Hakan KABAHASAN0ĞLU/ GİRESUN, () - GİRESUN Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 'Uluslararası Kadın Sempozyumu ve Sanat Çalıştayı', Giresun Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Aygün Attar'ın yılın annesine plaket vermesi ve sonuç bildirgesini okumasıyla  sona erdi.
Giresun Üniversitesi Güre Yerleşkesi konferans salonunda yapılan çalıştay, 29 ülkeden aralarında sanatçıların da bulunduğu 70 akademisyenin katılımıyla dün başlamıştı. Bugün sona eren çalıştayın, sonuç bildirgesini okunmadan önce Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Muhasebe bölümü 1. sınıf öğrencisi engelli Naim Öztürk’ü hergün okula götürüp getiren annesi Münevver Öztürk’e yılın annesi plaketi verildi. Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar, iki gün boyunca dünyanın dört bir yanından katılan akademisyenlerle hukuki, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla kadın sorunlarını tartıştıklarını vurguladı. "Gördük ki, Asya’dan Afrika’ya ve Amerika’ya kadar bütün kadınlar değişen boyutlarda ve oranlarda birçok sorun yaşamakta. Bütün bu sorunların kaynağı, kadının biyolojik farklılığına dayandırılan ikincil konumudur, yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir” diyen Attar, konuşmacıların sunumları doğrultusunda belirlenen sorunları da şöyle açıkladı: "Kadınlar, erkeklerden, kamusal alanlarda açık bir şekilde şiddet gördükleri gibi ev içinde de örtük bir şekilde şiddet görmekte. Kadına şiddeti önlemeye yönelik yasalar yapılmasına rağmen bu şiddet engellenemiyor. Kadınlar eğitim, siyaset ve ekonomi gibi kurumlarda erkeklerle eşit oranlarda yer alamıyor. Birçok meslek dalı erkek hakimiyetinde olduğu için bu mesleklerde yer alan kadınlar ayrımcılık ve işyerinde psikolojik şiddete maruz kalıyor."
Rektör Attar, sorunlara yönelik çözüm ve eylem planlarını da şöyle sıraladı: "Öncelikle toplumsal eşitsizlik meselesinin sadece kadınları ilgilendiren bir mesele olmadığını, siyasi, ekonomik, toplumsal ve hatta psikolojik bir sürü arazlara neden olabilecek kadar geniş kapsamlı bir mesele olduğunu kabul etmemiz gerekir. Meselenin boyutlarını bu şekilde ortaya koyduktan sonra siyasi irade, her kurumda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik ne yapılması gerektiğine dair kararlar alıp uygulamaya koymalıdır. Fakat toplumsal cinsiyet eşitliği kurumlarda kadın ve erkekler arasında sayısal eşitliği sağlamakla halledilebilecek bir mesele de değildir. Çünkü bir kurumda kadın çalışanın oranı erkekle aynı olsa bile, eğer kadınlar içselleştirilmiş bir erkek egemen zihniyetine sahiplerse bu eşitliğin faydası sorgulanır hale gelir. Arzuladığımız şey sadece sayısal eşitlik değil, iki cinsiyetin kendi farklılıklarını kabulündeki eşitliktir. Yani bir kadın erkek hâkimiyetinin olduğu bir meslekte erkek zihniyetine sahip olarak var olmak zorunda kalmamalıdır. Kadın ve erkeğin farklı ama eşit olabileceklerine dair bir zihniyet dönüşümü yaratabilmek için zihniyeti yoğuran kaynaklara bakmak gerekir. Bunlar içerisinde eğitim sistemine ve bu sistem içinde okutulan ders kitaplarına, yazılı ve görsel medyaya bakmak gerekmektedir."
Prof.Dr. Aygün Attar, bildirgeyi anneler gününü kutlayarak ve Nijerya’da bir terör örgütü tarafından kaçırılan 200’den fazla kız çocuğunun bir an önce annelerine kavuşmasını temenni ederek tamamladı.
Daha sonra söz alan Alberta Üniversitesi’nden Philomina Okeke de, sempozyumu şöyle değerlendirdi: "Afrika’daki cinsiyet çalışmaları yapıyorum. Gelişmekte olan bir ülkenin katılımcısı olarak bu tarz deneyimleri dinlediğimde her zaman çok mutlu oluyorum. Çünkü inanılmaz bir çeşitlilik oluyor bizim için. Giresun Üniversitesi çok önemli bir rol oynadı, yeni bir üniversite olarak, kadın çalışmaları alanında çok iyi bir profil sergiledi. Bizler dünyanın farklı ülkelerinden geldik, burada neler olduğunu gördük öğrendik. Yeniden gelmeyi de ümit ediyoruz. Üç amaca ulaştık. Biraraya geldik, konuştuk, uzun vadede neler yapabileceğimizi tartıştık, öğrencilerle de karşılıklı etkileşimde bulunduk, neler çalışabileceklerini görüştük ve bilgilerimizi paylaştık."

HK (TM/RT) (FOTOĞRAFLI)