Aynı zamanda AK Parti Halkla İlişkiler Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Muş, 17 Aralık operasyonunun Türkiye'nin 2023 hedefini sabote etme girişimi olduğunu söyledi. 
Türkiye'nin tarihinde ilk defa Mayıs ayında, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından notu yatırım yapılabilir ülkeler arasına alındığını söyleyen Muş, bu operasyonu yapanların faiz lobisine hizmet ettiklerinin altını çizdi.

Muş'a göre, asıl kıyamet, Türkiye'nin kasasında kalan 150 milyar TL için koptu. 

BU KRİZ EKONOMiMİZİ ETKİLEMEZ

AK Parti hükümetinin en iyi icraatlarından birinin mali yöndeki mali düzenlemeler olduğunu söyleyen Muş, ‘Burada Türkiye'nin uyguladığı mali disiplin çok güçlü, Kurlarda küçük dalgalanmalar oluyor. Özellikle son dönemlerde dolar borçları TL'ye çevirerek ciddi bir risk atlatılmış oldu. Diğer boyut da bankalarla ilgili düzenlemeler oldu. Tüketiciye döviz kredisi verilmiyor. Bu yönüyle dövizdeki dalgalanmalar vatandaşı çok etkilemiyor. Avrupa'da bu vardı o yüzden birçok ülke ekonomisi sarsıldı iflas etti. Bir de Türkiye, Avrupa'da hane başı borçluluk bakımından en düşük ülkeler arasında yer alıyor' dedi.

NEDİR BU FAİZ LOBİSİ?

Başbakan Erdoğan'ın ısrarla Türkiye üzerinde faiz lobisinin kirli oyunlarının olduğunu söylediğini ifade eden Muş, ‘Türkiye ekonomik alandan en güçlü hale geldiği tarih 2013'ün Mayıs ayı. Ne oldu bu tarihte IMF'ye borcu sıfırladık. Yani artık alan el durumundan veren el durumuna geçtik. Şimdi borçlu olsaydık IMF'ye manevra alanımız daralacaktı. 2009 krizinden KDV ve ÖTV oranlarını indirdik. Bu krizi çok çabuk atlattık. Eğer IMF ile bir Stand-By anlaşması yapmış olsaydık, bu kadar rahat hareket edemezdik. Yani vergilerde indirime gidemezdik. Çünkü o düzenlemeleri IMF'den bağımsız yapamazsınız. Bunun için Mayıs'ta IMF ile ilişkilerin bitirilmesi çok önemlidir.' dedi.



Muş, ekonomik alandaki bu gelişmenin hemen ardından faizlerin yüzde 4,61'i gördüğünü ve bunun da Türkiye tarihinde ilk defa bu seviyeye indiğinin söyledi.

 Bunun neden önemli olduğunu da şöyle anlatı;

-2002 yılında bizim bütçe içindeki faiz maliyeti yani ödenen faiz miktarı yüzde 47'lerdeydi. Yani 100 liralık gelirin yarısına yakını faize gidiyordu.
-2014'te bu oran yüzde 10-11 arasına düştü. 20114 bütçesinde sadece yüzde 11'lik rakam ayrılmış. Yani 2002'de de 50 milyar faize ödeniyordu. Aradan geçen yıllarda Türkiye ekonomisi 4 kat büyüdü ve yine 50 milyar faize ödeniyor.

- Ve faizler yüzde 10'a düşmüş. Eğer eski oranda Türkiye faiz ödemiş olsaydı 200 milyar TL faiz ödeyecekti. Yani 150 milyar TL Türkiye'nin kasasında kalmış oldu.
KIYAMET 150 MİLYAR TL İÇİN KOPTU
Kalan bu paraların personel yatırımları, eğitim, savunma, yollar, hastaneler gibi kamuya hizmet aktarımına gittiğini söyleyen Mehmet Muş, ‘Birileri bu 150 milyar Türkiye'de kalınca ne yapacaklarını, bu parayı nasıl kendi taraflarına çekeceklerini bilemedi ve 17 Aralık'ta düğmeye bastılar.. İşte birilerinin rahatsızlığı buradan ortaya çıkıyor. Biz inanın yüzde 4,61'lik oranı kırsaydık Türkiye çok farklı yere gidecekti. 2002'de Türkiye ortalama 9 ayda bir borç planı yapıyordu. Şimdi oran 6 yılın üzerine çıktı. 75 aya çıktı. Artık koalisyon hükümetleri değil güçlü bir iktidar var ve 11 yıldır bu ülkenin başında' dedi.
Muş, ‘17 Aralık operasyonu a Türkiye'yi tekrar eski haline getirmek isteyenlerin operasyonudur. İstikrarı bozmaya çalışmışlardır. 2023 hedeflerini gasp etmek isteyenlerin projesidir. Toplumun en hassas olduğu yolsuzluk kılıfına girilerek hem hükümeti hem de partiyi töhmet altına almak hadisesidir' derken  Başbakan Erdoğan'ın en fazla üzerine gittiği sorunun yolsuzluklar olduğunu söyledi.
2023'ÜN TÜRKİYE'SİNİ ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR

‘Türkiye'nin 10 yıllık istikrarını bozmaya yönelik bu hareketleri milletimiz gördü' diyen Muş, ‘Bu yapılan bir yargı darbesidir. Türkiye'nin kazanımlarını silip her şeyi tersine çevirmek isteniyor. Ancak millet bunları görüyor. Bir siyaset mühendisliği yapıldığını farkında. Biz bu büyüme hızımızla tahminlere göre 2023'te ABD ve Almanya'dan sonra dünyanın en güçlü ekonomik güçleri arasına girecek. Parti olarak, bu tarz yıpratma ve yıkma girişimleri eski Türkiye'nin son çırpınışları olarak değerlendiriyoruz' dedi.

Muş ayrıca ne zaman Türkiye atağa kalksa bu tür girişimler belirli kesimler tarafından sahneye konulduğunu söylerken şunları ifade etti;

Geçmişte 367 krizi yaşadık, partimize kapatma davası açıldı, Gezi Parkı olayları oldu ve son olarak da yerel seçimler öncesinde paralel devlet yapılanması ile zamanlaması manidar operasyonlar oluyor. Bundan öncekileri nasıl savuşturduysak bunu da atlatacağız. Yani özetle senaryo aynı figüranlar farklı.

HALK BANKASI HEDEF YAPILDI
AK Parti'nin göreve geldiği 10 yıl öncesine kadar tüm kamu bankaları zararda olduğunu ve kredilerin geri dönmedğini ve her yıl bütçeye ciddi masraflar getirdiğini söyleyen genç milletvekili ‘Şimdi bu bankalar 31,5 milyar TL hazineye vergi öder duruma geldiler. Bunların başında ise Halk Bankası geliyor. Biz iktidara gelmeden önce 2002'de, Halk Bankası'nın verdiği kredilerin yarısı takipteydi. Şimdi ise bu oran genel olarak yüzde 2,8'lerde. Halk Bankası'nınki ise yüzde 2,6'larda.  Aslında bu oranlar bile oynanmak istenen oyunların niyetini en iyi biçimde ortaya koyuyor' dedi.

Muş son olarak, 17 Aralık operasyonunun kimlere hizmet için yapıldığını da şöyle anlattı: 

İran ve Azerbaycan'la Türkiye'deki enerji anlaşmaları son olarak Hindistan'la yapılan anlaşmaların maliyet boyutu Halk Bankası üzerinden sağlanacaktı. Kuzey Irak'tan akacak petrolün para transferinin de Halk Bankası üzerinden yapılması planlanıyordu. Buna Amerikan FED de talipti ve FED bu işi aldı. Yani 17 Aralık operasyonunu yapanların kime hizmet ettiği de açıkça belli oluyor.