Türkiye Barolar Birliği(TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu Silivri Cezaevi'nde İlker Başbuğ, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan ve Bilgin Balanlı'yı ziyaret etti. Feyzioğlu, "İçeridekiler şu mesajı tekrar tekrar verdiler: Rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonuna kadar devam etsin ama sakın birileri bizi yolsuzluk soruşturması yapılıyor diye burada unutmaya veya takasa kalkmasın" ifadelerini kullandı. Vardiya Bizde Platformu üyeleriyle vedalaşan Feyzioğlu, alkışlarla ve 'Türkiye seninle gurur duyuyor', şeklinde atılan sloganlar eşliğinde Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nden ayrıldı.
Metin Feyzioğlu Silivri Cezaevinde Ergenekon Davası tutukluları Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan'la Balyoz Davası hükümlüsü Harp Akademileri eski Komutanı emekli Orgeneral Bilgin Balanlı'yı ziyaret etti. Feyzioğlu, ziyaretin ardından 'Vardiya Bizde Platformu' üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Feyzioğlu, TBB olarak bir süredir devam eden krizin çözümü için ciddi formül arayışı ve çaba içerisinde olduklarını belirterek, hukuk devleti ve demokrasiyi yeniden tesis için mücadele ettiklerini söyledi.
"YARGININ KENDİ ONURUNU TEMİZLEYECEĞİ BİR FORMÜL İLERİ SÜRÜYORUZ"
Bir yanda Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli yolsuzluk soruşturmasının yürüdüğünü, bu soruşturmanın gittiği yere kadar götürülmesi, soruşturmanın önlenmesine dair algı yaratacak her türlü girişimden kaçınılması gerektiğini kaydeden Feyzioğlu, "Fakat bu konuyu şu anda mücadelesini verdiğimiz diğer konuyla, hukuk devleti ve demokrasinin yeniden inşasında hayati önem verdiğimiz, şu anki görüşmemizin temelini teşkil eden konuyla karıştırmamak gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. Feyzioğlu, ülkenin en yetkili ağızlarından çıkan 'Yargının içerisinde bir paralel devlet oluşumu var' ve 'TSK'ya Ergenekon ve Balyoz davalarıyla kumpas kuruldu' sözlerini duymazdan gelmelerinin mümkün olmadığını vurguladı. TTB'nin görevinin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak olduğunun altını çizen Feyzioğlu, "Yaklaşımımız herhangi bir davayla, herhangi bir kişiyle sınırlı değil. Elimizde cayır cayır yanan sorun şudur; Temmuz 2012'de Özel Yetkili Mahkemeler'in (ÖYM) kaldırılmasına karar verilirken, dünya hukuk tarihinde eşi benzeri görülmemiş büyük yanlışlık yapıldı. Bu mahkemelerin ellerindeki işleri bitirinceye kadar çalışmalarına karar verildi. Fevkalade yanlış oldu. Bahsettiğimiz değişiklik geçici 2'inci madde değişikliğidir. Bu madde nedeniyle bugün Türkiye'de ciddi bir hukuk trajedisi yaşanmaktadır. İşte biz bu madde olmasaydı noktasından yola çıkarak bir yasama çözümü ve ardından da yargının yine kendi onurunu temizleyeceği bir formül ileri sürüyoruz" ifadelerini kullandı.
'FEYZİOĞLU FORMÜLÜ'
Feyzioğlu, bu formulü şu şekilde anlattı:
"Birinci olarak geçici 2'inci maddenin kaldırılması suretiyle özel görevli mahkemeler tamamen kapatılacaktır. İkincisi şu an özel görevli mahkemelerce verilmiş ve Yargıtay'da görülmekte olan henüz kesinleşmemiş olan davaların bir kanun hükmüyle bozulması ve yeniden yargılanması bu şekilde sağlanacaktır. Üçüncüsü, yine Temmuz 2012'den sonra verilmiş ve kesinleşmiş olan davalarda da bu hükümleri, TBMM tarafından antidemokratik olduğu sabit görülmüş mahkemeler verdiği için yeniden yargılamanın yolu açılmaktadır."
"BİZİ CELLATIMIZIN İNSAFINA MI TERKETMEK İSTİYORLAR"
Feyzioğlu, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun bazı basın-yayın organlarında yer alan "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, CMK 310'a dayanarak hükmün 'sanık lehine' bozulması için Yargıtay'a başvurabilir. Bu durumda dosya Ceza Genel Kurulu'nda görülür. Oradan tahliye ve beraat yolunda karar çıkabilir" şeklindeki formülüne de değindi. Kanadoğlu'nun iyi niyetinden şüphesi olmadığını dile getiren Feyzioğlu, cezaevinde görüştüğü kişilerin bu formülü "Bizi cellatımızın insafına mı terketmek istiyorlar" diye değerlendirdiklerini aktardı.
"ÇİFT BAŞLI YARGIYI SONLANDIRMAK ZORUNDAYIZ"
Çift başlı yargıyı sonlandırmak zorunda olduklarını belirten Feyzioğlu, "Biz gerçekçiyiz, ayaklarımız yere basıyor, dünyayı gerçeği gösteren gözlüklerle görmekten başka çaremiz yok. Özel Görevli Mahkemeleri kapatmadığımız, Türkiye'deki çift başlı yargıyı sonlandırmadığımız, Yargıtay ve mahkemelere 'Bu davalara yeniden bakacaksın' şeklinde mutlak bir kanun hükmüyle yasama emri getirmediğimiz, yasa tarafından bunların yeniden görülmesini zorunlu kılmadığımız takdirde çözüm olmayacaktır. Mahkumiyet kararlarının üzerine birer çivi daha çakılmış olacaktır" diye konuştu.
Konuşmasında "Yıllardır ama yıllardır bu devletin içerisinde çift başlı bir ceza yargısı olmamalıdır diye kaldırılmasını talep ettiğimiz özel görevli mahkemeleri ve yanı sıra Terörle Mücadele Mahkemelerini kaldırmaktan başka çaremiz yoktur" diyen Metin Feyzioğlu, "Bu, Ergenekon, Balyoz, Şike veya bir başka ismi olan davaya münhasır, onlarla sınırlı değildir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan tüm insanlar, yurttaşlar içindir. Hukukun üstünlüğünü belli kişiler için değil tüm yurttaşlar için istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"SUÇSUZ OLDUĞUNU HAYKIRANLAR AF DEĞİL ADİL YARGILANMA İSTİYOR"
Başbuğ ve konuştuğu diğer kişilerin "Biz, bu hükümlerin zaten hukuka aykırı olduğunu, masum olduğumuzu biliyoruz. Millet de biliyor ama en yetkili ağızlardan TSK'ya bu anılan savalarla kumpas kurulduğu ifade edildiğine göre hükümlerin şekli meşruiyeti dahi kalmamıştır diyorlar" dediklerini aktaran Feyzioğlu, "Önümüzde bir af görünmemektedir. Suçsuz olduğunu haykıran insanlar af değil, adil yargılanma adil yargılamanın sonunda beraat istemektedirler. Öte yandan siyasi iktidar da defalarca bir affın olmayacağını dile getirdi. Af bir seçenek olmaktan çıktıktan sonra geriye yargı yoluyla temizlemekten başka bir çözüm kalmıyor.
Feyzioğlu, bugün dahi tutuklulukta azami sürenin uzun olduğunu, yasama organının tutuklulukta azami süreyi 2 yılla sınırlayan bir düzenleme yaptığı anda yargının bunu tespit edip tahliye kararı vermesinin kaçınılmaz olacağını söyledi. Metin Feyzioğlu, hükümlüler konusunda ise yeniden yargılama başladığı anda bu kişilerin "Hükümlü sıfatları ortadan kalkıp yeniden yargılanan kişilere" dönüşecekleri için yargılanmaya başladıkları andan itibaren mahkemelerce derhal tahliye kararının verilmesinin mümkün olduğunu dile getirdi.
Metin Feyzioğlu konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "İçeride görüştüğünüz kişiler sizin önerilerinize koşulsuz destek verdiler mi?" şeklindeki sorusunu, "Koşulsuz destek aldık" şeklinde yanıtlayan Feyzioğlu, "Sizlerin sorduğu soruları bana da sordular. Aynı kaygıları 'Peki de ne zaman' şeklinde bana da dile getirdiler. Yasamanın önünü açmasıyla yargının temizlemesi lazım bu işi. Eğer çıkarılacak kanun hükmünde tutuklulukta azami süreyi makule indirirsek, gerekçe gösterme zorunluluğunu tazminatla besleyebilirsek ve katalog suçları kaldırabilirsek çok hızlı çözülür. Bu Türkiye'deki bütün yurttaşları ilgilendiren bir karar olur" ifadelerini kullandı.
İÇERDEKİLERDEN MESAJ
Çözüm formülünün nasıl bir sürede işleyeceği şeklinde bir soru üzerine ise Feyzioğlu, "Kanun çıkar. Bu kanunun bugün isteseler bir haftada 10, 15 günde çıkartırlar. Bu kanun çıkar ardından Yargıtay görev noktasından bir günde bozar. Genel mahkelemelere gönderir. Onlar da eline alır 'Bu kişiler bunca yıldır içeride duruyorlar, kaça ve delilleri karartma tehlikesi yok' der. Ve aynı gün kararını verir ve isterse tahliye eder" şeklinde yanıt verdi. Cezaevinde görüştüğü kişilerin, önerdiği formülün işleyeceği düşüncesinde olduklarını dile getiren Feyzioğlu, "İçeridekiler şu mesajı tekrar tekrar verdiler; rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonuna kadar devam etsin ama sakın birileri bizi yolsuzluk soruşturması yapılıyor diye burada unutmaya veya takasa kalkmasın" ifadelerini kullandı.
"PERŞEMBE GÜNÜ TBMM BAŞKANI İLE GÖRÜŞECEĞİZ"
Feyzioğlu, "Diğer parti liderleriyle görüşecek misiniz?" şeklindeki soruya ise "Bu sabah saat 09.00 itibariyle diğer partilerimizden randevu talep edildi. Sayın TBMM Başkanımızdan da randevu talep ettik. Kendileri yurt dışındaymış. Sanırım kendisiyle perşembe günü görüşeceğiz. Mecliste grubu bulunan partilerimizin genel başkanları ve parti yöneticileriyle de mümkünse aynı gün sırasıyla görüşmek istiyoruz" şeklinde yanıt verdi. Feyzioğlu'nun açıklamalarının ardından Vardiya Bizde Platformu üyeleri de bir basın açıklaması yaptı. Balyoz Davası'nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Deniz Kurmay Albay Barbaros Büyüksağnak'ın eşi Güliz Büyüksağnak'ın okuduğu basın açıklamasında, "Biz Balyoz Davası ve diğer subay ve astsubaylara yönelik davalarda hukusuzca yargılanan sanıkların yakınları olarak Barolar Birlyiği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu başlattığı süreci çok olumlu ve sevindirici buluyoruz. Bu süreci sadece kendi babalarımız veya yakınlarımız adına değil, siyasi menfaat uğruna haksızlığa uğrayan tüm mahkumların acil olarak özgürlüklerine kavuşması adına da destekliyoruz" ifadelerine yer verildi.
"TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR"
Açıklamaların ardından Vardiya Bizde Platformu üyeleri, yoğun ilgi gösterdikleri Feyzioğlu ile ayak üstü sohbet ettiler. Bazı üyeler, tutuklu ve hükümlü yakınları için adeta umut ışığı olan Feyzioğlu'ndan bilgi almaya çalışırken, bazıları da endişelerini dile getirdi. Vardiya Bizde Platformu'ndan bir kadının "İki güç arasındaki durumlar değişir ve tekrar aralarında bir yakınlaşma olursa bu sürecin etkilenmemesi için yapılabilecek bir şey var mı?" şeklindeki sorusuna Feyzioğlu, "Bakın ben bu yola çıkarken ne iktidara, ne muhalefete ne de iktidarın bir kanadı olduğu söylenen yapıya güvendim. Biz bir tek hukuka, hukukun evrensel ilkelerine ve bunlara sahip çıkacağına inandığım millete güveniyorum. Başbakanın ağzından 'yeniden yargılama' lafı çıktı mı? çıktı. Cumhurbaşkanı 'bu iş çözülmeli' diyor mu? diyor. Bunun formülünü biz net bir şekilde ortaya koyduk mu? Koyduk. Bu formül tutar ve işler noktasına bu ülke geldi mi? geldi. Bu noktadan sonra asıl bunu örtbas ettirmeyelim. Bu ülkenin başbakanı 'paralel devlet vardır' ve özel yetkili mahkemelerde yapılanmıştır anlamına gelen ya da en azından bizim öyle anladığımız cümleler kuruyorsa özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için tam bir toplumsal mutabakat oluşmuştur" şeklinde yanıt verdi. Sohbetin ardından Vardiya Bizde Platformu üyeleriyle vedalaşan Feyzioğlu, alkışlarla ve 'Türkiye seninle gurur duyuyor', şeklinde atılan sloganlar eşliğinde Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nden ayrıldı.