DİYARBAKIR bağımsız milletvekili Leyla Zana, BDP'nin bütçeden tek kuruş para almadığını, bu eksikliğin partilerinin değil, sistemin kendi sorunu olduğunu belirterek, "Bu vatandaşın vergisini alıyorsun, askere götürüp emeğini bir biçimde kullanıyorsun, her türlü üretimine ortak oluyorsun ama söz konusu Kürdistan, Kürtler oldu mu bütçeden pay ayırmayacaksın. Bizde diyoruz ki; bu sistem çürümüş, bu sistem paslanmış ve bu sistem kokuşmuş. Alternatif olarak kendi sistemimizi zaten inşa etmeye başladık"dedi. 
BDP'nin Diyarbakır'ın Hazro ilçesinde düzenlediği mitinge katılan Diyarbakır bağımsız milletvekili Leyla Zana, traktör römorkundan oluşturulan platformda seçmenlere seslendi. Türkçe ve Kürtçe konuşan Leyla Zana, Kürtlerin milyonlardan oluşan bir millet olduklarını ancak Kürtler adına siyaset yapan gruplarının küçük olduğunu belirterek, "Biz ne kadar çalışsak size yetemiyoruz. Ne çalışmada, ne akılda, ne de konuşma konusunda size yetemiyoruz. Hepiniz bir filozof gibi siyaset yapıyorsunuz. Onun için gittiğim her yerde söylüyorum bizim yaptığımız işi artık kendimiz için yapmıyoruz. Bu 12-13-14 -15 yaşındaki çocuklar için çalışıyoruz. Büyüsünler ki topluma yanıt cevap olsunlar diye çalışıyoruz. Çalışmalarımız çok yoğun, sayısal olarak azınlıktayız. Vizyon olarak da aslında size yetmiyoruz. Halkın beklentileri çok fazla ama bizim gücümüz çok sınırlı"dedi.
"ALTERNATİF SİSTEMİMİZİ İNŞA ETMEYE BAŞLADIK""
Zana, bu topraklarda yaşayan herkesin yıllık vergisini ödediğini ama BDP'nin bütçeden tek kuruş para almadığını da ifade ederek, "Bu eksiklik partimizin değil, sistemin ta kendisinindir. Bu vatandaşın vergisini alıyorsun, askere götürüp emeğini bir biçimde kullanıyorsun, her türlü üretimine ortak oluyorsun ama söz konusu Kürdistan Kürtler oldu mu bütçeden pay ayırmayacaksın. Bütün 3 partinin ortak kararı ile bunu bütçe alımı dışında tutacaksın. Bizde diyoruz ki bu sistem çürümüş, bu sistem paslanmış, ve bu sistem kokuşmuş. Alternatif olarak kendi sistemimizi zaten inşa etmeye başladık. Ortadoğu sistemlerinin aslında tümü çürümüş. Neden çürüdüğünü sizler benden çok daha iyi biliyorsunuz. Çünkü kadın sistemin, hayatın ve yönetimlerin içerisinde özgür iradesi ile yerini almadığı için sistemler çürüdü. Bizde bunun alternatifini inşaa etmeye başladık. Her yerde 1 kadın 1 erkek eşit düzeyde sorumlu olarak biri kadının sorunlarına yoğunlaşacak diğeri  kentin hizmetlerine yoğunlaşarak birlikte ortak size hizmet edecekler. Bizde diyoruz ki inşallah buradaki rüzgar batının bütün illerine yayılır ve bütün siyasi partiler eş başkanlık sistemini alır kurumsallaştırır ve böylece topluma cevap olur. Bu sistemin herkese faydası var"diye konuştu. 
"KEŞKE BU ACILAR HİÇ YAŞANMASIYDI" 
Leyla Zana konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ülkenin bir tek çıkış noktası vardır. Ortaklaşmaktır. Ortaklaşırken, sadece Kürtlerle devlet değil, toplumun herkesimi ile ortaklaşmaktır. Kadını ile erkeği ile hem sorumluluğu eşit düzeyde almak hem temsiliyeti eşit düzeyde olmak. O yüzden Hazro'da bunun her fertten oy istiyoruz. Bu oy sadece bir ilçenin hizmeti için değil, çocuklarımızın geleceği için de önemlidir. Sayın Öcalan'ın başlattığı demokratik mücadelenin kalıcılaştırılması için de önemli. Bu ülke çok çok acılar çekti, Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkezi ile Gürcüsü ile bu ülkede yaşayan herkes çok büyük acılar çektikten sonra sorunun ne olduğunu anlayabildi. Keşke bu acılar hiç yaşanmasıydı keşke 30 yıl önce bu halk kendi rengi ile kendi sesi ile kendi varlığı ile demokratik alanda kendisini gösterebilseydi. Ama bedeller ödenerek bu alan açıldı. Umuyorum ve diliyorum ki bu süreç kalıcılaşır ve bizden sonraki nesiller değil, torunlarımız bile bu acılarla hiç tanışmamış olsun."
"KÜRTÇE OKUMA YAZMA İLE TÜRKÇE'Yİ ZİNDANLARDA ÖĞRENDİM"
Zana, bir insan ne kadar dil biliyorsa o kadar kendisi ve toplumu için yararlı olabiliceğini de ifade ederek, "Biz dilimizi de eksik öğrendik. Dilimizde eğitim göremedik. Kürtçe okuma ve yazmayı zindanda Mehmet Uzun'un kitaplarından öğrendim. Kendi kendine öğrendim. Bir kişi istedikten sonra hiçbir engel onun önünde duramaz. Türkçe'yi Diyarbakır zindanının kapısında öğrendim. Burada çocukları 22-29 yıldır cezaevinde olan anneler var. Herkes bilsin ki tutuklananlar sadece cezalandırılmıyor, annesi, babası, kardeşleri ailesi ve toplam cezalandırılıyor. Artık bu cezalandırmanın sonu gelmiştir. İlk günde bu cezayı hak etmemiştik. Bugün binlerce insanımız cezaevinde ise sayın Öcalan ile birlikte hepsi bu alanda demokratik bir yaşam içerisinde özgür yaşamak içindir.Bunların bir suçu yoktur. O suç işleyenler hırsızlık yapanlar, fesatçılık yapanlar ellerini kollarını sallayarak dışarı da geziyorlar. Bu seçimden sonra ikinci nevruzu kutlayacaksınız "diye konuştu.
ÖCALAN'IN KADINLARA BAKIŞ AÇISI
İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan'ın kadınlara bakış açısını da anlatan Zana, "Sayın Öcalan yaptığı işin yüzde 80'inin kadının özgürlüğü için olduğunu söylüyor.  Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez diyor.  Onun için 5 bin yıldır kadına yapılan zulmün sona ermesi gerekiyor. Kadının yoldan çıkıp erkeğe zulüm etmesini de kabul etmediğini söylüyor. Kadın ne erkeğin arkasında ne de önünde yürüsün istemiyor yanında yürüsün istiyor. İki özgür insan gibi yaşamı paylaşmalarını istiyor.Bu Öcalan'ın sözüdür kulağımıza küpe yapmalıyız"diye konuştu. 

  BB-FA(GG/AK)FOTOĞRAFLI