.
KARDEŞİ, İZİNİ SÜRDÜ
Aradan yıllar geçtikten sonra diğer kız kardeş H.A., Sevim Hayva'nın izini sürmeye başladı. A., abla Hayva'nın, nüfus kayıtlarında ölü göründüğünü tespit etti. A. ablasının izini internette buldu. İki kardeş yıllar sonra gözyaşları içinde birbirlerine sarıldı. A.,Kanada'da bulunan ablası Hayva'ya, Türkiye'de nüfus kaydına göre ölü göründüğünü söyledi. Abla Hayva, Türkiye'ye gelerek sorunun kısa sürede çözebileceğini düşündü ancak durum böyle olmadı. İşin kötü yanı, kaydı yapan mahallenin muhtarı da artık hayatta değildi.
Hayva, Kanada'dan aldığı vatandaşlık belgelerini, sigorta kayıtlarını, banka hesap dökümlerini ve pasaport bilgilerini sunmasına karşın bir sonuç elde edemedi.
KAYDI YAPAN MUHTAR DA ÖLDÜ
Hayva'nın, sağ olduğunu ispat etmek için Türkiye'de gelip giderken yaşadıkları ise birer film senaryosu niteliğinde. Hayva'nın avukatı Hayrullah Çuhadaroğlu, müvekkilinin yaşadığı olaylardan birkaçını şöyle anlattı: "Bundan 23 yıl önce, şu an ölü olan mahalle muhtarı tarafından sırf erkek kardeşinin beyanına göre Sevim Hayva'nın ölü kaydı yapılmış.
MİRASTAN DA PAY ALAMADI
Müvekkil bu zamana kadar kendi şahsi gayretleri ile yaşadığını ispat etmeye çalışsa da 23 yıldır bir türlü bunu başaramamış. Tüm dünyada yaşadığı kabul edilmesine rağmen kendi memleketinde ölü olarak kabul edilmiş ve bu hata bir türlü düzeltilmemiş. Ölü görünmesi nedeni ile anne ve babasından kalan miras paylarını dahi alamamış.Türkiye'de herhangi menkul veya gayrimenkul edinememiş.
DÖNEMEZSİN ÖLÜSÜN!
Yine Türkiye'ye kesin dönüş yapmak istese de yaşamadığı için kabul edilmemiş.Türkiye'ye giriş ve çıkışlarda sık sık sorun yaşayan Sevim Hanım, defalarca havalimanında polis tarafından alıkonulmuş; uçağını kaçırmış. Resmen yaşamadığı için de günlerce havalimanında ne serbest bırakılmış ne de tutuklanmış. Bir nevi araf halinde kalmış."
MAHKEME İŞLEMİ İPTAL ETTİ
Sevim Hayva'nın 23 yıl süren 'yaşam' mücadelesi sonunda yargıya taşındı. İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde Hayva'ya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi istemi ile dava açıldı. Geçtiğimiz yıl açılan davada mahkeme, gerekli evrakları topladı ve kararını verdi. 31 Ağustos tarihli kararda, Hayva adına yapılan 'ölü' kaydı iptal edildi.
KARDEŞİ HALEN 'ÖLÜ' GÖRÜNÜYOR
Sevim Hayva bu kararla rahat bir nefes alırken, bir diğer kız kardeşi K. Hayva için de yapılan 'ölü' kaydının iptaline ilişkin işlemler sürüyor. Öte yandan, mahkeme, iki kardeş için yanlış beyanda bulunarak işlemde bulunan kişilerin soruşturulması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.