ŞIRNAK'ın Uludere İlçesi'nde Irak sınırında düzenlenen 34 kişinin öldüğü hava operasyonunun 100'üncü haftasında konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, "Askeri savcılığın bu soruşturmayı adil ve tarafsız yürütmesi mümkün değildir" dedi.
Uludere'nin Irak sınırında 28 Aralık 2011 gecesi düzenlenen hava operasyonunun 100'üncü haftası nedeniyle Diyarbakır Barosu'nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, olayda yakınlarını kaybeden aileler ve bunların avukatları Meral Danış Beştaş ile Mehmet Emin Aktar katıldı. Uludere olayında insan haklarının en ağır ihlali ve bir katliamın görüldüğünü öne süren Baro Başkanı Tahir Elçi, şöyle dedi:
"2 yıla yakın süre geçmesine rağmen, bu katliamın failleri tespit edilmedi. Binlerce insan adalet bekliyor. Ama adalet bir türlü gerçekleşmiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi defalarca bu konularla ilgili ihlal kararı verdi. Bir türlü bu kararların gereği yerine getirilmedi. Roboski'de bu katliamın sorumluları 2 yıla yakın süredir uluslararası insan hakları standartlarına uygun soruşturulmuyor. 34 sivil insanın ölümüne ilişkin bu çok ağır suçun soruşturulması, askeri yargıya havale edilmiştir. Bizzat askeri makamların sorumlu olduğu, talimatını vererek bu eylemi gerçekleştirdiği, dikkate alınırsa askeri savcılığın bu soruşturmayı adil ve tarafsız sürdürmesi mümkün değildir. Bir an önce soruşturma dosyası sivil savcılara havale edilmelidir. Soruşturmanın hızlı sonuçlandırılması, ilgili bütün yetkililerin kimliklerinin tespiti ve hızlı adalet önüne çıkarılmasını bekliyoruz."
"DEVLET GÖREVLİLERİ CEZADAN MUAF KALIYOR"
Elçi, söz konusu olayda kanıtların toplanmadığını, faillerinin adalet önüne çıkarılmadığını, ağır suçu işleyen devlet görevlilerinin cezadan muaf kaldığını, bu suçun BM Uluslararası Ceza Mahkemesi görev alanına girdiğini öne sürdü. Elçi, Türkiye'nin bu sözleşmeye taraf olmaması nedeniyle hukuki ve prosedür sıkıntıları ile karşılaştıklarını  anlatırken, şunları ekledi:
"Türkiye'nin Roma Tüzüğü'ne taraf olmaması nedeniyle, Roboski ile ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yapılan başvuru, reddedildi. Temel amacımız; faillerin kimliklerinin tespiti ve hızlı soruşturulmalarıdır. Bu durumları değerlendririp Anayasa Mahkemesi ve AİHM yolunu değerlendirebiliriz. Roboski soruşturmasının seyri aynı zamanda Türkiye'deki yetkililer için test niteliğindedir. Soruşturmanın gidişatı ve sonucu hükümet açısından bir samimiyet testidir."
Hayatını kaybedenlerin aileleri adına konuşan Veli Encü ise, bugüne kadar devletten sadece adalet istediklerini, sabah araçlarında 'Roboskiye adalet' yazılı küçük pankart astıklarını yolda sürekli durdurularak, "Yaptığınız suçtur" denilerek uyarıldıklarını söyledi. Encü, "Geçen hafta bir duruşmaya girdik. 7 yıl hapis cezası ve 50 bin lira idari para cezası ile yargılanıyoruz. Adalet taleplerimize sessiz kalan hükümet, bizi yıldırmak için elinden gelen tüm kirli uygulamaları seferber etmiş, Roboski katliamını meşrulaştırmak her türlü aracı için kullanmışlardır. Asıl amaç failleri gizlemek, korumak ve aklamaktır. Başbakan ile görüşmede taleplerimizi dile getirdik. Başbakan sadece bizi dinledi. Taleplerimizi söylerken sürekli çelişkili açıklamalarda bulundu" dedi.
Hava operasyonunda ölen Hamza Encü'nün annesi Kadriye Encü ise, "Neden bize adalet vermiyorlar?" diye konuştu.
Ailelerin avukatı Meral Danış Beştaş ise, Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda bulunan dosyayı inceleyen savcısı ile görüştüğünü, gizliliğin kaldırılması için dilekçeler verdiklerini anlattı. Diyarbakır Barosu eski Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar da, hukuki anlamda bir soruşturmanın bulunmadığını öne sürdü.