Tufan HAMARAT/İZMİR, () - İZMİR’in Urla İlçesi’ndeki Hacılar Koyu’nda, 17 Aralık sürecinde ortaya çıkan telefon dinlemeleriyle gündeme gelen villaların bulunduğu 20 hektarlık alanın 1'inci derece SİT alanından 3'üncü derece SİT alanına dönüştürülmesiyle ilgili İzmir Valiliği önünde basın açıklaması yapıldı. CHP’li milletvekillerinin de destek verdiği açıklamada, İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, “Bakanlık onayladıktan sonra oradaki kaçak yapılar yasal hale getirilmiş olacaktı. Bu karar kesinleştikten sonra "Sayın vekilimiz ve avukatlarla bölgenin 3'üncü derece SİT’e çevrilmemesi için dava açıyoruz" diye konuştu.
İzmir Valiliği önündeki basın açıklamasına, CHP’li İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, CHP İzmir milletvikilleri Alaattin Yüksel, Musa Çam, Rıza Türmen ve İzmir Barosu’ndan avukatlar Şehrazat Mercan ile Ayşegül Altınbaş katıldı. Urla Hacılar Koyu’ndaki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu öne sürülenlerin de aralarında bulunduğu belirtilen 16 villa hakkında, daha önce İl Encümeni tarafından yakım kararı alındığını hatırlatan Değirmenci, şöyle dedi:
"Bunlara kaçak ve ruhsatsız olduğu için ceza kesildi, sonra da yıkım kararları alındı. Bu kararlar alındıktan sonra, burasının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün çalışması sonucunda 1'inci Bölge Komisyonu tarafından 1'inci derece doğal SİT’ten 3'üncü derece doğal SİT’e çevrilmesi için karar alındı. İzmir’in dışından bilirkişi heyeti oluşturularak rapor hazırlanıp, 3. derece doğal SİT’e çevrilme kararı alındı. Bu karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ulaştırıldı ve bakanlık onayladıktan sonra oradaki kaçak yapılar yasal hale getirilmiş olacaktı. Bu karar kesinleştikten sonra biz sayın vekilimiz ve avukatlarla bölgenin 3'üncü derece SİT’e çevrilmemesi için dava açıyoruz."
"KİŞİYE ÖZEL KARAR"
İzmir İl Encümeni’nin geçmiş yıllardan buyana İzmir ve çevresinde bin 150 yıkım kararı aldığını dile getiren Değirmenci, şöyle konuştu:
"Bu yıkım kararlarının 370’i doğal SİT, arkeolojik SİT ve kentsel SİT alanında bulunuyor. Doğal SİT alanında bulunan yalnızca 150 yıkım kararı var. Bu 1'inci derece SİT’ten 3'üncü dereceden SİT alanına çevrilmesi kararı sadece bu 16 villanın bulunduğu yerdeki 20 hektarlık alan için alındı. Halbuki 370 tane bu SİT alanına giren bina mevcut. Sadece 16 villa için böyle bir karar alınması, kişiye özel alınan bir karar olduğunu göstermektedir. Buradaki, sonradan yapılan yani Başbakan’a hediye edileceği telefon konuşmalarında ortaya çıkan 4 villa için şimdiye kadar ne ceza ne de tespit tutanağı alındı. Daha önceki villalara hem yıkım hem de ceza kararı alındı, ama Başbakan’a hediye edilecek villarlarla ilgili hala İzmir Valiliği Özel İdaresi herhangi bir tespit tutanağı yapıp, ceza kesip, bu villalar hakkında yıkım kararı almadı. Memurlar da korkudan buraya gidemiyor."
31 AVUKAT TAKİP EDECEK
Türkiye Çevre ve Ekoloji avukatları adına konuşan İzmir Barosu avukatlarından Şehrazat Mercan, 31 avukat olarak bu işin hukuki çalışmasını üstlendiklerini anlatırken şöyle konuştu:
"Serdar bey ve Alaattin bey vekaletnamelerini bize verdi. Önce yapılaşma yapılıp sonra ona uygun rapor ve SİT derecesi değerlendirmesi yapılmaz. Buradaki herşey bir hukuk garabeti. Bu yarımadada, kıyıda, tarım arazilerinde çok küçük tarım aletlerinin konulması için yapılan geçici binalar nedeniyle ağır ceza mahkemesinde yargılanan yöre halkı var. 1995’te burada SİT kararı alınmasından sonra, haklı olanların bile hiçbir şekilde sorunlarıyla ilgilenilmedi. Ama bu koyda, çok lüks yapı ve özel iskeleler için hem doğa hem de hukuk katliamı var. İyi bir çalışma yapıp bu ayıbın ortadan kaldırılmasını istiyoruz."
"VİLLALAR, BAKAN, VALİ VE İKİ MÜDÜR YEDİ"
CHP’li Alaattin Yüksel de süreç hakkında bilgi verirken 2010’da bu bölgeyle ilgili 1 No’lu Kurul'un, yıkım kararı aldığını, bu karardan sonra önemli gelişmelerin görülmeye başlandığını söyledi. Yüksel, şöyle devam etti:
"Bir kere o kurullar dağıtılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu doğal SİT alanları alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrediliyor. Oranın eliyle çözmenin daha kolay olacağı düşünülüyor. Bu arada sanıyorum, bir bakan da yenmiş oluyor. Bu sürede Ertuğrul Günay da bakanlıktan alınmış oldu. Bu kaçak villalar, bir bakan, bir vali ve 2  çevre müdürü yiyor. Bu alanda, 1'inci derece doğal sitten 3'üncü derece doğal site çevrilirken, buradaki konuyu parlamentonun gündemine taşımaya çalıştık, Mart başında verdiğim soru önergesine hala yanıt verilmedi. Normalde 15 gün içinde yanıtlanması gerekiyor ama “işlemde' deniyor. Yine telefon görüşmelerinde var, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Genel Müdürü ile Urla Kaymakamı’nın görüşmeleri var, Latif Topbaş ile görüşmeler var. Orada şöyle bir şey ortaya çıkıyor, yönetmeliği değiştirmek istiyorlar, ama yönetmeliği değiştirirlerse herkes yararlanır. Oysa kendilerini kurtarmaya çalıştıkları için yönetmelik değişikliğinden vazgeçiyorlar. Bir de araştırma önergesi verdik, İzmir ve Türkiye’deki kültürel ve tarihsel mirasımızla ilgili yapılan talan ve yağmanın ortaya çıkması için bir komisyon kurulmasını öneriyoruz. Bu konuyu da tartışmaya açacağız. Hem Urla hem de Kemalpaşa’da batının Zeugması dediğimiz bölgede Latif Topbaş süpermarket yapmak istiyor. Ama orada mozaikler çıkıyor. Kültür Bakanı ile Latif Topbaş telefonda konuşuyor ve oradan kaldırılacağını söylüyor, bir de duvarların çıktığını söyluyorlar. Sonra da yapacak iş kalmayınca, burayı bakanlığa satmaya kalkıyorlar."
Açıklama sonunda, ceketinde AK Parti rozeti bulunan bir kişi, daha önce belediyede çalıştığını belirterek, politik sömürü yapılmaması gerektiğini söyledi. Buna tepki gösteren CHP’li olduğunu belirten kadın da kendisine tepki gösterince kısa süreli gerginlik oldu.
Basın açıklaması tamamlandıktan sonra, avukatlar Şehrazat Mercan ile Ayşegül Altınbaş, İzmir İdaresi Mahkemesi’ne, Urla’daki bu villaların bulunduğu 20 hektarlık alanın 1'inci derece SİT alanından 3'üncü derece SİT alanına dönüştürülmesi kararı hakkında yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle başvuruda bulundu.

TH(AÖ/İD) (FOTOĞRAFLI)